“4 eş” perde açtı

26 Mayıs 2011 Perşembe, 08:07

Ve karşınızda “Teaddüt-ü Zevcat...”
Yani...
“Erkeğe 4 eşli olmak hakkının tanınması...”
Bütün sorunlar bitti ve sıra buna geldi!
Zaten kaset kurbanı MHP’li vekillerden biri “görüntülerdeki hanım, imam nikâhlı eşimdir” demedi mi?
Muhafazakâr kesimden “imam nikâhlı ikinci, hatta üçüncü eşleri olan milletvekillerinin kabarık sayısı” konuşuluyor.
Fatih ve Eyüp belediyeleri danışmanı olduğunu iddia eden Sibel Üresin adlı hanım “erkeğin 4 eş hakkını” savunarak tartışma starı oluverdi. Gazete sayfalarında, TV ekranlarında parsel sahibi artık.
Sibel Üresin -izlenimlerime göre- şöyle gerekçelere oturtuyor iddiasını:
Erkeğin çok eşli olması dinin emri...
Zaten erkekler eşlerini başka kadınlarla aldatmakta.
Bu yalancı ve ahlak dışı bir fiili durum.
Oysa...
Erkek dinin buyurduğu gibi “ikinci, üçüncü, dördüncü eşlerle dini nikâh kıysa bu beraberlikler ahlaki ve dinen meşru bir çerçeve içine alınır. Her şey açık, şeffaf olur.”
Türkiye’de “dost tutmak”, sınırların ötesinde “metres” gibi gizli, aldatma eksenli ilişkilerden, imam nikâhlı çok eş daha sağlıklıdır.

SAMİMİ VE CESUR
Önce Sibel Üresin’in iki “artısına” işaret edeyim.
Yaptığı çıkış ve sözlerinin arkasında duruşu “cesaretini” gösteriyor.
Ayrıca...
“Söylemiyle eylemi” örtüşüyor.
Yani samimi...
Tartışmalarda çok kez ona “peki kocanız sizin üstünüze imam nikâhıyla eş alırsa ne yaparsınız” diye soruldu.
Cevabı şöyle oldu:
“Ben evlenirken kocama izin verdim. Benim üstüme imam nikâhlı eş alabileceğini” söyledim.
Bu iki artısından sonra eksilerine de parmak basalım:
Sibel hanım, “ilk eşin daha nikâh kıyılırken kocaya başka eşler alabileceği iznini vermiş olması gerektiğini” söylüyor.
Bu ilk şart.
Bir diğer şart ise adalet.
“Erkek diğer eşlere ve onlardan da doğacak çocuklara eşit imkân tanıyabileceğine inanıyorsa çok eş alabilir. Adil olmalıdır.”

KADIN/ERKEK FARKI
Peki...
Kadın da dilerse 4 eşli olabiliyor mu?
Hayır.
Bu adil mi?
Adalet terazisi tek kefeli mi?
Sibel Üresin “İslam’ın sadece erkeğe çok eş hakkını verdiğini, kadına vermediğini” söylüyor.
İlk bakışta zaten “adalet terazisi” yamuk duruyor ama İslam’ın yanlış tefsiri nedeniyle.
Çünkü...
1 Çok eş bir emir değil, ilk eşin rızasına ve erkeğin istemesine bağlı.
Erkek istemiyorsa tek eşli kalabilir. Ahlaklı toplum (!!) projesi burada hava kaçırıyor.
2 İslam’ın doğduğu dönemde savaşlarda şehitlik nedeniyle erkek sayısı kadın sayısından çok daha azdı.
Erkekler tek eşli yaşasalar, fazla sayıda kadın evlenecek erkek bulamayacaktı.
Onların doğadaki temel yasa olan üremeye doğumla katkı işlevleri olamayacaktı.
Erkeklerin çok eşli olabilmesi koşullarından biri de konjonktürel (zamanın koşullarına bağlı) idi.
Yüz yıla yakın süredir savaşmayan Türkiye’de erkek sayısı kadından fazla.
3 Çağdaş “kadın hakları” küresel değerdir. Saygındır.
Kadın haklarını savunan aydın erkeklerin yanı sıra “feminist” kadınlar eşitliği söke söke alıyorlar.
Ama...
Sibel Üresin “ben feministlere karşıyım” diyor.
“Başörtüsüyle, türbanla üniversitede eğitim, kamu görevlerinde çalışmak, seçilmek ve parlamentoya girmek” erkeklerle eşitlik zemininde kadın hakları değil mi?
İmam nikâhlı kumalarla birlikte yaşamak mı “kadın hakkı?”

İLK TAŞ/HALİDE EDİP’İN BABASI
Kaset infazı yapılanlardan bir MHP’li milletvekili “o hanım imam nikâhlı eşimdi” diye savunma yaparken ya “Meclis’te imam nikâhlı eşleri olanlar bir adım öne çıksınlar” çağrısını yapsaydı ne olurdu?
İsa’nın kendisine taş atmaya hazırlananlara “aranızdan hiç günah işlememiş olan ilk taşı atsın” diye seslenmesi üzerine hepsinin taş gibi hareketsiz kaldığını hatırlayalım.
.....................
Gene de “erkeğe 4 eş” söyleminin kulağa tatlı geldiği bir gerçektir.
Halide Edip Adıvar’ın babasının sonradan İslam’ı seçen bir Osmanlı Musevi’si olduğu biliniyor.
Rivayete göre “Müslümanlıkta erkeğin 4 kadınla evli olmak hakkı, tercihinin nedeniymiş.”

Kaynak : Güneri Cıvaoğlu