CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Silifke'de Başbakan'a yüklendi: Mavi Marmara soruşturması için Adalet Bakanlığı niye izin verilmiyor?
MERSİN - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’in Silifke İlçesi’ndeki mitinge traktör üzerinde geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ’maskesinin düşmesinden korktuğu için ekranda karşısına çıkmadığını’ savunan Kılıçdaroğlu, "Yüreği varsa çıksın karşıma konuşsun" dedi.
Geceyi geçirdiği Mersin’in Silifke İlçesi’ne bağlı Narlıkuyu Beldesi’ndeki Altınorfoz Otel’de muhtarlarla kahvaltıda bir araya gelen Kemal Kılıçdaroğlu, çıkışta gazetecilerin gündemle ilgili sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan’ın, ’CHP yeniden dizayn edildi. Çetelere avukatlık eden CHP’yi çetelere kol kanat geren CHP’ye dönüştürdüler’ sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Aynaya bakarak konuşmuş herhalde" diye karşılık verdi. Kılıçdaroğlu, ’Başbakan sizin CHP’nin başına gelen en büyük talihsizlik olduğunu öne sürerek, ayak üstü on yalanı arka arkaya sıraladığınızı söylüyor’ sorusuna ise, şöyle yanıt verdi:
"Yine aynaya bakarak konuşmuş herhalde. Eğer yüreği varsa, cesareti varsa istediği televizyon kanalında karşıma çıkar, bu lafları bana söyler yanıtını alır. Korkuyor, ben korkulacak adam değilim. Sakin bir insanım. Niye benden korkuyor? Çıksın televizyona cesareti varsa, yüreği varsa, onuru varsa. Demokrasilerde siyasal parti liderleri bir araya gelirler, tartışırlar, vatandaşla evinde oturur, bakar kim doğruyu söylüyor, kim doğruyu söylemiyor. Ama kendisi maskesi ineceği için korkudan karşıma çıkmaya cesaret edemiyor. Ama ezberini bozacağım."
’İSRAİL’LE KULİS YAPTIRAN KENDİSİ’
Başbakan’ın ’cesareti varsa, İsrail’e yaltaklanmak yerine Akdeniz’deki korsanlığı eleştirsin’ sözleri hatırlatılan Kılıçdaroğlu şu karşılığı verdi: "Bizim 49 yıllığına mayından arındırılacak arazilerin İsrail’e verilmesini kim teklif etti? Parlamentoda Erdoğan. Yahudi Üstün Cesaret Ödülü’nü kim aldı? Erdoğan. Mavi Marmara gemisine AKP milletvekilleri binecekti, binmelerine kim engel oldu? Erdoğan. Vatandaşın çocuğu gidip, hayatını kaybederken, ’Milletvekillerinin canı tatlıdır’ deyip onları Ankara’da, İstanbul’da tutan Erdoğan. Peki, bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunuldu, Adalet Bakanlığı’nın soruşturma için izin vermesi lazım. Niye izin verilmiyor? Tarihini sordular Erdoğan’a, ’Sen izin verdin mi vermedin mi? İsrail ile ilgili soruşturma yapılacaktı niye izin verilmiyor? Bunu yapmayan da Erdoğan. Ayrıca Erdoğan bir bakanını gönderdi İsrail’e, kendisine yakın bir iş adamına ihale verilmesi için. Onu yapan da Erdoğan. Gelsin karşıma ona daha çok sürprizlerim olacak. İsrail’e kim yaltaklanıyor? Kim yaltaklanmıyor ben ona göstereceğim. Kendi bakanını gönderip Avrupa’da İsrail’e kulis yaptırıp, İsrailli bakanlarla nasıl barışabiliriz? diye yolları arayan kim? yine Erdoğan. Erdoğan sınıfta kalmıştır. Erdoğan halkına doğruları söylememektedir. Ben hiçbir yerde, hiçbir zaman, hiç kimseden emir almadım. Hiç kimseden talimat almadım, hiç kimsenin önünde eğilip bükülmedim. O Erdoğan’a özgü koşullardır. Ben öyle değilim. Ben sadece talimatı eğer alacaksam halkımdan alırım."
’YANDAŞ YAZARIM YOK’
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın ’yandaş yazarlar’ konusundaki değerlendirmesi ile ilili olarak da şunları söyledi:
"Valla benim yandaş yazarım yok. Ama yandaş derseniz, gazeteleri ve televizyonları Erdoğan’ın tonlarca var. Ayrıca bunu söylerken isimlerini verirse memnun olurum. Bizde yandaş gazeteci arkadaşlarımızı tanımış oluruz."
Kılıçdaroğlu, "Başbakan şu andaki anayasanın dilini anlamadığını tercüman gerektiğini, tercümansız bir anayasaya ihtiyaç var" diyor. Siz ne dersiniz? sorusunu ise, "Okuduğunu anlamayan tek kişi sadece Erdoğan’dır. Onun dışında herkes okuduğunu anlıyor" diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu daha sonra Atakent Beldesi’nde bir çilek tarlası ile narenciye bahçesine girerek işçilerle sohbet etti. Üreticilerin büyük ilgi gösterdiği Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında çitçilerin sorunlarının çözüme kavuşturulacağını anlattı.
TRAKTÖRLE SİLİFKE’YE GİRDİ
Seçim otobüsüyle Silifke’nin Say Mahallesi’ne gelen Kılıçdaroğlu’nu 150 traktördeki çiftçiler ile 20 davulcu karşıladı. Bunun üzerine seçim otobüsünden inen Kılıçdaroğlu, önde dev bir Türk Bayrağı asılı traktöre binip, davulcular eşliğinde yaklaşık 2 kilometre giderek Atatürk Caddesi’ndeki miting alanına ulaştı.
O ÇİFTÇİYİ YANINA ALDI
Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra seçim otobüsünün üzerine çıkarak yaklaşık 10 bin kişiye hitap etti. Kılıçdaroğlu, "2011’i yarıladık. Aradan yıllar geçti. Bu ülkede Başbakanlık yapan birisi, köylü derdini anlatınca ona ne söylediğini biliyor musunuz? diye sordu. Alandan, "Biliyoruz" yanıtı alan Kılıçdaroğlu, 2005 yılında Başbakan Erdoğan’ın, "Ananı da al git" diyerek azarladığı CHP’den milletvekili aday adayı olan ancak sıralamaya giremeyen çiftçi Mustafa Kemal Öncel’i yanına aldı. Şalvar giyen Öncel, şapkasını çıkartıp Kılıçdaroğlu’nun başına takarak birlikte mitinge katılanları selamladı.
Kılıçdaroğlu, "Başbakan çiftçi kardeşimize ’Ananı da al git’ demişti. Şimdi bu kardeşimiz de, "Madem başbakan bana ’Ananı da al git’ dedi, ben de, seçime, babamı, teyzelerimi, ağabeylerimi, halalarımı ve kardeşlerimi alıp sandığa gideceğim’ diyecek. Gelsin bir televizyon kanalına boyunun ölçüsünü alalım mı?" dedi. Kalabalığın ’Alalım yanıtı üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Çıkabilir mi karşıma çıkamaz. Eee korkak adamdan başbakan olur mu? Korkak adamdan hayır gelir mi? Korkak adamdan başbakan olmaz. Erdoğan çıksın karşıma. Bir televizyon programında onun dişini nasıl söktüğümü göstereceğim. Bizim derdimiz bu ülkede hukuk içinde yaşanmasıdır. Herkesin alın terinin karşılığını almasıdır. Onların derdi ise cebini nasıl dolduracağıdır. 12 Haziran’da AK Parti’ye bağlanan hortumları keseceğim. Sata sata bitiremediler. Bir de geriye dönük diyor ki bize, ’Sizin dikili ağacımız var mı? Karabük Demir Çelik’i CHP kurdu biliyorsunuz. Bunlar sattılar.İşçileri attılar. Size sözüm var. Sizin için çalışacağız, sizin için üreteceğiz."
’SİLİFKE’NİN YOĞURDU, RECEP SENİ ABD Mİ DOĞURDU?’
Çok iyi kadrolara sahip olduklarını, hepsinin devlette, özel sektörde yetiştiklerini, yurt dışında eğitim gördüklerini kaydeden Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir değil, üç bakanlar kurulu çıkartacak kadrolarımız var. Buna gücümüz var. Yetki verin bu ülkeyi adam gibi yönetelim. Sizler Akuyu’da bir nükleer santral istemiyorsanız, 12 Haziran’da oyunuzu 6 okun altına basacaksınız, nükleer santral de tarihe karışacak. Siz söz verdiyseniz mesele yok. Silifke’nin yoğurdu, Ahh Recep seni ABD mi doğurdu? Bunları biliyorsunuz, gidip ABD’den icazet aldılar. Almanya, Fransa gibi ülkeler nükleer santral projelerini artık gözden geçirip vazgeçiyorlar. Japonya’dan sonra nükleer enerjinin getirdiği felaketleri biliyorlar. Bu güzel coğrafyada denizin yeşillikle buluştuğu, emekle alın terinin buluştuğu bir yerde Allah aşkına nükleer santralin ne işi var? Birileri köşeyi dönsün diye birilerine para aktarsınlar diye, birilerini zengin edelim diye yapıyorlar."
’RÜYASINDA KILIÇDAROĞLU GÖRÜYOR’
CHP iktidarında kendi ceplerini değil, halkın cebini düşüneceklerini, halkın alın terinin karşılığını alacağını savunan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Azrail’i Kemal oldu. Paçaları yandı tutuştu. Ağız bozmaya hiç gerek yok. 12 Haziran’da Tayyip yolcu. Zaten dikkat edin, sabah konuşuyor Kılıçdaroğlu, akşam konuşuyor Kılıçdaroğlu. Öğlen konuşuyor Kılıçdaroğlu, Ben eminim gece yatağa girince rüya görüyor Kılıçdaroğlu. Kan ter içinde uyanıyor, bir bakıyor evde Kılıçdaroğlu yok. Recep bey kaçacak yerin yok. Halkın gücünün karşısında tutunamazsın. Halk ayağa kalktı. İstediğin kadar baskı yapsın, korkmayacağız. İstediğin kadar baskı yap iktidar olacağız. Halk yüreklendikçe Erdoğan korkacak. Halk ayağa kalktıkça, halk hesabını sordukça Erdoğan korkacak. Onun ezberini bozdum, kimyasını çözdüm, şifresini çözdüm. Ağzını da bozdu. Recep Tayyip Erdoğan konuşurken sessize alın. Öyle dinleyin, bakın bakalım konuşurken mimikleri nasıl? Neden biliyor musunuz? Ağzını o kadar bozuyor ki çocukların ahlakını bozuyor."
LİMON AĞACININ İDAMI
Miting alanında üreticilerin narenciye sorunlarını dile getirmek, bir limon ağacı kökünden sökülerek miting alanında vinçle temsili olarak idam edilmesine de değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamlandı: "Bakın orada bir limon ağacını idam etmişler. Altında ise AKP yazıyor. Limon ağacı eğer AKP tarafından idam ediliyorsa, alın terinin karşılığı üreticiye verilmiyorsa, o üreticiye bir iş düşüyor. 12 Haziran’da da sandığa gidip CHP’ye oyunu verecek. Gidip halkın partisine oy verecek. Size söz verdiysem bir köşeye yazın. Benim sözüm sizin Kemal’inizin sözüdür. Söz verdim mi tutarım. Siz de sözünüzü tutun. Verin oyunuzu Türkiye’yi ayağa kaldıralım."
|