İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZILARIM

VİCDAN…

17 Eylül 2011 Cumartesi, 13:59

Bir süredir yaşadığım sağlık sorunları ve beni çok etkileyen bazı akraba kayıpları; amatörce yapmaya çalıştığım “Bursa Bağımsız” haber portalını ihmal etmeme sebep oldu.

Bir süredir yaşadığım sağlık sorunları ve beni çok etkileyen bazı akraba kayıpları; amatörce yapmaya çalıştığım “Bursa Bağımsız” haber portalını ihmal etmeme sebep oldu.

Bu edilgen dönemimde beni negatif veya pozitif anlamda etkileyen birçok olay yaşadım. Bu nedenle bir iç hesaplaşma ve bazı gerçeklerle yüzleşme içine girdim.

İşte b u noktada beni en çok düşündüren, etkileyen ve benim duygu dünyamda merkeze oturan kavram nedense “Vicdan” oldu.

Çünkü vicdan; insanı insan yapan, yanlış ve doğrunun ne olduğunu bildiren duygu ve içsel sestir.

Sol /Sosyal Demokratların yakından tanıdığı kendisinden efsane başkan diye söz edilen İstanbul Belediye Eski Başkanlarından Sayın Ahmet İsvan, benim roman ve köşe yazılarımın takipçisi bir büyüğümdür.

Beni her zaman motive eden, onurlandıran, okuduğu her yazıma ufak notlar yazarak değerlendirme yapıp yanıt veren çok değerli bir dosttur.

Sevgili Dostum Ahmet İsvan, “ 21.9.2010 ” tarihinde gönderdiği e-mailde yazdığım bir yazıyla ilgili değerlendirmesini aşağıdaki şu cümle ile ifade etmişti:

“Sen partimiz içindeki namuslu insanların hafızası ve vicdanısın”

Bu övgü ve onur veren değerlendirme aslına bakarsanız taşınamayacak kadar ağır bir yüktür.

Her şeyden önce bu söze layık olmak hakkını vermek gerekir.

Düşünsenize; “namuslu insanların hafızası” olacaksınız; hadi diyelim bu Allah vergisi bir özellik ama ya “Vicdanı olmak…” o kadar kolay mı?

VİCDAN…

Felsefeye göre, iç huzuru veya iç sıkıntısı vererek kişiyi uyaran, vicdan bir kavram değil, kişinin bir yeteneğidir.

Vicdan hakkında yapılan tanımlamalara örnekler verirsek;

Vicdan insanın görgü ve bilgileriyle kendini yargılama yetisidir.

Vicdan kişiyi eylemleri hakkında yargılayarak, onaylayarak, hesap sorarak, suçlayarak hükümler veren öznel bir bilinçtir.

Vicdan insana hata ve doğruyu bildiren bir iç sestir.

Vicdan insana iyi ve kötüyü gösteren en iyi yol gösterici, en iyi pusuladır.

Vicdan neyin doğru neyin yanlış olduğunu bildiren gerçek ve tek ahlak hocasıdır.

Vicdan hata ve doğrunun sınırını belirleyen, uyumak bilmeyen, kişiyi her an, her yerde izleyen, kişinin niyetlerine göre yargılarda bulunan bir hâkimdir.

Vicdan insanın bütün duygu ve düşüncelerini, bu duygu ve düşüncelerdeki maksat ve niyetleri adım adım izleyen, hiçbirisini kaçırmayan, hatır, gönül, hoşgörü, merhamet, dostluk, iltimas vb. tanımadan yargılayıp sorumluluğu takdir eden her zaman uyanık bir hâkimdir.

Vicdan, ruhun ilahi yasalarının yüce bir ses tarzında yansıdığı, İlahi İrade Yasaları’nın gereklerini bildiren bir yeteneğidir.

Birazda İslami duyarlılıkla vicdanı irdeleyelim:

Vicdan: İnsan ruhunun en ileri bilgi kaynağıdır. O, bir şeye “evet” dedi mi, onu ne akıl yalanlayabilir, ne de duyu organları.

Vicdan, akıl ve beş duyu; hepsi de insana bir şeyler takdim ederler, ayrı ayrı hakikatlere kapı açarlar. Ama üstünlük daima vicdandadır; onu akıl takip eder, beş duyu ise en sonda gelir.

“Hissin akıl karşısındaki durumu ne ise, aklın vicdan karşısındaki durumu da odur.
Vicdana ters düşen bir akılla amel edilmez. Bir hakikati vicdanen biliyorsak, onun olmadığına dair getirilen bütün aklî deliller demagojiden ileri gitmez.

Meselâ, yaptığımız bir haksızlık için vicdan azabı duyuyorsak, aklımızın ileri süreceği hiçbir özür, derdimize deva olmaz.

İnsan birçok hakikati vicdanen bilir. Görme, işitmeden ne kadar farklı ise, vicdanen bilme de aklen kavramadan o kadar ayrıdır.

Vicdanda kıyas, mantık, fikir yürütme, hipotezler kurma yoktur. O, bütün bunlara muhtaç olmaksızın, hakikatleri doğrudan bilir.

Maviyi yeşilden gözümüzle ayırt ettiğimiz halde, şefkatin sevgiden yahut korkunun endişeden farkını vicdanen biliriz.

Akıl da vicdan da iktidar ve kontrolsüz güce emanet edilemez... Daha doğrusu edilmemelidir!..

Tüm bu öğretilere karşın bir noktanın da altını çizmek durumundayız. Vicdanlı olacağız diye taşınamayacak derecede ağır yüklerin altına girmekte büyük hatadır.

Yıllarca çevrelerine çok verici olan insanların sonunda bunalıma girip bilinç altına ittikleri öfkelerini kontrol edemeyip “yeter artık, bıktım, usandım, yoruldum, tükendim, artık kendimi düşüneceğim” gibi davranışlarla yaşam biçimlerinde beklenmedik bir şekilde U dönüşü yapabilirler.

Çünkü

Vicdan + Evham = Depresyon

Bu formülü şu nedenle burada belirtmek durumunda kaldım:

Kendini yıpratacak düzeyde vicdan ve fedakârlık duygusu gelişmiş insanların psikolojileri daha kolay bozuluyor. Bu tabloya eklenen kuşkucu, kaygılı yapıyla birlikte depresyona giden yolun kapısı aralanıyor.

Psikologların inceleme ve araştırmalarına baktığımızda şu tespitleri görebiliyoruz:

”Çevremizden de gözlemleyebileceğimiz gibi aşırı fedakâr olarak nitelendirilen bireyler kolayca karamsarlığa kapılıp, sorunlar karşısında çözüm yaratmakta güçlük çekiyorlar.

Aşırı fedakâr kişilerde görülen bu süreçte cezalandırılma, kuşkuculuk gibi düşünce kalıpları da birlikte görülebiliyor.

Psikolojik araştırmalara göre; iki yapısı (evham-vicdan) yüksek olan kişilerin endişe ve depresyon geliştirme olasılıkları çok yüksek.

Evham-vicdan kapanına kısılmış kişilerde halk arasında panik atak olarak bilinen endişe atakları yaşama olasılığı da yükseliyor.”

Buradan da anlıyoruz ki herkes taşıyabileceği yükün altına girmeli… Yoksa hem kendisine hem yakınlarına fayda yerine zarar verebilecek konuma gelebiliyor.

Yine psikologlar şu açıklamaları yapıyorlar:

”Aşırı vicdan ve evham girdabına kapılan kişileri huzurdan uzak bir yaşam bekliyor. Bu kişilerde adalet kavramı aşırı önem kazanıyor. Adaletsiz olaylara tepki gösteren bireylerde; kalp krizi, beyin kanaması, kanser veya herhangi bir hastalık adaletsizlik olarak algılanıyor.”

Okuduklarımızdan anlıyoruz ki;

Evham ve vicdan kavramları bir arada düşünüldüğünde Freud’un ‘süper ego’ denilen kavramına çok yakın bir yapı gösteriyor.

Yani yapılacak davranışın toplumsal şartlara, ahlak gibi kavramlara uygunluğu belirlenip ona göre hareket sağlanıyor. Bu yapısı belirgin olan bireyler, her an bir şeyin bedeli olarak veya olmayarak hayatlarındaki bir şeylerin kötü gidebileceğine inanıyorlar.
Bu yapı da kaygı bozukluklarının ve depresyonun temelini oluşturuyor.

Bu olasılıkları dikkatle incelediğimizde insanlık için “VİCDAN” kavramının önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Çünkü yapılan tüm yasalarda, tüm uygulamalarda vicdanın yokluğu; toplumu bozan çürüten, zulme sebep olan, hatta insanlığı yok eden savaşlara ve bazı insanları da sapkınlıklara götüren bir yol olur.

Vicdanlı olmayı, ahlaklı olmayı doğru anlamadan, kavramadan, içselştirmeden mecburi bir görev gibi yapmaya kalkanlarda da yukarda saydığımız “Vicdan + Evham = Depresyon” durumu ortaya çıkar.

Bu nedenle yaşamımızda “Vicdan” kavramı çok önem taşıyor.

Son zamanlarda bu nedenle bu kavram yaşamımın fazlaca merkezine girdi ve beni uzun uzun düşündürdü.

Hepimiz konuşurken ve kendimizi tanımlarken hep “vicdanlı” olduğumuzdan söz ederiz. Aklı başında hiç kimse “ben vicdansızım” demez, diyemez!..
Hatta kendisi öyle olsa bile itibar kaybetmemek için bunu açığa dökemez.

Yine aklı başında olan tüm ana babalar çocuklarının ahlaklı, vicdanlı, namuslu, merhametli olmasını isterler.

Psikolog Fazilet Seyidoğlu bu konuda bazı önermelerde bulunmuş bunları sizlerle paylaşmak istedim:

“Çocuğunuzun yardımsever, merhametli, şefkatli, vicdan sahibi olmasını istiyorsanız öncelikle bunu sözlerinizle, davranışlarınızla ona gösterin. Çevrenize, komşularınıza karşı yardımsever olun. Tabiatı, hayvanları sevdirin. Karşılık beklemeden iyilik yapmanın bir erdem olduğunu anlatın.

Nedir çocukların ahlaklı, vicdanlı olmalarını sağlayan?

Acaba çocuklar dünyaya gelirken “ahlaklı, vicdanlı, iyi huylu” mudurlar, yoksa bunlar sonradan mı gelişir?

Yıllardır psikoloji bilimi bu gibi soruların cevabını araştırıyor. Çeşitli cevaplar arasında en çok kabul göreni, insanın belli özelliklerle dünyaya geldiği, ama bu özelliklerin bir araya nasıl bir kompozisyon içinde getirileceğinin, hangisinin yeşerip gelişeceğinin, hangisinin solup gideceğinin anne baba davranışlarına bağlı olduğudur.

Tabi ki anne babaların yanı sıra içinde yaşanılan toplumun kuralları, beklentiler, dini inançlar da unutulmamalıdır.

İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik vicdan ve merhamettir.

Vicdanlı, merhametli bir evlat, bir gelin, bir torun, bir öğretmen yetiştirmek istemez misiniz?..

Çocuklarınızın merhametli vicdanlı olmasını istiyorsanız size pratik birkaç tavsiye:

Aile içinde birbirinize şefkatli davranışlarda bulunarak model olun. Sevgi dolu ve sıcak bir aile ortamı içinde büyüyen çocuklar başkalarının duygularına daha duyarlıdır.

Uyuyan yabancının üstünü örtün, çocuğunuz düştüğünde ona bağırmayın, 'çok mu acıdı?' diyerek sarılıp acısını hissettiğinizi ona fark ettirin.

Çevrenizde yardımsever davranışlarda bulunun. Fakirlere, muhtaç olanlara yardım edin; küçülen kıyafetlerinizi, oyuncaklarınızı çocuğunuz ile birlikte seçip verin.

Çocuğunuzun size yardımcı olmasına izin verin. Eline toz bezi verin, birlikte evin tozunu alın. Sofrayı hazırlama, bulaşık makinesini boşaltma, küçük kardeşiyle ilgilenme veya çöpleri atma gibi evle ilgili düzenli sorumluluklar verin.

Tabiatı ona sevdirin. Tabiat ile bütünleşmesinde ona yardımcı olun. Evinizdeki çiçekleri sulama vazifesini verin. Çiçekleri koklayın ve hatta çiçeklerle konuşun.

Hayvanları sevdirin ve besleyin. Birlikte aç bir köpeği, susamış kediyi besleyin; artan yemeklerinizi poşetleyip sokaktaki hayvanlara verin. Karıncaları ezmeyin.

Onun paylaşmanın güzelliğini, sevincini içinde hissetmesine vesile olun. Beslenme çantasına arkadaşlarıyla paylaşması için ara sıra sürprizler hazırlayın.

Düşünceli ve iyiliksever davranışları onun karakteriyle özdeşleştirin. \'Sen yardımsever, güzel düşünen bir çocuksun\' gibi.

Davranışlarının başkaları üzerinden etkilerini anlatın. Arkadaşına zarar verdiğinde veya haksız bir davranışta bulunduğunda \'Sen onun yerinde olsaydın ne hissederdin?\' sorusunu sorun. Haksız davranmasına izin vermeyin. Kurallarınızı açık ve net koyun.

Duygularını anlayın ve ifade etmesinde yardımcı olun, duygularını anladığınızı ona hissettirin ve bol bol duygularıyla ilgili sözcükler kullanın. \'Çok kızgın gözüküyorsun, bir şey mi oldu?\' gibi...

Akrabalarınızla ilişkilerinizi güçlendirin. Dayı, hala, amca, teyzeleriyle düzenli görüşmesine vesile olun.

Karşılık beklemeden iyilik yapmanın bir erdem olduğunu ona davranışlarınızla ve sözlerinizle ifade edin. Siz de karşılık beklemeden iyilikler yapın.

İyi çocukların yapacağı şeylerin listesini çıkarın, odasına asın. Yaptığı her iyiliğin muhakkak karşılık göreceğini anlatın.

İdeallerine, iyi çocukların yapacakları şeyleri koyun. Yaptığı her iyi davranışta meleklerin onu alkışladığını ve yaptığı iyiliklerin bu dünyada ve ahi-rette de iyilik olarak karşısına çıkacağını anlatın”

Psikolog Fazilet Seyidoğlu’nun bu tavsiyelerine yüzlerce önermeyle katkı yapabiliriz.

.
Şimdi biliyorum ki bu yazımı okuma zahmetine katılan herkes biraz şaşkındır!!! Bu güne dek ağırlıklı olarak siyaset yazan bir insan neden böyle bir yazı yazma gereği duyduğumu merak edip “acaba sebebi ne?” diye düşünebilir.

O nedenle neden gerek duyduğum konusuna şöyle bir açıklama yapabilirim:

Bu yazım öncelikle kadın erkek ayırmadan yaşlı genç kategorize etmeden hatta cahil kültürlü farkını gözetmeden herkes için yazdım.

Yine bu yazımı, sağcı solcu gözetmeden, ideolojik farklılıklara takılamadan, hatta inançlı, inançsız olan hereksele paylaşmak için yazdım.

Bu yazıyı, en güçlüden en güçsüze, en hodbin ve zalimden en müşfik ve hoşgörülüye empati yapabilmeleri için yazdım.

Bu yazıyı kendini en fedakâr, en özverili, en iyiliksever ve insanlar için sürekli koşturduğunu başa kalkıp farkında olmadan vicdansızlaşanlar için yazdım

Bu yazıyı ben çok vicdanlıyım, ben çok iyilikseverim, ben ömrümü başkalarına adamış fedakârlığı yaşam biçimine dönüştürmüş bu nedenle tükendiğini ilan ederek saygısızlaşan hatta yozlaşan daha da ötesi farkına varmadan vicdansızlaşanlar için yazdım…

Birde bu yazıyı bazı siyasilerin, inatla hata üstüne hata yaptıklarını bilmelerine karşın vazgeçemediği egolarını şişirmek ve toplumu kandırmak için gerçeklerin ve vicdanlarının üstüne siyah bir şal örtüp; “beni itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar” diye inkâr politikası izleyip kendini ve toplumu kandıranlar için yazdım.

Yine bazı aklı ve isterisi mantığının ve aklının önüne geçmiş, makam ve mevki için zücaciye dükkânına girmiş fil gibi her şeyi yıkıp döken, etrafındaki insanları kırıp inciten, geçmişi, dostlukları, paylaşılan güzellikleri hiçe sayan; hatta zorda kalınca iftira atıp insan satan ama bu gün milleti temsil etme görevini üstlenmiş siyasilerin (!) kalmışsa vicdanlarına dokunsun diye yazdım.

Bir önemli nedense bu toplumun değer yargılarına ve geleneklerine saygı duymayan; ana- babalarına ve kendilerine ihtiyaç duyan yaşlılarına saygı sevgi göstermeyen veya yaptığı görevi ve hizmeti onların başına kalkan, onurlarını kıran, vicdansızlığı vicdanla karıştıran modern çağın (!) evlat türlerine akıllarını başlarına alsınlar diye yazdım.

Yine insanlara ve yakınlarına hangi gerekçeyle olursa olsun; sevgi yerine yüreklerinde öfke, kızgınlık, kırgınlık, nefret biriktirip o duygularıyla insanların en zorda olduğu, en zayıf olduğu bir zamanda intikam almaya kalkan marazi ruhlar iflah olsun diye yazdım.

Ayrıca;

İyi gün dostlarına, zor günlerde kaybolanlara, en ufak bir çıkar çelişkisinde dostluğu bir kalemde silebilen faydacılara, dostluğu “hep bana reb bana” olarak anlayan çıkarcılara acaba bir çıkarım olurda ders alırlar mı diye yazdım.

Ama en önemlisi toplumun geleceğini şekillendirecek yurttaşları yetiştiren tüm ana babalara, toplumsal onurun temel taşı olan saygı ve sevgiyi unutmuş haddini aşmış tüm entel dantel olmuş evlatlara akıllarını başlarına alsınlar diye yazdım…

Unutulmasın ki; çekilen acıların her biri yağmur tanesi olsaydı, o yağmur bugün başlar ve sonsuza kadar devam ederdi…

Güler Buğday


CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN

11 Haziran 2015 Perşembe, 12:05

GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.

15 Aralık 2014 Pazartesi, 09:50

ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..

24 Eylül 2014 Çarşamba, 17:48

12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?

12 Eylül 2014 Cuma, 08:33

Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?

04 Ağustos 2014 Pazartesi, 12:37

Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'

09 Temmuz 2014 Çarşamba, 09:41

Tüm Dostlara Teşekkür…

03 Nisan 2014 Perşembe, 09:09

Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!

06 Mart 2014 Perşembe, 12:22

Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:

01 Ocak 2014 Çarşamba, 12:09

Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...

13 Aralık 2013 Cuma, 14:43

Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.

05 Ekim 2013 Cumartesi, 08:35

Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...

10 Temmuz 2013 Çarşamba, 09:23

Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım

16 Haziran 2013 Pazar, 05:22

CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…

12 Haziran 2013 Çarşamba, 21:08

Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!

04 Haziran 2013 Salı, 08:22

“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…

15 Mayıs 2013 Çarşamba, 07:40

Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.

29 Ekim 2012 Pazartesi, 02:36

Sadece İnsan Olmak!

26 Eylül 2012 Çarşamba, 08:25

Annemin de Başını Ezerler mi?

12 Eylül 2012 Çarşamba, 08:21

Sol Pencereden Ülkücü Yazar Metin Kaplan ve Yeni Kitabı: “Fent/ Orgeneral Eşref Bitlis Suikastı”

20 Ağustos 2012 Pazartesi, 11:33

CHP’de 'Değişim - Dönüşüm ve Yenileşme' slogan olarak kalıp yanlış algılamalarla dezenformasyona sebep olmamalı…

21 Temmuz 2012 Cumartesi, 07:26

CHP’de, %33 Kadın Kotasındaki Haksız Uygulamalar, Siyasetteki Kadın Emeğini Yok mu Ediyor?

25 Haziran 2012 Pazartesi, 18:49

CHP İl Kongresinde kalite, zarafet ve hoşgörü çıta yükseltti.

18 Haziran 2012 Pazartesi, 11:40

CHP’de Değişim ve Uzlaşma Talebi Filiz verdi.

16 Haziran 2012 Cumartesi, 14:56

Gürhan Akdoğan, CHP İl Başkanlığına Aday Olmuyor! Değerli Emaneti Yahya Şimşek’e Teslim Etmek İstiyor.

05 Haziran 2012 Salı, 10:42

Bugün köşemi ‘İşten çıkarılmam için bana tuzak kuruldu’ diye isyan eden Gazeteci Özlem Buğday Yağmur’a verdim:

21 Mayıs 2012 Pazartesi, 10:45

Bu gün anneler günü. 12 Eylül faşizminde sürgünde olan bir annenin duyguları!...

13 Mayıs 2012 Pazar, 11:04

1 Mayıs emeği sömürmeyenlere bayram olsun

01 Mayıs 2012 Salı, 14:32

Bu gün göz ameliyatı olacaktım, ancak gelişen bir kriz sonucu amelyat masasından kalkmak zorunda kaldım.

27 Nisan 2012 Cuma, 08:04

Tatlı Cadılarımın yani “Genetik Devrimcilerin “ bu gün yaş günü…

22 Nisan 2012 Pazar, 10:26

12 Eylül Faşist Darbesinde Avukat Ahmet Hilmi Feyzioğlu Bursa Emniyet Müdürlüğü’nün beşinci katından atılarak öldürülmüştü…

04 Nisan 2012 Çarşamba, 12:14

CHP'den emekçi kadınlara onur belgesi

09 Mart 2012 Cuma, 06:54

Genetik Devrimci Çocuklar…

04 Şubat 2012 Cumartesi, 09:07

Ülkenizi ve halkınızı ‘torunlarınız’ gibi sevin!!!

03 Ocak 2012 Salı, 10:37

CHP’de muhalefet ve Baykal’cılar, bulanık suda balık avlamak istiyor…

13 Aralık 2011 Salı, 08:37

Bu ülkede mütevazı olmak; hele hele siyasette böyle davranmak aptallığa eşdeğerdir…

29 Kasım 2011 Salı, 08:48

Mutsuzum… Ancak, Mutsuzluk tehlikelidir…

20 Kasım 2011 Pazar, 09:53

Beşinci kattan aşağıya düşmek kaç saniye tutar acaba?

07 Ekim 2011 Cuma, 10:40

VİCDAN…

17 Eylül 2011 Cumartesi, 13:59

Huylu huyundan vazgeçmiyor!!!

01 Eylül 2011 Perşembe, 09:11

CHP Üst Yönetiminde Değişimin Kodları!!!

13 Ağustos 2011 Cumartesi, 08:27

Sayın Gürsel Tekin, Bursa İl Kongresi ile ilgili çıkan spekülâsyonlara, ‘Sol/Sosyal Demokrat’lara yakışan’ tavrı koydu.

06 Ağustos 2011 Cumartesi, 14:40

Bursa CHP, kriz üretme merkezi oldu...

30 Temmuz 2011 Cumartesi, 10:17

Yeni CHP’den duyurulur:“Yeni bir tüzük yapmayı düşündüğümüzden, eskisinin hükmü yoktur…!!!”

14 Temmuz 2011 Perşembe, 11:21

Yeni CHP’de Mızrak Çuvala Sığmıyor.

22 Haziran 2011 Çarşamba, 09:23

Egosu Doyumsuz Başbakan’ın Belaltı Savaşlarının Gerekçesi...

18 Mayıs 2011 Çarşamba, 11:20

Yeni CHP Zengin Severler Partisi mi Oluyor?

17 Nisan 2011 Pazar, 14:43

Yeni CHP’de: GDO’lu üyeler İN, organik üyeler OUT…

22 Mart 2011 Salı, 09:08

Bursa’da Aydınlığın Meşalesini Mümin Ceyhan Taşıyor.

10 Mart 2011 Perşembe, 15:37

CHP Sağcı, AKP Solcu, arıyor!!! Fikri Sağlar’dan ‘RET’

02 Mart 2011 Çarşamba, 15:43

Bursa CHP’de Yöneticiler (!) Kafayı Basına Taktı…

24 Şubat 2011 Perşembe, 12:59

Mudanya CHP’de kuraldışı uygulamalar kaos yarattı.

12 Şubat 2011 Cumartesi, 17:22

CHP’de Ayaklar Baş Olmasın!!!

04 Şubat 2011 Cuma, 14:27

Bursa Bağımsız’dan Merhaba...

02 Şubat 2011 Çarşamba, 08:32

Deniz Baykal'a 2nci Ciddi Uyarımdır!

12 Ocak 2011 Çarşamba, 12:02

Referandum Değerlendirmesi

11 Ocak 2011 Salı, 12:01

CHP ve Kılıçdaroğlu'na Pranga Olmayın

10 Ocak 2011 Pazartesi, 12:01

12 Eylül Faşizmi Kimlerin Çocuklarını Korkuttu?

09 Ocak 2011 Pazar, 12:03

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız