Başlığa bakınca şaşıracaksınız mutlaka. Söylediğim anda ben de şaşırdım. Dün Bugün TV’de öğle saatlerinde bir canlı yayına katıldım. Konu doğal olarak seçim sonuçları ve yaratacağı etkilerdi. Karşımda Samanyolu TV’den Faruk Mercan vardı. Söz CHP’ye geldi elbette.
Soru basit: CHP başarılı mı değil mi? Mercan CHP’nin aslında başarılı, özellikle yeniliklere açık hale gelmesinin umutlandırıcı olduğunu söyledi.
Ben de “bakış açısının” önemli olduğunu belirterek “CHP beklentilerin altında kaldı. Şimdi eleştiriliyor. Atatürk’ten söz etmemekle, laikliği ağzına almamakla, Ergenekoncuları aday göstermekle, anlaşılmayan Kürt açılımı ile kıyasıya eleştiriliyor. Oysa bunların hangisinin oyları geride bıraktığını bilmiyoruz. Ya da eğer CHP tam tersi bir politika uygulasaydı daha mı aşağıda kalacaktı, yukarı mı çıkacaktı, yoksa yine aynı oyu mu alacaktı” dedim.
Şahsi kanaatim CHP’nin hangi politikayı uygularsa uygulasın alacağı oyun yine bu olacağı yönünde.
Ancak CHP’nin artık değişmesi gerek. Daha da ileri gittim; “CHP’nin kapanması ve yerine yeni ve yeniden bir partinin kurulması belki de en iyi çözüm” dedim.
Canımı en çok sıkan söylem şu: “Atatürk’ün partisi CHP.” Bu büyük bir yanılgı. Evet CHP’yi Atatürk kurdu ama, Atatürk Cumhuriyet’i kurdu. Türk devrimini gerçekleştirdi. Parti yeni Cumhuriyetin demokrasiye geçişi için atılan ilk adımıydı.
Bugün kalkıp da “Biz Atatürk’ün partisiyiz” demenin bir anlamı yok. En başta da Atatürk’e saygısızlık. Atatürk adımı atmış, ölümüne dek şeklen partinin başında olmuştur ama asıl yeri Cumhuriyet’in başıdır. O açıdan bakılınca çok partili hayata geçtiğimiz yıldan bu yana kurulan bütün partiler, bugünkü AKP de dahil Atatürk’ün partisidir, çünkü O’nun kurduğu Cumhuriyet’in ve temelini attığı demokratik hukuk düzeninin ürünleridir.
“Atatürk’ün partisi” tanımı CHP’ye bir psikolojik ağırlık da veriyor. Cumhuriyet’in ilk partisi olması dışında 88 yıllık bir marka değeri olması, tüm çarpışmalarda CHP’yi odak haline getiriyor. CHP düşüncesindeki herkes bu marka içinde kalmak ve paylaşımı burada gerçekleştirmek istiyor.
Şimdi CHP’de kavga var. Bir olasılık partinin bölünmesidir. Ama CHP yine kalacak ve “Atatürk’ün partisi” psikolojisi partiyi ezecek.
Bu da yeni fikirlerin, yeni oluşumların önünün açılmasını engelliyor. O halde akılcı bir yol var. CHP’yi tamamen kapatmak. Atatürk’ün kurduğu ve yaşattığı Cumhuriyet’in ilk partisi olarak bir “demokrasi müzesi” haline getirmek.
Ondan sonra yeni bir partiyi, yeni anlayışla, yeniden kurmak... Bu yeniden kuruluş biraz kural dışı olabilir. Nasıl yeni Meclis’in açılışını en yaşlı üye yapıyorsa, partinin en yaşlısı “geçici genel başkan” olarak atanır. Ardından partiyi yönetmek isteyen gruplar ortaya çıkar, her ilde tüm üyelerin katıldığı seçimle delegeler belirlenir, Kurultay toplanır, kıyasıya tartışılır ve partinin yeni çatısı ortaya çıkarılır.
CHP de Türkiye de bir nefes alır.
*****
Seçim sonucu analizlerine göre, hane halkı ortalama geliri düştükçe AKP’nin, yükseldikçe CHP’nin oyu artmış. Anlaşılan vatandaş, “başına düşmeyen milli gelir”den memnun ve CHP’nin bu durumu bozmasından korkuyor! (Gani Yıldız)
*****
Bir internet sitesi
Beni yakından tanıyanlar bilir, internet medyasına fazla merakım yoktur. Twitter, Facebook gibi sosyal medya ile de aram fazla yok. Sadece birileri söz ettiğinde ilgilenirim. Bu iyi mi kötü mü bir karar veremedim.
Dün bir arkadaşım aradı. “Senin seçim öncesi analizlerine karşı kampanya açanlarla ilgili yazılarını okuyunca internete girip (Arkadaşıma bunu kimler yapıyor) diye araştırdım. Bir internet sitesi var, sürekli senden söz ediyor. Ben bu siteyi MİT’in diye biliyorum.” dedi.
İnternet sitesinin adını aldım. Duyduğum, daha önce de hakkımda yazı yazdığı için bir kere baktığım, ama daha sonra hiç ilgilenmediğim bir site.
Aman Allah’ım o ne yazılar. Güya beni yerden yere vuruyor. Ona aldırmam da, benim yazdıklarım için “Bize cevap yazıyor” demezler mi?
Bu biatçılar meğer seçim akşamı bir yazı yazmışlar hakkımda. Okumadım, ama kimi okurlardan gelen mesajlar üzerine yazdığım bir yazıyı kendilerine cevap sanmışlar. Ondan sonra bir daha yazmışlar, benim yazdığım diğer yazıyı yine kendilerine cevap sanmışlar. Saydırmışlar da saydırmışlar.
Güldüm geçtim tabii. Size niye cevap vereyim ki? İlle de “kime cevaptı” diye soran olursa, her gün izlediğim bir başka internet sitesindeki, arkadaşım olduğunu da söyleyen bir yazarın yazısına olabilir belki. Ama bu siteye değildi.
Tek özelliği iktidarının hoşuna gidecek haberlere yer verdiklerini anladığım, gazetecilikle ilgilerini ise hiç bilmediğim kişilerin internet üzerinden insanları nasıl karaladıklarını görmek, kendilerinde bir üstünlük olduğunu sanmak, bunu her türlü ahlaki ve vicdani değerlerin üzerine çıkarak en şımarıkça dile getirmek nasıl bir histir benim anlama mümkün değil.
*****
Anketlere yeniden bakınca
Seçimlerden önce anketler konusunda pek çok eleştiri yazdım. Öncelikle aylar öncesinden başlayan bu anketlerin yönlendirici olduğunu, beyinlere “AKP tekrar kazanacak, muhalefet batacak, Erdoğan artık tek adam” kavramlarının adeta kazındığını, bunun da en azından eşitlikçi bir yaklaşım olmadığını belirttim.
Tabii en dikkat çekici konulardan biri de şuydu bana göre: 6 ay önceden başlayan anketlerle, seçime az kala yapılan anketler neredeyse birbirinin aynı. Peki nasıl oluyor da onca propagandaya, gelişmelere, yanlışlara ya da iyi çıkışlara rağmen hiçbir parti yerinden kıpırdamıyor bile?
Neyse, seçimler bitti, anketlerin hükmü kalmadı. “Bildik bilmedik” tartışması anketçilerin işi.
Seçimden sonra anketlere bir daha baktım. Hemen hepsinde en önemli yanılma payı baraj altında kalan küçük partilerde. Bütün anketlerde Saadet, Has, BBP, DP öyle ya da böyle var. Toplamları da anketlere göre 8 ile 11 arasında.
Oysa seçim sonuçlarına göre bu partilerin toplamı 2’yi bile bulmuyor. Demek ki 6 ile 8 puan arası oy AKP’ye gitmiş. Küçük partiler geleneksel kemikleşmiş oylarını tutamamışlar bu kez. Tutabilseler AKP 42-44 arasında olacakmış.
*****
Bu mesajın akıbeti ne?
Aşağıdaki SMS Süheyl Batum tarafından seçim akşamı 19.30 sıralarında CHP’li sandık görevlilerine gönderilmiş: “Saygıdeğer sandık sorumlumuz, genel merkezimize gelen sandık sonuçları ile basında açıklanan sonuçların çok farklı olduğu görülmektedir. Lütfen sandıklarınızı terk etmeyiniz! Mutlaka ıslak imzalı sandık tutanaklarınızı ilçe merkezlerine ulaştırınız. Bu konuda göstereceğiniz hassasiyetin ülkemizin geleceğine katkı yapacağını unutmayınız. Saygılarımızla. Suheyl Batum CHP Genel Başkan Yardımcısı.” O saatlerde TV’ler oyların yüzde 50’sinin belli olduğunu ve AKP’nin yüzde 50’nin üzerinde olduğunu duyuruyordu. CHP bu mesajdan sonra ne yaptı? Hangi sonuçlar çok farklıydı? Sonra bu fark ortadan kalktı mı? CHP neden bu konuda çok suskun?
|