İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Antakya’da sakallı aradım

Antakya’da sakallı aradım

21 Eylül 2012 Cuma, 10:15

Ahmet HAKAN /Hürriyet

Saat: 24.00... Antakya sokaklarındayım... “El Kaideci” arıyorum...

Caddeler boyu gezdim, “Asi” nehrinin köprülerine baktım, eski Antakya evlerinin bulunduğu dar sokaklarda dolaştım. Yok, yok...
Şu kadarını söyleyeyim: Ortalıktaki tek sakallı bendim.
Sordum soruşturdum. “Ne oldu?” dedim. “Nereye kayboldular?” dedim. İki tür cevap aldım:
Bazıları dediler ki: El Kaide’ciler zaten yoktular. Şehirde görülen ve “El Kaideci” sanılan sakallılar, kamplardan alışverişe gelen mültecilerdi. Yetkililer bir haftadır bu mültecilerin şehre girişini yasakladı...
Bazıları da şunu dediler: “El Kaide”ciler vardı... Bir süredir ortalıkta görünmüyorlar... Devlet olaya el koydu... Ortalıktan çekildiler.
Son not: Antakya’da “sakallı” hassasiyeti o denli artmış ki, sokaklarda dolaşırken inceden tedirgin olmadım desem yalan olur.

Ürkütücü boyutta birlik beraberlik vurgusu

Antakya’da künefeciye gittim.
Dedim ki:
Selamünaleyküm künefeci kardeş... İşler nasıl?
Cevap şöyle geldi:
“Aleykümselam... Biz burada Alevi’siyle, Sünni’siyle birlik ve beraberlik içindeyiz.”
* * *
Taksiye bindim. Dedim ki:
Neler oluyor birader?
Taksici hiç düşünmeden cevap verdi: “Hiç kimse bizim birlik ve beraberliğimizi bozamaz, Alevi–Sünni barış içinde yaşayıp gidiyoruz.”
* * *
Defne sabunu alayım dedim.
Daha “bismillah” demeden defne sabunu satıcısı başladı konuşmaya: “Burası medeniyetler şehridir... Burada birlik ve beraberlik asla bitmez. Ben Sünni’yim, ortağım Alevi...”
* * *
Otele gittim, resepsiyon görevlisi “birlik ve beraberlik” dedi.
Kahveye girdim, kahvedeki amca “kardeşiz kardeş” dedi.
Esnaf Odası Başkanı ile görüştüm, “Alevi–Sünni beraberdir” dedi.
Anadolu Restoran’daki garson, “Burası huzur şehridir” dedi.
Ve böylece ben 12 Eylül günlerinde Kenan Evren’den işittiğimden daha çok “birlik ve beraberlik” cümlesini Antakya’da işitmiş oldum.
* * *
Ürktüm biraz...
Nasıl ürkmeyeyim?
“Birlik ve beraberlik” yaşanılır, vurgulanmaz. Vurgulanıyorsa, hem de bu denli çok vurgulanıyorsa tehlike belirmiş demektir.

Altı maddelik özet: Hatay’ın Esad’a bakışı

BU şehirde...
“Resmi görüşler” var, “gayriresmi görüşler” var.
Dolayısıyla:
Bu şehrin nabzını tutmak kolay değil.
Ama ben yine de anlamaya çalıştım.
Anladıklarım şunlardır:
* * *
BİR: “Suriye” dendiğinde Kastamonulular ya da Tekirdağlılar kesin bir kayıtsızlık içinde olabilirler. Ama Hataylılar öyle değil.
İKİ: Hatay’daki Suriye duyarlılığına “akraba duyarlılığı” diyebiliriz. Hataylıların Suriye’de akrabaları var. Esad’a yakın akrabaları da var, Esad yönetimine başkaldırmış akrabaları da var... Hatay halkı, Suriye’de olup bitenleri yüreği ağzında izliyor... Bir akraba tedirginliğiyle...
ÜÇ: Suriye ile sınırlar açıldığında en çok sevinenler Hataylılar olmuştu. Nasıl sevinmesinler? Şehir ekonomisini coşturan bir olaydı bu... Sınırlar kapanıp savaş nizamına geçildiğinde ise en çok üzülenler yine onlar oldu. Çünkü ekonomik coşku bitme noktasına gelmiş.
DÖRT: Hatay’da Esad’a “mezhep duyarlılığı” ile destek çıkanlar ya da “mezhep duyarlılığı” ile karşı çıkanlar var mı? Bu soruya kamu alanında kimse “evet, var” demiyor. Ama hissediyorsunuz: Evet, var... Peki buradan yola çıkarak “Bütün Aleviler Esad’dan yana/Bütün Sünniler Özgür Suriye Ordusu’ndan yana” denklemini kurabilir miyiz? Tabii ki hayır... Böyle bir genelleme yapılamıyor. Çünkü bu genellemeyi boşa çıkaracak çok örnek var.
BEŞ: Aslında olay şu: Alevi’siyle, Sünni’siyle herkes Suriye krizinden rahatsız... “Keşke olmasaydı” diye geçiriyorlar içlerinden... Bu öyle bir hissiyat ki, yapılan her türlü soğukkanlı politik analiz boşa gidiyor... “Kim haklı/Kim haksız” meselesinin zerre kadar önemi yok Hatay halkının gözünde... Onlar sadece “keşke olmasaydı” diyorlar.
ALTI: Peki ya Türkiye’nin Suriye politikası? Bu konuda ne düşünüyorlar? Şöyle söyleyeyim: Memnun değiller... Kimi çok memnuniyetsiz, kimi az... Kimi sesini yükseltiyor, kimi kısık sesle konuşuyor... Kimi açığa vuruyor, kimi içine atıyor... Ama sonuç şu: Hatay halkı Türkiye’nin Suriye politikasından memnun değil... “Aşırı sevgi”den “aşırı nefret”e kayışın nedenlerini bir türlü anlayamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar.

Alevi mi, Nusayri mi?

Antakya’da şu sorunun peşine düştüm:
Alevi nedir, Nusayri nedir? Antakya’da Aleviler mi var, Nusayriler mi var?
* * *
“Biz Aleviyiz kardeşim... Nusayrilik bilmeyiz” diyen de oldu, “Hayır, biz Nusayri’yiz” diyen de oldu.
“Suriye Nusayrileri ayrı, biz ayrıyız” diyen de oldu, “Ayrı falan değiliz, biz de onlar gibi inanıyoruz” diyen de oldu.
“Bize Nusayri denmesi sonradan çıktı, eskiden bu yoktu” diyen de oldu, “Nusayrilik eskiden beri kullanılır” diyen de oldu.
En sonunda bir “bilen”e sormaya karar verdik.
Herkes dedi ki “Bu işi en iyi ‘Şıh’ Mehmet Mullaoğlu bilir.”
* * *
Kapısını çaldık Mehmet Mullaoğlu’nun...
Şunları söyledi:
Biz Aleviyiz... Bize Alevi denir.
Nusayri denmesine de bir itirazımız yoktur.
Suriye’deki Alevilerle aynı inancı paylaşırız.
Tarih boyunca gördüğümüz zulümler nedeniyle sırlarımız oldu. Ama artık sır yok. Ben inancımızın kitaplarını yazıyorum.
Bizim için “Ali’ye tapar” derler. Biz Ali’yi taparcasına severiz ama ona tapmayız. Allah’a taparız.
Hz. Muhammed bizim de peygamberimizdir. Kuran bizim de kitabımızdır. Biz Müslüman’ız.

İddiaların er meydanı Hatay

Rivayetler şehri olmuş Hatay...
Bir odak “Bütün şehir El Kaide’cilerin işgali altında” diyor, resmi makam “Bir tek El Kaide’ci bile yok” diyor.
Bir odak “hesap ödemeyen El Kaide’ci” hikâyeleri anlatıyor, resmi makam “Külliyen yalan” diyor.
Bir odak “Kamplarda savaşçılar var” diyor, resmi makam “Yüzde 80’i kadın ve çocuk” diyor.
Bir odak “Sınır delik deşik” diyor, resmi makam “Yok öyle bir şey” diyor.
* * *
Ben hayatımda hiç bu kadar “Kime inanacağımı şaşırdım” durumuna düşmemiştim. Bu şehir rivayetlerin er meydanı olmuş.
İddiaların ve cevapların savaş alanı...
Birbirine taban tabana zıt o kadar cümle işitiyorsunuz ki... En sonunda “Ben bu işin içinden çıkamam” diye pes ediyorsunuz.
Tabii şu cümleyi de mırıldanarak:
Zavallı Hatay... Savaş istihbaratı denilen adi tezviratın ölçüsüz ve ölümüne saldırısı altında kalmışsın...

Antakya’dan çizgiler

Antakya sokaklarında dolaşırken tarihi mekânları anlatan herkes söze “milattan önce” ya da “milattan sonra” diye başlıyor... Etkileyici... Hem de çok. Ama her ne hikmetse tarihi milada ayarlı bir kentte “Biliyor musunuz, ‘Asi’ dizisi burada çekildi” cümlesini de gereğinden fazla işitiyorsunuz. Hay bin kunduz!
“Künefe” Antakya’nın milli tatlısıdır. Nokta. Neden mi bu kadar kesin konuşuyorum? Şundan dolayı: Başka hiçbir kentte “Künefeciler Meydanı” yoktur da ondan... Bu arada Antakya’da sabaha kadar açık künefeciler de mevcut...
“Antakya mutfağı” deyip geçmeyin... Olayın erbabı Antakya mutfağının tarihini Roma İmparatorluğu dönemine dayandırıyor. Her uygarlıktan bir şeyler alarak oluşmuş bu mutfak... Öyle “Arap mutfağı canım ne olacak” diye geçiştirecek bir mutfak değil.
Arap dünyasının popüler sanatçıları da Antakya’da da popüler...
“Antakya kahvaltısı” diye bir şey var... 168 çeşit... Üstelik her çeşit otantik ve farklı... “Bizim kahvaltımız başka şehirlerin kahvaltılarına benzemez” diyorlar Antakyalılar.

İyi bir vali

Hatay kentinin...
Hatay tarihini sular seller gibi ezberlemiş...
Tarihi binalara meraklı...
Hatay’daki farklılıklara saygı gösteren...
Şehrin ruhunu kavramaya çalışan...
Kendisini Hatay’a adamış...
Bir valisi var.
Hatay Valisi Mehmet Cemalettin Lekesiz’i tuttum. Hem de çok.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız