1977 Yılı'nın Ağustos ayıydı. MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, önce gülümsedi. Sonra sağ kolunu kaldırdı. \'Önemli değildi\' ya da \'boş verin\' dercesine, eliyle havada küçük daireler çizdi. Tavırlarından, olayı önemsemediği ve küçümsediği belliydi. \'Ektim onları, havalarını aldılar\' dedi.
Türkeş'in, \'ektim onları\' dediği Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıydı. Olayın geçtiği yer ise Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nin Eymir Gölü'ydü.
Alparslan Türkeş'in ilginç bir özelliği vardı.
Zaman zaman kimseye haber vermeden aracına biner, Ankara'nın çevresinde dolaşırdı. Tek başına yürüyüşlere çıkardı. Genellikle de yürüyüş için ODTÜ'nün Eymir Gölü çevresini tercih ederdi.
Türkeş, 12 Mart 1971 öncesinde yine bir sabah erkenden evinden ayrıldı. Tek kapılı Ford marka aracına bindi; Eymir'e doğru yola çıktı.
Göl'e geldiğinde, her zamankinden farklı bir hareketlilik olduğunu sezdi. O gün gerçekten Eymir Gölü'nde bir olağanüstülük yaşanıyordu.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları da oradaydılar.
Bu karşılaşma son derece doğaldı. Çünkü, o dönemde ODTÜ, tamamen solun hakimiyetindeydi.
Türkeş, onları hemen tanıdı.
Onlar da Alparslan Türkeş'i fark ettiler.
Deniz Gezmiş ve yanındakiler, hemen araçlara atladılar. Alparslan Türkeş'in peşine düştüler. Eymir'in çevresinde ilginç bir takip başladı. Önde \'Başbuğ\' Alparslan Türkeş, arkasında ise 6 Mayıs 1972'de Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'la birlikte idam edilip, sol için önemli bir sembol haline gelecek olan Deniz Gezmiş vardı. Kim bilir, belki de o gün Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan da oradaydılar.
Türkeş, 1977 Yılı'nın Ağustos Ayı'nda bu tarihi olayı anlatırken çok fazla ayrıntıya girmedi.
Sadece, Deniz Gezmiş ve yanındakilerin ODTÜ'ye ait olan Eymir Gölü arazisinde bir süre kendisini takip ettiklerini söyledi. Onları atlattığını ise \'ektim onları\' sözleriyle dile getirdi. Mimikleriyle de bunun kendisi açısından \'ciddiye alınacak bir olay olmadığını\' ortaya koymaya çalıştı.
* * *
Türkeş'in olayı anlattığı günlerde, ODTÜ'deki dengelerde değişiklikler olmuştu. Üniversite yönetimi, sol işgali kırmak için 600 \'ülkücü işçi\' almıştı. Üstelik, Ağustos ayı olduğu için üniversite de kapalıydı. Ana binada, yerleşkelerde ve sosyal tesislerde öğrenci yoktu. Yıllarca solun elinde olan ve arazisinde silahlı talimlerin yapıldığı Eymir Gölü de işçilerin hâkimiyetine geçmişti. Artık, Göl'de 24 saat ülkücüler bekliyordu. ODTÜ'de okuyan solcu gençlerle akademik personel, o alanı çoktan terk etmişti.
Ancak, bu durum çok kısa sürdü. Okulların açılması ile birlikte yine hâkimiyet öğrencilerin eline geçti. Üniversiteye alınan işçiler, sadece jandarma korumasında üniversiteye girebiliyorlardı. Okulda, her an patlamaya hazır büyük bir gerginlik vardı. Nihayet o patlama gerçekleşti ve işçilerin tamamı Üniversite'den ayrılmak zorunda kaldı.
İşte, o kısa süren hakimiyet döneminde bu tarihi karşılaşmanın yaşandığı ortaya çıktı.
Dönemin Ülkücü İşçiler Derneği Genel Başkanı Vedat Alagöz, kendisini Eymir Gölü'ndeki iftar yemeğine davet ettiğinde, Alparslan Türkeş'in gözlerinde belirgin bir parıltı ortaya çıktı. Ayrıntı isteyip, uzun uzun dinledikten sonra, \'Çok mutlu oldum, mutlaka geleceğim\' cevabını verdi:
-Oğlum, ODTÜ'nün ve Eymir Gölü'nün benim için ayrı bir yeri ve önemi vardır.
Yemek günü, Göl'de tam bir seferberlik yaşandı. ODTÜ su sporlarının bulunduğu yere masalar konuldu. Çevredeki tepelere nöbetçiler yerleştirildi; çok geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yemek boyunca Göl'ün ortasındaki bir sürat teknesi de içindeki seçkin korumalarla hazır bekletildi.
O iftar yemeğine sadece Alparslan Türkeş katılmış değildi. MHP'nin Genel İdare Kurulu üyeleri, akademisyenler, bürokratlar ve ülkücü kuruluşların bütün yöneticileri de o akşam oradaydılar. MHP ve ülkücülerin bütün önemli isimleri Eymir'e akın etmişti. Ülkücüler için o Göl'de iftar açmak son derece önemliydi. Türkeş de yemek sırasında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının kendisini takip ettikleri tarihi anı anlattı:
-Biz, bir zamanlar buralara zor giriyorduk. İçeri girdiğimizde zaman zaman peşimize takıldıkları da oluyordu.
Dün, Taha Akyol tarafından Hürriyet Gazetesi'nde bütün bu yaşananlara rağmen, Alparslan Türkeş'in, Deniz Gezmiş için TBMM'de yapılan idam kararı oylamasına katılmadığı yazıldı. Ben de yıllar önce \'Kurt Bakışı\' isimli kitabımda yer verdiğim bu tarihi karşılaşmayı hatırlatmak istedim.
|