Kürtlerin demokratik birliğini barikatlarda örelim!

26 Eylül 2014 Cuma, 09:37

Ömer AĞIN/Özgür Gündem

Güncellenme : 26.09.2014 02:04
Başbakan Davutoğlu, “rehinelerin” bırakıldığı gün, “bugün bayram yapıyoruz” diyerek konuşmasına başladı. Ama her “bayram”ın bir de arifesi vardır. Sömürgeci devlet yetkililerinin Katar’da toplanıp Kobanê’ye çeteleri saldırtmaya karar verdikleri güne bakarsak bayram hazırlıklarının nasıl başladığını anlayabiliriz. Zaten Musul’daki silahların “kazasız, belasız” çetelere tesliminin Kürdistan’ı aralarında parçalayan sömürgeci devletlerin onayıyla olduğu biliniyor. Türkiye, DAİŞ çetelerine karşı uluslararası güçlerle birlikte tavır almayarak ve en önemlisi çeteleri bir devlet statüsünde görerek hareket etmiştir. Daha da vahimi, çeteleri devlet statüsünde görerek onlarla “müzakere” yürütmüştür. Bu tavır bile yalnız başına çetelerin başta Türkiye olmak üzere söz konusu devletleri vekâleten temsil ettiğinin göstergesidir. Kısacası Türk ve Arap faşist güçlerinin Kürt halkını tarihten silmek için kutsal ittifak içine girdiklerinin bir kanıtıdır. Güney Kürdistan bunun dışında değildir. Hiç kimse demagojik sözlerle Kürt halkını kandırmaya kalkmasın. “Tv bülbülleri”nin, AKP hükümetini küçük ve kişisel hesapları uğruna savunmaya çabalamaları nafiledir. Bunların Kürtlükle hiçbir alakası kalmamıştır. Bu “tırşıkçılar” onurlarını birer koltuğa çoktan sattılar.

Davutoğlu’nun operasyon dediği şey, DAİŞ çeteleriyle sık sık ve değişik düzeylerde yaptıkları görüşmelerden başka bir şey değildir. Daha da önemlisi Musul’da çetelere teslim edilen ağır silahlarla onları Kürt topraklarına saldırtanların kimler oldukları ortadadır. Kobanê’yi düşürme planlarlarının nerelerde tezgahlandığını mısırdaki sağır sultan bile duymuştur...

Bir Kürt deyimi var: “kesek je mîrîye merivra na gîrî”. (kimse, başkasının ölüsüne ağlamaz) Kürt halkının demokratik birliği ve demokratik güçlerle birlikteliği özgürlüğümüzün ve onurumuzun önünü açacaktır. Bunun için Kobanê Stalingrad’a benzetiyoruz. O gün Nazi ordusu öncülüğünde, Mussolini, Franko, Salazar faşist güruhları Sovyet halkının geleceğini boğmak istiyorlardı. Bugün de DAİŞ çeteleri saflarında birçok ülkeden devşirme her soydan ve boydan faşistler Kürt halkının geleceğini karartmaya çalışıyorlar. Eğer Kobanê bu faşist çetelerin çizmeleri altında ezilirse Kürt halkının geleceği kararacaktır. Eğer bu çeteler Kobanê’ye girerlerse Ortadoğu’daki demokrasi güçlerinin savaşımı elli yıl geriye gidecek ve intikamcı, karanlık güçler İslam adı altıda bu bölgeyi karartacaklardır. Tıpkı Halit bin Velid’in zamanında Amed’te yaptığı katliam gibi Dicle nehri günlerce Kürt kanıyla kızıl akacaktır...

Çağrımız tüm Kürt halkınadır. Demokrasi güçlerinedir. Enternasyonal güçleredir... Bölgedeki faşist ve sömürgeci güçlere kalsa Kürtlere aman vermeyecektir. Gün Kobanê önlerinde DAİŞ faşistleriyle göğüs göğüse çarpışma günüdür. Eğer faşist güçler püskürtülüp inlerine kadar kovalanırsa o zaman Ortadoğu’da yeni ve demokratik halk iktidarları doğacaktır. Tıpkı Hitlerin Stalingrad önündeki yenilgisinden sonra Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Almanya, Çekoslovakya, Polonya ve Macaristan’da halk iktidarların doğduğu gibi.

Bir Kürt yazarı olarak çağrım Mesut Barzani’yedir. Sayın Barzani, bildiğim kadarıyla aileniz üç nesildir Irak Kürdistan’ının başında Kürtlerin özgür geleceği için “tetik düşürüyor”. Siz bugün bir Kürt devletinin başındasınız; Kürtlerin bir parçası ise yok edilmek isteniliyor. Aslında bu saldırının sadece bir parçaya yönelmiş olmadığını siz herkesten daha iyi biliyorsunuz... Sizden beklentimiz Kobanê’de Kürt halkına yönelen katliamları durdurmak için hemen harekete geçmenizdir. Bu canilerin Kürt halkının kanını nasıl emdiklerini kendi yaşamımızda da gördük. “Bexte rome tuneye” (devletin bahtı yoktur) Kürt özdeyişinden hareketle kırk senelik düşmanın dost olamayacağını anlama, görme günüdür. Gün tüm Kürtlerin ulusal birliğini cephelerde, barikatlarda örme günüdür. Gün her Kürt bireyin özgürlük ve onuru için canını tereddütsüz feda edeceği gündür. Gün demokrasi ve enternasyonal güçlerin Kobanê barikatlarında çakmak çalma günüdür. Gün çakalların uğultusunu aslanların kükremesiyle susturma günüdür. Bu davet bizim!..