İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

HABER

Kamusal emeklilik tamamen ortadan kaldırılıyor:İŞÇİ SINIFININ EMEKLİLİK PRİMLERİ SERMAYE SINIFININ EMRİNE TAHSİS EDİLİYOR

Kamusal emeklilik tamamen ortadan kaldırılıyor:İŞÇİ SINIFININ EMEKLİLİK PRİMLERİ SERMAYE SINIFININ EMRİNE TAHSİS EDİLİYOR

24 Nisan 2012 Salı, 08:34

Artı değerle yetinmeyen sistem, önce kiralık işçi bürolarıyla ücretlere göz koydu, şimdide bireysel emeklilik üzerinden gözünü işçi sınıfının emeklilik primlerine dikti!

Bir süredir gündemde olan “Türkiye’nin borç vadesini uzatmak için ne yapmalı?” sorusuna son noktayı hükümet koydu. Bugüne kadar emeklilik primlerine hiçbir katkı yapmayan devlet, özel emekliliği teşvik etmek için kolları sıvadı. Konuya tamamen sermaye kazançları açısından yaklaşan, sadece satır aralarında asıl özneye, o da “vay gitti benim emekli paralarım” diyenler başlığı altında değinmede bulunan Ersin Özince’nin aşağıdaki yorumlarına bakınca bir taşla bir kaç kuş vurulacağı anlaşılıyor: “Bireysel emeklilik sermaye piyasamızın gelişmesi açısından, kurumsal yatırımcı açısından çok gerekli. Bu konuda özendirici tedbirler hem o alanın gelişmesine hem de sermaye piyasasının gelişmesine katkıda bulunacak…” (Özince, Gazete a24, 20 Nisan 2012)

BORÇLARIN VADESİ UZAYACAK

İşçi sınıfının çalışırken aldığı (brüt) ücretlerden yapılan kesintilerden oluşan emeklilik primleri tekil olarak bakıldığında çok küçük tutarlar gibi görünür. Ancak bu birikimler bir araya geldiğinde sistemin krizlerini ertelemesini sağlayacak kadar büyüktür. İşçi sınıfının zaten son derece sınırlı olan gelecek güvencesi ile borçlar arasındaki ilişkiye gelince Türkiye’de yıllardır yaşanan iktisadi büyümenin dayandığı borç miktarı büyüdükçe borçların vadeleri de kısalıyor, çünkü borçluya duyulan güven azalıyor. Güven kaybeden borçlu, mevcut borcunu döndürebilmek için ancak kısa vadeli fonlar bulabilir hale geliyor. İşte tam bu noktada özel/bireysel emeklilik sisteminde biriken fonların sisteme bir tür zorunlu tasarruf olarak geri dönmesi ve borç vadesini uzatması planlanıyor. Bireysel emeklilik primlerine yüzde 25 katkı yapacağını ilan eden devlet, bu teşvik karşılığında emeklilik portföylerinin bileşimlerini belirleme hakkı elde ediyor. Henüz oranları netleşmemiş olsa da, örneğin, bireysel emeklilik portföyünün belli bir yüzdesinin devlet tahvili ve hazine bonolarından oluşacağını bugünden öngörmek zor değil. Böylece devlet, piyasadan borçlanacağı zaman karşısında hazır, garanti bir fon tedarikçisi (işçi sınıfı) buluyor. Hem de öyle bir borç verici ki, verdiği borcun vadesi ve/veya alacağı faizin yüzdesi hakkında en küçük bir söz hakkına bile sahip değil, çünkü bu pazarlık özel emeklilik şirketleri ile devlet arasında yaşanıyor. Bu koşullar altında devlet en uzun vadeli en düşük faizli, tabir yerindeyse normalde kimsenin yüzüne bakmayacağı tahvil ve bonolarını bu portföylere satıyor ve “borçların hem vadesi uzamış, hem de faizleri düşürülmüş” oluyor. Vadesi uzuyor çünkü bireysel emeklilikten istediğiniz anda çıkmanız mümkün değil, faizi düşürülüyor çünkü borç verenin portföyünde belli bir yüzdede devlet tahvili bulundurması zorunluluğu getiriliyor. Devlet tarafından yapılacak katkıların geri ödemesi bile yıllara bağlanarak ipotek altına alınıyor. Örneğin devlet katkılarının ilk 3 yılın sonunda sadece yüzde 15’lik kısmı; 6. yılın sonunda yüzde 35’lik kısmı ve 10. yılın sonunda da yüzde 60’lık kısmı hak sahiplerine ödenebiliyor. Devletin ve bireysel emeklilik şirketlerinin kazançlı çıktığı bu senaryoda kaybeden taraf ise bireysel emekliliğe geçen ücretliler oluyor.

SERMAYE PİYASALARI DERİNLİK KAZANACAK

Çünkü işçi sınıfının emeklilik birikimlerinin önemli bir bölümü de borsalarda işlem gören şirket hisselerine kanalize ediliyor, böylece şirketler kendi hisselerini hiç zorlanmadan piyasadaki garanti alıcılara (bireysel emeklilik şirketleri) satabiliyor. Üstelik bu öyle bir satış oluyor ki gerçek alıcılar, yani sisteme üye edilen ücretliler portföylerindeki hisselerin alış fiyatlarına karar verme ve/veya bu hisseleri istedikleri anda satma hakkından bile mahrum oluyor! Bakanlık tarafından yapılan açıklamada portföy bileşimlerinin yüzde 75 oranında hisse senetlerinden oluşturulması halinde stopaj oranının sıfırlanacağı belirtiliyor. Başka bir deyişle özel emeklilik şirketleri oluşturacakları portföyün çoğunluğunu borsa hisselerine ayırma konusunda özendiriliyor.

BÜYÜK SERMAYE KAZANÇLI ÇIKACAK

Büyük çaplı borsa yatırımcıları, yani sermayenin görece güçlü fraksiyonları da bu işten kazançlı çıkacak. Çünkü borsalarda mevcut hisselerin çoğu devasa büyüklüklerdeki bireysel emeklilik fonları tarafından satın alınıyor ve bu hisselerin kısa sürede satılmayacağı biliniyor. Bu durum borsada fiyatlar genel düzeyinin (bubbles) yükselmesine ve büyük oyuncular arasındaki vurgunculuk olanaklarının artmasına yol açıyor. Sonuçta, tıpkı ABD’de sık sık yaşandığı gibi borsa çöküşleri ve kriz olasılığı daha da artıyor. Kriz geldiğinde aşırı yükselmiş olan hisseler dibe vurduğu için bu çöküşten en fazla zarar görenler de emeklilik birikimleri hızla eriyip yok olan işçi sınıfı oluyor.

Türkiye’de sermaye sınıfına sunulan teşviklerin ardı arkası kesilmezken, oyunun bireysel emeklilik üzerinde oynanan bölümü işçi sınıfının mücadelelerle kazanılmış en temel birikimi olan kamusal emekliliğin tümüyle tarih olmasına yol açacak kadar tehlikeli bir görünüm arz ediyor. Zira bireysel emeklilik adı verilen bu yeni uygulama aslında bir tür bireysel zorunlu tasarruf. Yani, zaman içinde işveren katkıları adım adım buharlaşırken, sistem genişlediğinde ücretliler üzerinde gelecek hayalleri kurdukları emeklilik aylıklarının sadece kendi birikimlerinden oluşan ama emeklilik şirketlerince yönetilen fonlara dönüştüğüne tanıklık ediyorlar. Bu nedenle bu soruna geçici ve isteğe bağlı bir durummuş gibi yaklaşmanın bir tür gaflet olacağı tespitinde bulunmak mümkün. Zira bireysel emeklilik sistemine geçişler arttığında kamusal emekliliğin aşamalı olarak ortadan kaldırılması bu uygulamayı bizden önce yaşamış ülkelerde görülen bir pratik. (İstanbul/EVRENSEL)

* İktisatçı Doktor


--------------------------------------------------------------------------------

SÖZLEŞMELERDE BİREYSEL EMEKLİLİK

Lastik-İş’in geçtiğimiz günlerde imzaladığı toplu iş sözleşmesinde önce işverenden belli bir süre sonra da ücretlerden bireysel emeklilik priminin kesilmesi öngörülüyor. Sendika, sözleşmede bu maddenin özellikle genç işçiler için yer aldığını söylüyor. Oysa, bireysel emekliliğin bir ‘emeklilik’ düzenlemesi olmadığını uzmanlar ısrarla ifade ediyor. Söz konusu düzenleme, işçinin kendi parasını bir süre sonra geri almasını içeriyor. Hem de kendi tasarrufunda olmadan. İşçiler, sözleşmede bireysel emekliliğin kendilerine sorulmadığını da belirtiyorlar. Ayrıca sigorta şirketi ile fabrika patronları arasında nasıl bir ilişki olduğu da belirsizliğini koruyor

Kaynak : Kocaeli/EVRENSEL

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız