İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

HABER

İyi ki doğdun Behice Hanım!

İyi ki doğdun Behice Hanım!

01 Mayıs 2012 Salı, 09:24

1 Mayıs’a kapatılan sokaklara çıkan bir Behice Boran vardı ki, yere yatan bir Behice Boran da olsun. Ve o gün, 69’uncu yaş günüydü! Eli ekmek tuttuğu an savrulup giden nice keskin militana, akademik kariyerini, kentsoylu kökenini, “huzurlu” bir yaşamı reddediş dersiydi biraz da, o taşların üzerine uzanmış kadın.

Hemen hemen her biyografik öykü, bakış açısına göre değişmez, somut nesnel veriler taşımanın yanı sıra, öznel algılara da açıktır. Bu öykü, bir tarihsel figüre aitse, barındırdığı yapıp etmeler, sınıfsal ve bireysel prizmalardan süzülürken kaçınılmaz kırılmalara uğrar ve bu noktada, algı, biyografik notların önüne geçer.

Behice Boran biyografisi gibi. “Kimdir” sorusunun yanıtını arayan herkes, kuru tarihlendirmelere rastlayacaktır.

“1 Mayıs 1910'da Bursa'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul'da, yüksek öğrenimini Amerika'da tamamladı. Michigan Üniversitesi'nin sosyoloji bölümünü bitirdikten sonra Türkiye'ye döndü. 1946'da çevirmen Nevzat Hakko ile evlendi. 1948 yılında siyasi görüşleri nedeniyle Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ndeki görevinden uzaklaştırıldı. 1950 yılında Türk Barışseverler Cemiyeti kurucu üyeleri arasında yer aldı ve başkanı oldu. Kore'ye asker gönderilmesine karşı çıkan bir telgrafı Meclis’e göndermesi ve konuyla ilgili bildiri dağıtması nedeniyle bir grup arkadaşı ile birlikte tutuklandı. On beş ay hapis cezasına çarptırıldı. 1953'te tekrar tutuklandı, 1954'te tahliye oldu. 1962 yılında Türkiye İşçi Partisi'ne giren Boran, 1965 seçimlerinde Urfa milletvekili olarak Meclis'teydi. 1970 yılında Türkiye İşçi Partisi'nin genel başkanı oldu. 12 Mart’tan sonra tutuklanarak 15 yıl hüküm giydi. 1974’te çıkan af kapsamında serbest bırakıldı. Türkiye İşçi Partisi'ni, arkadaşlarıyla birlikte 1975'te yeniden kurarak genel başkan oldu. 12 Eylül 1980 darbesiyle TİP yeniden kapatıldı, Behice Boran da kısa bir gözaltından sonra yurtdışına çıktı. Haziran 1981'de yurda dön çağrısına uymadığı gerekçesiyle Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Yurtdışında TKP ile TİP’in birleşmesi çalışmalarında da yer alan Boran, iki partinin yetkili kurullarının birleşme kararını açıklamalarından iki gün sonra, 7 Ekim 1987’de öldü.”

Her yerden ulaşılabilecek, nereye el atsanız kelimesi kelimesine tekrarlanmış olarak bulacağınız temel biyografik bilgileri böyle Behice Boran’ın. Buradan bile baktığınızda, karşınıza, sosyalizme, barışa adanmış bir ömür, kararlı ve öncü nitelikli bir insan çıkıyor. Ama, o “insan”ı, böyle tanımlanacak benzeri binlercesinden ayıran, Behice Boran yapan, daha ötelerde birşeyler olmalı. İşte onlar, genel öykünün kapsayıcılığının, “kişiye özel” izdüşümlerle tamamlanmasıyla belirginleşir. Ve burada, bu biyografik notlar, böyle bir rota izlemeye başlayacaktır...

Arif Damar’ın bir şiirinde, “Kasketi herkes giyiyor şimdi / Ben de giyerdim 44’lerde / Haber gönderdi Behice hanım / ‘Onu başından çıkarsın’ diye” dizeleri vardır. 1944. Arif Damar, yaklaşık 19-20 yaşlarında bir genç olmalı o zaman. Behice Boran, öğrencilerinin taktığı adla “Tatar Behice”, DTCF’de anlattığı dersi dinlemeye gelenlerin salonlara sığmadığı bir sosyoloji doçenti. Dizeleri okuyunca iki noktaya takılmıştım. Tamam, sol o zamanlar da büyük bir kitle anlamına gelmiyordu ama, bu doçent, bu genci bir giyim aksesuarına kadar takip edebilecek çapta hakimiyeti nasıl başarıyordu? Bu müthiş bir liderlik vasfıydı. İkinci nokta, neden kasketi çıkartmasını istediğiydi. Türkiye solunda kasket, Nazi işgaline karşı savaşan Fransız direnişçilerine öykünmeden tutun, Köy Enstitüleri’nin etkisine, proleterliğin, aydınlarda kasketle sembolize edilmesine, halkçılığın köylülüğe özenmeyle dışavurulmasına kadar bir dizi etkiyle yaygın kullanılır olmuştu. Ve Behice Boran, “çıkarsın onu” demişti. Bu, öykünmeciliğe, aslında sosyalist bilincin bulanık olduğunu gösteren şekilciliğe, ideolojik bir itirazdı. Dizelerden kalan lider profiline, popülizme prim vermeyen sağlam bir duruş ekleniyordu böylece.

12 Mart’ın ünlü Yıldırım Bölge kadınlar koğuşundan, Sevgi Soysal’ın ve diğer mahpusların tanıklıklarından çıkan şeyler de var. İşlemeli tek yatak örtüsünü evinden getirten bir Behice Boran. O yaşta, hapiste, Almanca öğrenmeye çabalayan da, örgü dersleri alan da. Bir koğuş arkadaşının paslı makasla alt tarafı kırpacağını bile bile, ak saçının modeli üzerinde itinayla duran, o zamanın modasını uygulayan da. O yılların, sıcak savaşın göbeğindeki gerilla motifini taklide yönelmiş çocuksu romantizminin uzağında kalabilmek bilinci bu, “küçük burjuva akademisyen” tavrı değil. Ve, böyle algılanmayı umursamayan, kendine, dünya görüşüne güvenen bir lider.

Behice Boran’ı, askerlerin namluları üzerine çevrilmiş bir vaziyette, arkadaşlarıyla birlikte sokak ortasında yerde yatarken görenler, 1979’daki “ev hapsi”ne isyan eylemini değişik yönlerde değerlendirdiler. Siyaseten bu yapılabilir elbet. Ama, 1 Mayıs’a kapatılan sokaklara çıkan bir Behice Boran vardı ki, yere yatan bir Behice Boran da olsun. Ve o gün, 69’uncu yaş günüydü! Eli ekmek tuttuğu an savrulup giden nice keskin militana, akademik kariyerini, kentsoylu kökenini, “huzurlu” bir yaşamı reddediş dersiydi biraz da, o taşların üzerine uzanmış kadın.

İşte birkaç an parçacığıyla, bir tarihsel figür. Neydi o çok bilinen sözleri? “Kişiler hakkında nasıl mı karar vereceksin? Hayatlarına bakarak. Bir insan, yaşadığı hayatın insanıdır. Doğru bulduğumuz fikirleri öyle benimsemiş, öyle içimize sindirmiş olmalıyız ki, bunlar davranışlarımızı biz farkında olmadan dahi etkilemeli, tayin etmeli, yönetmelidir. Sosyalist doğulmaz, sosyalist yaşanır.”

İnsanların hayatları, genel bir duruşu, ayrıntılarda nasıl içselleştirdiğiyle tanımlanabilir, evet. Bir Behice Boran portresi, bu açıdan bakıldığında, belki de siyasal tezlerinden bağımsız olarak çok öğreticidir. Zaten, dediği gibi, insanlar doğar, ölür. Ama, “işçi sınıfı partileri, işçi sınıfı var oldukça devam eder, gider”.

Kaynak : Asaf Güven Aksel/SOL haber portalı

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız