Sosyal demokrasinin emektar neferi

06 Haziran 2011 Pazartesi, 09:59

Ethem Cankurtaran sendikacılığın, sosyal demokrasinin Türkiye’de yerleşip kökleşmesi için uzun yıllar emek vermiş isimlerinden birisi. İlerleyen yaşına rağmen bıkmadan, yorulmadan Türkiye'yi dolaşıyor, CHP'lilerin seçim çalışmalarına katılıyor. Akil adam olarak CHP'lilere gerektiğinde öğretmenlik de yapıyor.

Ethem Cankurtaran, sendikacılıkta tabandan işçi örgütlenmelerini başlatmış, bu mücadeleci kimliğini 1977 yılında CHP’ye girerek siyasete taşımış bir isim.

12 Eylül sonrasında Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) saflarında tekrar başlayan bu mücadeleyi Halkçı Parti ile gerçekleştirilen birleşme sonrasında da güçlü biçimde devam ettiren emektar bir sosyal demokrat.

Zaman zaman dışlanmış olsa da partiye küsmeden ve sosyal demokrasiye olan inancını kaybetmeden ‘tek başına’ bu mücadeleye devam ediyor.

Cankurtaran, ilerleyen yaşına rağmen halen gençlere taş çıkartacak mücadele azmi ve inanca sahip. SHP ve CHP’de üstlendiği her kademe görevlerden sonra şimdi de sosyal demokrasinin bir neferi olarak kendi imkanları ile çeşitli illeri dolaşarak CHP’nin başarısına katkı koymaya çalışıyor. İl ve ilçe örgütleriyle birlikte sokağa çıkıyor, parti yöneticilerine kimi zaman öğretmenlik yapıyor. CHP'liler 'Ethem abileri'nin seçim sath-ı mailinde gösterdiği bu azimli çalışmadan son derece mutlular. Şu ana kadar Edirne, Elazığ, Ankara, İstanbul, Bursa ve Eskişehir Cankurtaran'ın seçim çalışması için gittiği iller.

YILDIZELİ’NDE BAŞLAYAN MÜCADELE

Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Kürşat Köyü’nde 1945 yılında doğan Ethem Cankurtaran, ailesi fakir olduğu ve de köyde okul olmadığı için Şaban amcasının desteğiyle Sivas merkezde liseye kadar ancak okuyabilmiş. Askerlik sonrası 1966 yılında Karayolları’na işçi olarak giren Cankurtaran, 1961 Anayasası’nın zemini hazırladığı sendikal mücadele için de kolları sıvayarak yol işçilerini örgütlemek için yollara düşmüş. Her seçim dönemi geldiğinde eski bir parti yöneticisi olarak yollara düştüğünü belirten Cankurtaran, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin Ecevit liderliğindeki 1970’lerin halkçı karakterine tekrar dönüş yaptığını söylüyor.

SHP ve CHP’de değişik dönemlerde Genel Başkan Yardımcılığı, Genel Sekreterlik, Parti Meclisi üyeliği, MYK üyeliği ve İstanbul İl Başkanlığı yapan Ethem Cankurtaran, CHP’nin Deniz Baykal’ın genel başkanlığı döneminde hem parti içinde hem de Türkiye demokrasisine katkı yapmaktan uzaklaştığını böylece partinin kitlelerden koptuğuna dikkat çekiyor. İşte Cankurtaran’ın eski CHP, yeni CHP ve sosyal demokrasiye ilişkin değerlendirmeleri:

"BAYKAL DEMOKRASİYE KATKI YAPMADI"

“CHP, Baykal’ın Genel Başkanlığı döneminde hem parti içinde hem de Türk demokrasisine katkı yapmaktan uzak, statik, içine kapalı bir parti haline getirildi. Kılıçdaroğlu’nun döneminde ise partinin Türkiye’ye ilişkin söylemleri, bireysel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, demokrasinin derinleştirilmesi, hukukun yansız ve bağımsız olması, sosyal devletin bugünkü iktisadi koşullar içinde yeniden tanımlanması ve önemsenmesi, inanç özgürlüğü ile laikliğin demokrasinin ‘olmazsa olmaz’ı olarak algılanıp anlaşılması, yoksulluğun, işsizliğin ortadan kaldırılması için yeni politikalar önerilmesi önemsendi.”

“Bölgeler arası, sınıflar arası gelir dağılımı bozukluklarının giderilmesi, daha çok işsizlik, eğitim, sağlık gibi politikalarda yenileşme ve somutlaşma önerileri gündemde tutularak ve dürüst devlet yönetimi imajı önemle vurgulanarak siyasetin gündemi CHP tarafından belirlenir hale geldi.”

"CHP ÖNEMLİ BİR SİYASAL AKTÖR"

“Kürt sorunu üzerinde yeniden kafa yorulmaya, çözümler üretilmeye başlandı. Türkiye’nin her yerinde yeniden CHP ve sosyal demokrasi politikaları konuşulur hale geldi. Bu olumlu gelişmeler CHP’yi siyasal gündemin önemli aktörü haline getirdi. Kılıçdaroğlu’nun partide yaşanan deprem ve genel başkan değişiminden sonra kısa zamanda bu projeleri hazırlayarak halkın karşısına çıkması takdir edilecek bir çalışma.”

"Bu seçimde CHP'nin projelerle toplum önüne çıkması diğer partileri de buraya yöneltti ve bugün övünerek görüyoruz ki seçim gündemine doğrudan halkı ilgilendiren CHP projelerinin tartışması hakim. Bütün bunlara bağlı olarak seçimlerden CHP'nin oldukça başarılı çıkacağını düşünüyorum. Bugün ceberrut AKP iktidarının mutlaka değişmesi gerektiğine inanıyorum."

"Partinin Türkiye'ye ilişkin politik, sosyal, ekonomik önermelerinin parti içi demokrasiyi çalıştırabilecek zamanı bulamamasından kaynaklandığını kabul ederek, hoşgörmek ancak hemen seçimlerden sonra önerilen bütün politikaların parti içi demokrasiyi tam işleterek tartışılmasını ve sonuçlandırılmasını proğrama eklemesini beklemek hepimizin arzusu."

"TÜZÜĞÜN YENİLENMESİ ŞART"

"İyi bir çalışma yapılarak parti tüzüğünün yenilenerek demokratikleştirilmesi, üyelik hakları üzerine inşaa edilmiş daha çok doğrudan demokrasi uygulamalarına imkan sağlaması gerekiyor. Parti içinde demokrasinin tam uygulanmasıyla ülkeye dönük sosyal demokrat politikaların geliştirilmesi sonucu parti sosyal demokrat kimliğine kavuşabilecektir. Seçim aşamasında iç tartışmalara fırsat vermeden partinin iktidara giden yolda başarı için çalışması hepimizin görevidir."

Kaynak : Zafer OPSAR/Bursaport