|
Bursalı yazar Güler Buğday, “Annemin de Başını Ezerler mi” adlı ilk kitabını 55 yaşında yayımladı…
Füreya kırkından sonra seramikçi olmuş…
Güler Buğday’a ne demeli…
50’sinden sonra yazar;
55’inden sonra da köşe yazarı oldu…
Öncesinde, eğitmendi, siyasetçiydi, işkadınıydı, anneydi, anneanneydi, ev kadınıydı…
Ama hep dik kafalı, dik duran bir kadındı.
İlk kitabı, bir ömrün birikimiydi…
İnsanlara anlatmak istediklerini konuşmak yerine yazarak iletmeyi denemek istemişti aslında…
Taslak halindeyken okuduğumda, bu edebi bir eser değil ama bir döneme tanıklık eden siyasi bir roman ve ardılları gelecek demiştim…
Öyle de oldu…
Güler Buğday “Annemin de Başını Ezerler mi”yi şöyle tanımlar:
“…Annemin de Başını Ezerler mi?, 12 Mart ve 12 Eylül faşizminin insanlarımıza yaşatmış olduğu maddi ve manevi işkencelerin tanıklığıdır.
Bu kitapta, ülkemiz tarihinde demokrasinin kökten yok sayıldığı, insan haklarının acımasızca ihlal edildiği, hukuksuzluğun kanun yapılarak uygulandığı karanlık günlerden bir kesit ele alınmıştır.
‘Annemin de Başını Ezerler mi’ sorusunu, 1980 Türkiye’sinde ilkokulda okuyan bir kız çocuğuna sorduran duyguyu nasıl anlatabiliriz?
Korku!..Dehşet!..Endişe!..Panik..Ve barbarca uygulanan şiddet! Yıllar sonra faşist darbenin arka perdesi aralandıkça, darbeyi yapanların gerçek yüzü ve ülkeye yapılan ihanet daha somut olarak ortaya çıktı. “
Güler Buğday, sadece kitap yazmakla kalsa iyi…
Bir de başımıza öyle bir köşe yazarı kesildi ki, sormayın…
Özgür kişiliğine uygun bir ortamda sanal alemde yazdığı yazılar eminim, çok kişinin uykusunu kaçırıyordur.
Buğday, şimdi dördüncü kitabını yazmakla meşgul…
Öte yandan, başlarken, haftada hatta 15 günde bir yazarım dediği köşe yazılarını kimi zaman gün aşırı yazar oldu.
Art arda yazdığı da vaki…
Üstelik de, biz yerelde kalem çürütürken pardon klavye eskitirken, Güler Buğday ulusaldan uluslararası internet sitelerine çoktan uçtu bile…
Şimdilerde yazıları “www.5n1khaber.com”; “www.yorumyaz.com”; “www.kuvayimilliyegazetesi.com”;”www.gülbengerg.com”; “www.antiemperyalist.com”; “www.yenibursa.com” ve daha pek çok internet gazetesinde Emin Çölaşan, Erol Manisalı, Emre Kongar, Bekir Çoşkun, Erol Mütercimler gibi isimlerle yan yana yer alıyor…
En son yazısının başlığı “Kral Abdullah Anıtkabir’e Gitse Deftere Ne yazardı” idi…
Önceki gün, Ankara’daydım. Anıtkabir’i de ziyaret ettim… Cumartesi günü sabahın dokuzuydu, yine de ziyaretçi yoğunluğu vardı.
İçimde emanete sahip çıkamamışlık duygusu, boğazımda bir yumru, Güler Buğday’ın yazısını anımsadım durdum…
Anı defterini bir türlü yazamadım.
19 Temmuz 2006 tarihinde yayınlanan “Kefil Olana Kefil misiniz?” ve 27 Mayıs 2006 tarihli “Ağzına Acı Biber Sürmeli” başlıklı yazılar, 8 Mart 2006 tarihli “Gençler Kimi Alkışladı”; “Peçeyi Çıkardı Gözlerini Yumdu” başlıklı yazıları internet sitelerinde ve forumlarda en çok dönen yazılar arasında yer alıyor..
Öte yandan Güler Buğday’ın ilk yazmış olduğu “Annemin de Başını Ezerler mi” adlı kitabı ile “Dağların Rengi Kırmızı” adlı romanı yeni bir başarıya imza attı…
İlk iki baskısı An Yayınevi’nden çıkan kitaplar bu defa yeni bir sayfa ve kapak düzeni ve daha kaliteli bir sunumla Mephisto Kitabevi (Mep) tarafından yayımlandı…
Üçüncü baskısı yapılan kitapların yeni basımlarını yazarına büyük bir zevkle imzalattım…
Bursalı bir yazar için 520 ve 600 sayfadan oluşan iki kitabın 3 baskı yapması bana göre kim ne derse desin, büyük bir yazın başarısıdır…
|
