İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Alperen Ocakları \'Kimin\' sopası?

Alperen Ocakları \'Kimin\' sopası?

10 Nisan 2014 Perşembe, 09:40

Ayşenur Arslan / YURT

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na saldırı, neyse ki hafif atlatıldı. Kılıçdaroğlu da olayı –medya mutfağının deyişiyle- köpürtmedi. Abartmadı.

Ancak eminim –daha doğrusu diliyorum- CHP kurmayları saldırganın kimliğini ve motivasyonunu, amacını titizlikle araştırıyordur.

Zira, saldırganın, daha gözaltına alındığı anda açıkladığı “o kimlik” çok şey düşündürtüyor: Alperen Ocakları (Erzurum) üyesi.

Eski adıyla Nizam-ı Âlem, yeni adıyla Alperen Ocakları gerçekten de düşünülmesi gereken bir oluşum. İsimlerini daha sık duymaya başladığımız Türkçü / Turancı / İslâmcı / Ümmetçi bir örgütlenme.

12 Eylül öncesinde MHP’nin Ülkü Ocakları gibi.. Nitekim eylemleri ve sloganları ile eski Ülkücüleri hatırlatıyorlar. Ancak bugünün MHP’sinden çok uzaktalar. O hareketten kopan Büyük Birlik Partisi’nin gençlik kolu olarak öne çıkıyorlar.

HER YERDELER!
Aşırı milliyetçi ve radikal İslâmcı diye özetleyebileceğimiz bu hareketin militanlarını pek çok olayda gördük. Birkaç örnekle siz de hatırlayacaksınız:

Örneğin İdil Biret Topkapı Sarayı’nda konser verirken dışarıda “lanetleme eylemi” düzenlemişlerdi.

Örneğin Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düştüğünde; takım elbiseleri ve kösele ayakkabılarıyla karlar üzerindeki aramalara katılmışlardı. “Lidere bağlılık / biat” konusunda tüm siyasi hareketlerin gençlerini geride bırakan Alperenler, o gün de Yazıcıoğlu için “ölmeye hazır” görünmüşlerdi.

Ölmeye hazır olanlar öldürmeye de hazırdır. Hrant Dink suikastının ardında Alperen Ocakları’ndan yetişme gençlerin olması tesadüf olmasa gerek.

Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast.. Üçü de Alperen Ocakları’nın Trabzon Şubesi’nde keşfedilmiş ve belki “devşirilmişti”.

Ama, bu örgütlenme, Dink suikastının –hâlâ aydınlatılamayan- karanlık sayfalarında kaybolup gitmişti. Suikast sanki bireysel bir eylem gibi algılanmış, Alperen Ocakları’nın üstüne gidilmemiş/ gidilememişti.

ARKALARINDA KİM VAR?
Bunun önemini, çok sonraları, Gezi eylemleri sonrasında gördük. O gençler, ellerinde “Allah’ın sopası” dedikleri sopalarla, polisin yanında / arkasında tekbir getirerek Gezicilere saldırıyordu.

Yine Dink suikastı sonrası ortaya çıkmıştı ki, Alperen Ocakları ve Emniyet arasında çok sıkı bir ilişki vardı. Orada örgütlenen gençler aynı zamanda “polis muhbiri” olarak kullanılıyordu.

Yani, Gezi sırasında polisin yanında / arkasında olmaları tesadüf değildi. Hiç değildi.

Gelelim can alıcı soruya:

Alperen Ocakları ve orada devşirilen gençlerin arkasında gerçekte hangi siyasi hareket var? Ellerindeki sopa gerçekte hangi siyasi hareketin sopası?

Bu soruya, birkaç yıl önce yanıt vermek çok kolaydı. Çünkü o zaman AKP iktidarı ve Cemaat el ele çalışıyordu. Alperenler de her iki cephenin “çocukları” idi.

Peki İktidar ile Cemaat’in yolları ayrılınca “çocuklar kimde kaldı?” Şimdi arkalarında kim var: Erdoğan mı Gülen mi?

ÜZERİNE GİDİLMELİ
Alperen Ocakları, Fethullah Gülen’in faal rol oynadığı Komünizmle Mücadele dernekleri ile aynı kumaştan. Bakmayın Gülen’in şefkat dolu gözyaşlarına.. Aslında ruhunun ve düşüncelerinin ne kadar sert olduğunu bilen biliyor. Dolayısıyla elleri sopalı (belki silahlı) gençlerle bir arada düşünmek yanlış olsa bile saçma olmaz!

Ayrıca Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünü bir suikast gibi durup durup gündeme getiren Gülen’den başkası değil.

İktidar cephesinde ise, bugüne kadar ortaya çıkan tablo itibariyle pragmatik bir tutum gözleniyor.

Böylesine “hareketli” bir örgütlenmeyi kullanmak, iktidarın işine geliyor. Gezi’de olduğu gibi, Başbakan’ın kritik dönemlerdeki mitinglerinde ortaya çıkmaları boşuna değil.

Ancak, iktidar bugüne kadar Alperen Ocakları’na açıktan sahip çıkmadı. Dink suikastında olduğu gibi, Alperen Ocakları’na uzanan emniyet / istihbarat bağlantılarına “uzaktan bakmakla” yetindi. Gerektiğinde “bizimle ilgisi yok” diyebileceği bir mesafede durmaya çalıştı.

Oysa, hele toplumsal kutuplaşmanın giderek düşmanlığa dönüştüğü bugünlerde, iktidar artık bu oyunu oynayamaz.

Yıllarca sadece “duyum” üzerinden “saldıracaklar” diye mağduriyet devşiren Başbakan, bu ülkenin ana muhalefet liderine saldırıyı görmezden gelemez.

Alperen Ocakları hakkında gecikmiş bir inceleme başlatması için bu son saldırı çok önemli ve hassas bir örnek. Eğer o gençleri günün birinde “kullanmak” gibi bir niyeti yoksa harekete geçmeli. O sopaların “KİMİN SOPASI” olduğunu ortaya koymalı.

SON DAKİKA: Yazıyı göndermeye hazırlanırken Alperen Ocakları’ndan “saldırganın bizimle alakası yok” açıklaması geldi. Umarım öyledir. Ancak, yine de yazıda yer verdiğim tüm örneklere (ve saldırganın facebook sayfasına) bakınca Alperen Ocakları’nın en azından “inceleme altına alınması” gerektiği de açık.


BİR KOLTUK.. 100 SANDALYE.. 30 YASTIK..
Dün Evrensel Gazetesi’nin manşetinde okudum. Kayseri’de Sarıoğlan Belediye Başkan adayı Ali Taştan, yaklaşık 100 haneli Alevi mahallesi İğdeli’de Cem Evi’ne yardımda bulunmuş. 100 sandalye, 5 masa, 30 da yastık göndermiş.

Ali Taştan, 30 Mart seçimlerinde AKP’den başkan seçilmeyi başarmış. Yani başkanlık koltuğunu almış.

Gelin görün ki, İğdeli Mahallesi’nden AKP’ye tek bir oy bile çıkmamış.

Peki, bunun üzerine AKP’li başkan ne yapmış?

Bildiniz. Belediyeden adamlarını gönderip sandalye, masa ve yastıkları geri aldırmış.

Açılımların samimiyetsizliği mi.. Ya da kardeşliğin “kullanım süresi seçimde sona eren” bayatlamış bir kılıf olduğu mu..

Kurulacak bütün cümleler fuzuli. Şu haber her şeyi anlatıyor. Hem de tane tane.. Adet adet..

KARA YÜREKLER
Milliyet Gazetesi derleyip yazmasa insan inanmakta güçlük çekebilir. Pamir kaybolduğunda sosyal medyada söylenenler, ortaya atılan iddialar gerçekten inanılır gibi değildi: Geziciler, Pamir’in kayboluşunu fırsat bilip Zekeriyaköy’de 3. Köprü için eylem alanı bakmışlardı.. Hatta Pamir’in kayboluşunun arkasında böyle bir hazırlık aramak lâzımdı.. Nitekim, baba ne kadar da sakindi.. Ayrıca bir söylentiye göre baba Alevi’ydi.. Sanatçıların, ünlü isimlerin ve hatta AKUT ekiplerinin anında oraya koşmasında da bütün bunlar (ve kim bilir daha neler) rol oynamıştı..

Dünya tatlısı Pamir ne yazık ki ölü bulundu. Ve o ana kadar kin, nefret, sevgisizlik kusanlar hiç değilse susmayı akıl etti.

Ancak bir genç adam.. Yeni Akit yazarı ve Ülke TV’de program yapan Ersoy Dede, tam da Pamir’in öldüğünün anlaşıldığı gün oturup şöyle bir yazı yazdı:

“Sırf İstanbul’da günde 26 çocuk kayboluyor. Ülke genelinde bu rakam binlerle ifade ediliyor.. Ama bütün tantana Pamir’e yapılıyor.. Kötü örnek üzerinden gidelim demiyorum. Yani kayıp bir çocuğa dünyaları yakalım.. İtirazım yok.. Ama derim ki, her kayıp çocuk için bunu yapamayacaksak, Pamir için verdiğimiz mücadeledeki samimiyetimizi sorgulatmaz mı bu?..

Bütün arama çalışmaları boyunca, birileri özellikle buradan bir siyasi hesap çıkarma telaşına tutuldu.. Hatta şöyle söyleyeyim “Pamir’in katili devlettir” diyebilmek için çırpınıp duran adamlar gördüm sosyal medyada.. Ki zevzeklik seviyesinde; “Pamir bulunmazsa Taksim’e çıkarız” diyenler bunun referansıdır.. Hatta Pamir’in kaybolduğu ve daha sonra cansız bedeninin bulunduğu yerden 6 kilometre ötede arama yapan ve 3.Köprü için ağaç katliamı (!) fotoları paylaşanların niyetleri hakikaten küçük çocuğun sağ salim bulunması mıydı? Mesele Pamir değildi aslında ya bakma, işler çığrından çıkınca herkes evine döndü.. Kalın sağlıcakla.”

NOT: Tatlı Pamir’in anısını kirletiyor diye tereddüt etmedim değil. Ancak “ülkeyi kimlerle paylaştığımızı hatırlatması için” yazıyı paylaşmaya karar verdim.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız