Bu partiye kapılanmış olan bazıları, özellikle bazı milletvekili adaylan, bazen de parti yönetimi, sırf belli kesimlerden oy kapabilmek amacıyla akıl ve mantık dışı söylemlerde bulunuyorlar.
Bilerek veya bilmeyerek CHP'nin ilkelerine ters düşüyorlar. Kendi partilerinin ana çizgilerini çiğniyorlar.
Bazılan ortaya çıkıp tarikatler ve cemaatlere yalakalık yapıyor!
TÜRKİYE'de iktidara aday olan birinci muhalefet partisi CHP'dir. Mücadelesini iyi veya kötü, beğenelim veya beğenmeyelim yapmaktadır. Şimdi sokaktaki rastgele insanlara "CHP nedir, hangi ilkeleri benimsemiştir" diye sorsak, alacağımız yanıt üç aşağı beş yukan bellidir:
"Atatürk'ün partisidir. Atatürk ilkelerinin ve devrimlerin savunucusu, laik, sosyal demokrat, ülke bütünlüğünden yana, bölücülüğe karşı çıkan, dinimize saygılı, ancak dinimizin siyasete alet edilmesine karşı çıkan bir partidir."
Çok özetle anlatmak gerekirse, CHP budur.
Şimdi seçim öncesindeyiz. Bu partiye kapılanmış olan bazıları, özellikle bazı milletvekili adaylan, bazen de parti yönetimi, sırf belli kesimlerden oy kapabilmek amacıyla akıl ve mantık dışı söylemlerde bulunuyorlar.
Bilerek veya bilmeyerek CHP'nin ilkelerine ters düşüyorlar. Kendi partilerinin ana çizgilerini çiğniyorlar.
Bazılan ortaya çıkıp tarikatler ve cemaatlere yalakalık yapıyor! "Türbana özgürlük" diyor!
Zannediyorlar ki, o kesimlerden oy almaları mümkün olacaktır!
Aslı varken taklidine kim oy verir?..
Türkiye'de sayıları hızla artan ve devletin neredeyse bütün kurumlarını ele geçiren Fethullah ekibini düşünün! Siz Fethullahçısınız ve "Aferin yaa bu CHP'ye, bize karşı ne kadar anlayışlı ve efendice davranıyor" deyip oyunuzu CHP'ye vereceksiniz! Olacak şey midir?
Kaset olayı ortaya çıkmış, Deniz Baykal istifa konuşması yapıyordu. "Bu işle Pensilvanya'nın ilgisi yok" dediğini duyduğumda şaşırmıştım. Pensilvanya Fethullah'ın yaşadığı yerdi. Yani Baykal kaset olayı ile Fethullah'ın ilgisi olmadığını söylüyordu. Bunu niçin yaptığını henüz anlayabilmiş değilim. Acaba onlara hoş görünmek için mi?
• • •
CHP'ye uyarımın öteki boyutu ise Kürtçü ve bölücü kesimle ilgili. CHP'de şimdi acayip, anormal bazı söylemler duyuyoruz. Peki, bunlan seçim öncesi vaatler olarak düşünelim ve ciddiye almayalım. İyi de, iş bazen iyice cıvıtıyor. Bu partinin Tunceli ikinci sıra adayı olan Hüseyin Aygün, yayınladığı bildiride bakınız neler diyor:
"1938'in katliam olduğu resmen kabul edilmelidir. Dersimliler'den özür dilenmeli, idam edilen Seyit Rıza'nın itibarı resmen iade edilmelidir."
1938 yılındaki Dersim isyanı, Türk tarihinin acı olaylanndan biridir. Devlete karşı isyan başlamış, silah zoruyla önlenmiş ve sorumlular mahkeme karanyla idam edilmiştir. Bu yaralan kaşımak şimdi CHP'ye mi düşmektedir?
Burada konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Tamam, seçim öncesidir ve her parti bir sürü vaatlerle oy avcılığına soyunmuştur.
CHP'nin payına da belli yerlerde tarikatler, cemaatler, din tüccarları ve Kürtçülerin düştüğü anlaşılmaktadır!
İyi güzel de, CHP bir konuda çok, ama çok dikkatli olmak zorundadır:
Bu tuhaf ve CHP'nin temel ilkelerine 180 derece ters düşen vaat ve söylemler, bu partiye belki bir miktar oy getirebilir.
Ancak bu olayın getirdiği bir de çok büyük risk var:
CHP'ye içtenlikle gönül vermiş olan inançlı kitleleri uzaklaştırır, getirdiğinden çok daha fazla oy götürebilir.
Sokaktaki Atatürkçü, laik, ülkenin bölünmez bütünlüğü uğruna canını vermeye hazır milyonlarca insanımız ve CHP tabanı, bu gibi saçma söylemleri duydukça partisinden soğur. O zaman ortaya sadece CHP değil, Türkiye açısından büyük bir tehlike çıkar.
CHP'yi ve özellikle bu konularda biraz duyarsız gördüğüm Kılıçdaroğlu'nu uyarıyorum, dikkatli olsunlar.
Birkaç bin oy devşirmek uğruna bu maceralara girmeye, kendi temel ilkelerini çiğneyip çok daha fazla oy ve saygınlık kaybetmeye değer mi!
|