İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

HABER

Tayyip, Başbuğ olmak istiyor

Tayyip, Başbuğ olmak istiyor

11 Mayıs 2012 Cuma, 09:03

AKP şimdi de Başkanlık Sistemi’ni gündeme getirdi. Bunun demokratikleşmenin gelişmesi için değil, AKP’nin kurduğu otoriter rejimin daha da pekiştirilmesi için yapılmak istendiği kesindir. AKP, devlet içinde ele geçirdiği mevzileri sağlamlaştırmak istiyor. Şu andaki sistemin bu konuda engelleyici olduğu düşünülüyor. Nitekim her zaman olduğu gibi Başkanlık Sistemi’nin daha fazla istikrar getireceği söylemleri bunu kanıtlıyor. İstikrar adı altında antidemokratik yüzde 10 barajını koruduğunu, antidemokratik siyasi partiler yasasını değiştirmediğini biliyoruz.

AKP Başkanlık sistemini Urfalı ceketçiler gibi amiyane deyimle kakalamaya çalışıyor. Urfa’da eskiden kaçakçıların getirdiği ceketleri satmak isteyenler bol ceketleri arkadan iğneleyerek daraltırlarmış; dar olanları da “göbeğini geriye çek” diyerek zorla müşterilerine satarlarmış. Almayanın vay haline! Dayak bile atarlarmış. Şimdi de AKP’li Bekir Bozdağ her gün Başkanlık Sistemi şu kadar iyidir diyerek satmaya çalışıyor. Öyle ki, ne kadar iyi vasıf varsa hepsini Başkanlık Sistemi’ne bahşediyor. Başbakan “olmazsa olmazımız değildir” dese de, AKP sözcüleri “biz meclisteki sayımızla bunu dayatacağız; hatta başka konularda taviz almak isteyenler bu sistemimizi kabul edecekler” diyor. Bu tutumlardan da anlaşıldığı gibi amaç, demokratik yeni bir anayasa yapmak değil, Başkanlık Sistemi’ni kabul ettirmektir.

Başkanlık sisteminin bulunduğu ülkelerin çoğunluğu demokrasisi eksik ya da demokratik olmayan ülkelerdir. Özellikle otoriter olmak isteyen ve toplumun sesinin az çıkmasını arzulayan iktidar blokları Başkanlık Sistemini uygulamaktadırlar. Tayyip Erdoğan’ın MHP ile yaptığı polemikte ‘dokuz ışık’ kitabını örnek göstermesi bunun açık kanıtıdır. Alparslan Türkeş otoriter bir sistemi istediği için Başkanlık Sistemi’ni arzulamıştı. Tayyip Erdoğan da Türklerin yeni başbuğu olmak istediğinden bu sistemi arzulamaktadır. MHP ile içine girdiği polemiklerden haklı çıkmak isterken niyetinin otoriter bir rejim olduğunu itiraf etmiştir.

ABD’de bu sistemin iyi işlediği, yargı ve yasamanın daha bağımsız olduğu söylenmektedir. ABD’nin demokrasisi de tartışılır. Ancak kimi demokratik değerler varsa bunun nedenleri de bulunmaktadır. Amerika’nın tarihiyle Türkiye’nin tarihi ayrıdır. Sosyal yapısı ayrıdır, siyasal şekillenmesi ayrıdır. Bu nedenle ABD Türkiye’ye örnek verilemez. ABD 52 devletçiğin birleşmesiyle oluşmuştur. Belirli bir konsensüs ve uzlaşmayla bir araya geldikleri için bazı demokratik eğilimler taşımışlardır. Devletler birleşirken kendi özelliklerini ve demokratik haklarını federal sistemde korumuşlardır. Daha doğrusu federal sistem bunları tanımak zorunda kalmıştır. Orada bilindiği gibi mahkemelerde halk jürilerinin yetkisi vardır. İlk dönemlerdeki etkileri zayıflamış olsa da yine de demokratik sürecin işlediği dönemden kalma bazı özelliklerini korumuşlardır.

ABD’de eyaletler köklü bir devlet geleneğinin olmadığı bir alanda kurulmuşlardır. Dışarıdan gelen halklar, hatta ‘ayak takımı’ denilenler bu eyaletlerin kurucularıdır. Bu nedenle ilk başlarda önemli demokratik eğilimler taşımışlardır. Şerif dahil tüm kurumların seçimle iş başına gelmesi durumu vardır. Şerif de, diğer kurumlar da halkın iradesini dikkate almak zorundadırlar.

Köklü devlet ve iktidar geleneğinin olmadığı bir yerde halkın bazı haklarını korumak isteyeceği açıktır. Devlet gücü halktan adım adım almıştır. Bu da yakın zamanda olmuştur. Bu nedenle halkın gücü eskiye dayanan devletçi sistemlerde olduğu gibi tümden kırılamamıştır. ABD’nin Başkanlık Sistemini kurduğu süreç ve tarihin böyle karakteristik özellikleri vardır. Eğer ABD böyle bir sürecin sonunda Başkanlık Sistemi’ne sahip olmasaydı başkan, yüksek yetkilerle donatılmış bir “Führer” olurdu. Amerika’nın bu tarihine rağmen Başkan’ın yetkileri tartışılıyorsa, Türkiye’de oluşacak Başkanlık Sistemi yeni Hüsnü Mübarek’ler yaratır. Zaten Erdoğan böyle yetkiler istiyor.

Başkanlık Sistemi Türkiye’de bugünkünden daha kötü bir siyasal sistem ortaya çıkarır. Bugünkü sistem nispi de olsa gücün merkezileşmesini frenliyor. Bugün bile otoriter eğilimler kendini hakim kılmak istiyorsa Başkanlık Sistemi’nde kimse bunun önüne geçemez. Gerçekten de bir tiranlık ortaya çıkar. Başkanlık Sistemi yerel yetkileri arttırır diyen bazıları kendilerini kandırıyor. Türkiye’de yerel de toplum da bu sistemle tamamen boğulur.

Demokrasi ancak yetkinin topluma devriyle gelişir. Toplumun örgütlenmesine, toplumun güç olmasına izin vermeyen, engelleyen her rejim otoriterdir. Eğer yeni bir sistem arayışı olacaksa topluma yetkiyi devreden ve güçlendiren bir arayış ve eğilim olmalıdır. toplum böyle bir eğilime yönelirken, AKP tersine tek bir bireyi güçlendiren siyasi eğilime girmiştir. Toplumu ve yereli güçlendirmeyen Başkanlık Sistemi despot sistem olur. Yereli güçlendirmek derken, AKP’nin düşündüğü yerelin hizmet alanlarının genişletilmesinden söz etmiyoruz. Yerellerin siyasi iradelerinin ve özerkliklerinin olduğu bir sistemden söz ediyoruz.

Türkiye’de bir sistemin demokratik olup olmamasının ölçütü, Kürt sorununun çözümüne bağlıdır. Kürtlerin özgür ve özerk yaşamını tanımayan, anadilde eğitimini ve kamusal alanda engellenmeden kullanılmasını kabul etmeyen, Kürt ve Kürdistan kimliğiyle örgütlenme özgürlüğünü tanımayan bir sistem demokratik olamaz. Zaten şimdiye kadar Kürtler yararlanır düşüncesiyle demokratik adımlar atılmadı. AKP de aynı anlayıştadır. Kürt sorununun çözümünü değil de ezerek, susturarak kurtulmayı düşünüyor.

Başkanlık Sistemi aslında bu temel sorunun tartışmasını geri planda tutmak için yapılmıştır. Başkanlık Sistemi’yle Kürt sorunu daha da içinden çıkılamaz hale getirilmek isteniyor. Çünkü Kürt sorununun çözülmediği bir ortamda Başkanlık Sistemi daha da otoriter olacak, bu da çözüm için ortaya çıkan imkanların ortadan kaldırılması anlamına gelecektir.

Kürt sorunu çözülse belki o zaman sistem ne olursa olsun antidemokratik olmasının önüne geçilebilir. Çünkü Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye’nin tüm kurumları da demokratikleşmek zorunda kalır. Bu nedenle bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan Başkanlık Sistemi değildir, Kürt sorununun demokratik çözümüdür. Tayyip Erdoğan’ın ise Kürt sorununu çözmeye niyeti yoktur. Kürt sorununun çözümünü istemeyenler de otoriter rejim özlemi duyarlar. Zaten AKP’nin Başkanlık Sistemi’ni gündemde tutması da bu nedenledir.

Kaynak : Hüseyin ALİ /Özgür Gündem

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız