Genel Başkan Kılıçdaroğlu Grup konuşmasında, ”Yeni CHP’de, kim olursa olsun, isterse Genelkurmay Başkanı olsun, bildiri yayımlarsa, yanıtını anında alır” dedi ve Başbakan’ın demokrasisinin gömlek demokrasisi olduğunu belirtti.
-”Başbakan’ın diktatör zihniyeti bir enfeksiyon gibi toplumun her tarafına sirayet ediyor”
-“İki gazetecimiz yazı yazmış. Biri, Bekir Coşkun. Demokraside herkesin, her kurumun eleştiriye tahammül etmesi lazım. Genelkurmay Başkanlığı da buna dahil. ‘İki kişi eleştirdi, bir bildiri…’ Astsubaylar hak arıyorlar, bir bildiri daha. Sen zam aldın, astsubaylara verilmedi. İsyan etmesin mi?”
-“Kendi mesai arkadaşı vardı, İlker Başbuğ. Terörist ilan ettiler. Düşünmesi lazım, ‘Benim mesai arkadaşım terörist ilan edildi, Silivri’ye konuldu.’ Gıkı çıktı mı, çıkmadı. Eğer bildiri yayımlayacaksan, Genelkurmay başkanlarının terörist olmadığını, demokrasiye bağlı olduğunu, yargılamaların özgürce ve bağımsız mahkemeler tarafından yapılması gerektiğini, demokrasiye bağlılığın, eleştiriyi hoşgörüyle karşılamak olduğunu söylersin, eğer söyleyeceksen. Ki bunu söylemesini de ben uygun görmem”
-”Açıklama yapmışlar, ‘Genelkurmay’ın mazereti varmış.’ Mazeretsiz açıklama olur mu? Sen kendine göre mazeret yaratırsan olmaz. Demokrasi farklı bir şeydir. Eleştiriye tahammül edeceksin, etmiyorsan o koltuğu bırakacaksın”
-“Daha vahimi, Hükümet’in ona destek vermesi. Kahraman ordumuz olduğunu yeni fark etmiş beyefendi. ‘Evet iyi ki bildiri yayımladı’ diyor. Sen Başbakansın, orada neden oturuyorsun? Bunların demokrasisi gömlek demokrasisi. Demek ki bir gömlek daha değiştirdiler”
-“Disiplin ayrı bir şeydir, baskıcı rejimlerde değil demokrasilerde olur. Yasama organının çıkardığı yasalar, yargı organı tarafından her zaman denetlenir. Toplumsal disiplin budur. Öyle başına buyruk, ‘Birisi yazı yazdı ben de bildiri yayımlıyorum’ olmaz. Her önüne gelenin bildiri yayımladığı ülke değildir burası. Burası Patagonya değil. Herkes yerini, gücünü bilecek oturacak yerinde”
-“Askerin rahatsızlığı varsa, gider Başbakan’a anlatır. Haksızlığa uğrayan birisi varsa, siyasi otoriteye, yargıya gider. Demokrasi dışı bildiriler bizim kabul edeceğimiz şeyler değil. Kimse kusura bakmasın.”
-“Sayın Başbakan Beşar Esad’a, Kaddafi’ye ‘kardeşim’ dedin. Kime ‘kardeşim’ dediysen o gitti. Ya öldürüldü, ya linç edildi, ya ülkesi işgal konumuna geldi. ‘NATO’nun ne işi var Libya’da?’ dedi, Amerika’dan bir telefon, bizimkinin bütün yelkenleri indi.”
-“Kaddafi’yi diktatör ilan ettin, oysa Kaddafi’den insan hakları ödülünü almıştın. Şimdi merak ediyorum, o insan hakları ödülü nerede? O ödülle birlikte 25 bin dolar da para aldı. Gazeteciler ‘Parayı ne yapacaksınız?’ diyor. O da ‘şehit aileleri derneklerine’ vereceğim’ diyor. Bizim arkadaşlarımız soru önergesi verdiler, ‘Hangi şehit aileleri derneğine verdiniz bu parayı?’ diye. Tık yok. Paraya bu kadar özel ilgi gösteren Başbakan görmedim.”
-”Türkiye’nin dış politikası ilk kez böyle karanlık sularda gidip geliyor. Bu rezil dış politikayı Türkiye Cumhuriyeti tarihi görmemiştir. Dışişleri Bakanı hakkında gensoru vereceğiz”
-”Hayatımda bu kadar beceriksiz iktidar görmedim. Süt dağıtmayı beceremeyen iktidar, nasıl olur da 75 milyon yönetir. Yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. 1700′ün üzerinde öğrenci hastaneye gitti”
-“1979 yılından 2003 yılına kadar 135 milyar dolar faiz ödendi. 2003-2011 yılları arasında ise bu rakamın 450 milyar dolara çıktı. AKP iktidara geldiğinde 2 milyon 464 bin işsiz vardı, bu rakamın 2 milyon 615 bine ulaştı. 2001 yılında 10 milyon 26 bin olan icra dosyası 2011 yılında 20 milyon 506 bine çıktı”
-”Ekonomi iyi gidiyorsa memlekette huzur vardır, hapishanelerin boşalması lazım ama, hapishanedeki kişi sayısı 2002′de 59 bin 429, 2011′de ise 127 bin 15 oldu”
-”Adalet Bakanı çıkmış ‘Yeni hapishaneler yapacağız’ diye övünüyor. Onun Başbakanı da Diyarbakır’da, ‘Sevgili Diyarbakırlılar, size daha modern hapishane yapacağım’ demişti. Diyarbakırlılar da ‘Çok teşekkür ederiz. Madem modern hapishane yapacaksın, sana oylarımızı veriyoruz’ demişlerdi ve verdiler oylarını. CHP Diyarbakır’da milletvekili çıkarmadığı sürece… Bunu her yerde söyleyeceğim”
Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısı çıkışında, gazetecilerin, başkanlık sistemi konusundaki soruları üzerine de , ”Onlar yapay gündemler” cevabını verdi.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup konuşması şöyle ;
Genel Başkan Kılıçdaroğlu Grup konuşmasında, ”Darbe hukukunu değiştirmeye yanaşmayanlar, darbenin, o suçun ortaklarıdır. Darbe yasaları, namuslu topluma karşı yöneltilen silah gibidir. O silahı eskiden darbeciler elinde tutuyordu, şimdi o silahı AKP elinde tutuyor” dedi.
-”Yolsuzluktan beslenen bir parti, vatandaşın sorunuyla ilgilenemez. Demokrasi, özgürlük, baskıya karşı direnmek mi istiyorsunuz, onurlu bir Türkiye mi, daha sağlıklı, tutarlı, kararlı, halkını düşünen, çaba harcayan bir yönetim mi istiyorsunuz; çatı CHP’dir”
-”Bu çatı Mevlana’nın, Yunuslar’ın çatısıdır. Yüreğinde insan sevgisi olan herkesi bu çatı altına bekliyoruz. Baskıdan mı yıldın, sütten çocuğun mu zehirlendi; hesap mı sormak istiyorsun çatın bellidir, CHP”
-“Hiçbir zalimin iktidarı, sürekli olmamıştır. Onun için zalime, ‘zulmün artsın’ derler. Bir an önce gitsin diye. CHP’lilerin dokularında, direnme ruhu vardır. Baskıya karşı direneceğiz”
-“Darbe hukukun arkasına saklanan bir iktidar var. İyiniyetli değil bunlar. Çünkü, zulmü, baskıyı iktidarlarının güvencesi olarak görüyorlar. 1 Mayıs önemli bir tarihtir. Her 1 Mayıs, sivil darbecilerin korkulu rüyası olacaktır”
-“Totaliter rejimin akademik çocuğu var YÖK, kaldıralım. Niyetleri yok. Siyasi Partiler, Seçim Kanunları’nı değiştirelim, niyetleri var mı; yok. Yargıyı bağımsız kılalım, niyetleri yok. Çünkü, darbe hukukundan besleniyorlar, baskıları da oradan geliyor”
-“Gazetecileri hapiste. Başbakan 6 diyordu. Neyse bir bakan 92 gazeteci hapiste diye açıklama yapmış. Eğer 92 gazeteci hapisteyse o ülkenin demokrasisi yüz karasıdır.”
-“Taksici kardeşlerime sesleniyorum; Başbakan Erdoğan size söz vermiş, ‘korsan taksi konusunun takipçisiyiz’’ demişti. Sözünde durdu mu? Hayır. İnandırıcılığı olmayan, size yalan söyleyen bir politikacıya güvenmekten vazgeçin”
|