Halkımız CHP ’den ilkeli, bilgili ve inançlı adaylar bekliyor

21 Mart 2011 Pazartesi, 06:47

Erol Çevikçe /Vatan

“Kasetle gelen kasetle mi gidecek!” Bu sözler Bülent Arınç’a ait. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu için söylüyor. Bundan iki gün önce de, R. T. Erdoğan, “CHP’de balık baştan kokmuş” derken, hem eski, hem yeni genel başkanları kastetmişti. Anlaşılıyor ki, 12 Haziran seçimine kadar, “İklim” benzeri olayları dillerinden düşürmeyecekler. Hadi onların işine geliyor. AKP’liler halkın “aş ve iş” sorununu gündemden düşürmek için her seçimde olduğu gibi bu kez de bu gibi konuların üstüne gitmeyi yeğleyecektir. Ancak CHP’nin asıl sorunu kendi içinde. Kamuoyunun çoğunluğu, kasetleri ekranlara düşürenlerin arkasında, parti içi hesaplaşmanın yattığına inanmaya başladı. Şurası bir gerçek, ortaya çıkaran kim olursa olsun, 22 Mayıs 2010 kurultayı öncesi ekranlara getirilen gibi İklim vakıasının da sahnesi ve aktörleri parti içinde. Bir “eskiyle hesaplaşmanın” sonucu olduğuna ben asla inanmıyorum. Ama son olayda Başkan Kılıçdaroğlu’nun ‘insan’a karşı verdiği değer ve duyduğu iyi niyetli güveni, birilerinin istismar ettiği çok açık.

Her partide olduğu gibi CHP’de de bu tür olaylar, politikacının milletvekili olma yarışında, her yolu kullanmaktan artık çekinmediğini gösteriyor. Özellikle sosyalizmin SSCB'de çöküşünden ve küresel kapitalizmin dünyayı ele geçirmesinden beri, parlamenter demokrasilerde partiler arası yarış ilkelere, amaçlara ve hedeflere göre yapılmıyor. Merkezcisi, sağcısı, solcusu hele bizim gibi demokraside emekleyen, “yarı gelişmiş”lerde politikacının bütün uğraşı, ne yapıp yapıp “milletvekili olmak”. Yalnız parası da değil, şöhret, dokunulmazlık, güç hep meclise girmekle elde ediliyor. Bu belki gerçekte hepsi için böyle olmayabilir. Ancak politikacıya halk artık bu gözle bakıyor. Daha kötüsü, parti tabanı yani partinin genç yeni yetmeleri de yükselmek, daha ileri gitmek ve sonunda meclise girebilmek için bilgi, beceri ve deneyim değil işte olanlar(!) gibi yolları öğrenmek gerektiğine inanmış durumda. En acı olan ve gelecek açısından olumlu beklentileri ve umutları karartan da bu durum.

Bu nedenle bir süre önce büyük iller başta yapılabilen her yerde önseçim yapılması önerimde ısrarlı olmuştum. Çünkü 1973’ten bu yana çok seçim yaşamış birisi olarak, adayların ön seçimle belirlendiği seçimlerde CHP hep başarılı olmuştu. Çünkü son iki seçimde, hemen bütün illerde milletvekili adayları merkez yoklamasıyla belirlendi ve ancak ortalama yüzde 19 dolayında sonuç alınabildi. Artık karar verildi. Çıkacak milletvekilinin yüzde 80’i için illerde merkez yoklaması yapılacak. Bu durumda en büyük yük, Genel Başkan'da. Diliyorum ve inanıyorum ki, şu kısa sürede partinin oyunu en yükseğe çıkaracak bir listeyi kamuoyunun önüne koyacaktır. Aş ve iş derdinde olan halkımız, CHP’de ilkeli, bilgili ve inançlı adayları seçilebilir sıralarda görmek istiyor.