Seçmeli din dersi toplumu ayrıştırır

16 Nisan 2012 Pazartesi, 07:52

AKP'den Başbakan dahil bir çok ismin, dindar nesil yetiştirme arzusunu açıklanmasının hemen ardından ortaya çıkan kademeli eğitim sistemi, ‘seçmeli din paketi’ ve seçmeli derslerin öğrenciler üzerinde yaratacağı etkiyi de tartışılır hale getirdi. Konuyu, milletvekilliğinden önce yaptığı 'mahalle baskısı' araştırmasıyla gündeme gelen CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak ile konuştuk. Toprak, 4+4+4 yasasının Anayasa Mahkemesi tarafından usulen bozulması gerektiğini belirtirken seçmeli din dersinin de aileler ve çocuklar üzerinde ciddi bir baskı olacağını vurguluyor.

>> İsterseniz konuyu en başından ele alalım; 4+4+4 eğitim sisteminin sizce niçin kabul edilemez?
Yasa ilk geldiği şekliyle çok çok kötüydü neyse ki itirazlar üzerine onu düzelttiler. Ancak aslına bakıldığında uzunca ve çok fazla bir şeyinde değiştiğini düşünmüyorum. Şimdi bir kere şunu söyleyeyim; ne komisyonda ne de Melis’te CHP’nin itirazların temelinde din meselesi yoktu. Laiklik, din, imam hatip okulları, Kuran kursları böyle şeyleri kimse gündeme getirmedi. İtirazlar tamamiyle eğitim felsefesiyle ve içeriğiyle ilgiliydi. Kaldı ki yasa zaten içerikle de pek alakalı değil bunu Milli Eğitim Bakanı da ifade etti. Bakan içerik değil yapıyı düzenlemeye yönelik olduğunu belirtti. Onun dışında da asıl dertleri imam hatiplerin ortaokullarını açmak. Bunu komisyonda gündeme getirmediler ama daha sonrasında Başbakan da defalarca bunu söyledi. 28 Şubat’ın rövanşı olduğunu ifade ettiler. Komisyonda 'büyün bir değişiklik bunun için yapılıyorsa o zaman oturup bunu konuşalım' teklifi de yapıldı. Eğer 'bir takım aileler çocuklarının dinini öğrenmesini istiyor' gibi bir meşru talep varsa o zaman bunu konuşmalıyız. Bu şekilde dolambaçlı yollardan değişikliğe gerek yoktu.

TEK NİYET: İMAM HATİPLERİN ÖNÜNÜ AÇMAK
>> Bir türlü anlaşılamayan 5 yaş sorunu var. Bu tartışmayı açıklığa kavuşturabilir misiniz?
Bu yasanın birçok problemli tarafı var. Bir kere yaş meselesi var ki; binlerce anne ‘çocuğumuzu 5 yaşında okula göndermek istemiyoruz’ diye imza kampanyası başlatıp bunu MEB’e göndermişler. Yasa diyor ki; çocuk 6 yaşına girdiği yılın eylül ayı. Bu demektir ki bir kısım çocuk 5 yaşında bir kısım ise 5 artı olacak. Bunu da bir türlü anlatamadık. Çocuk 6 yaşına bastığı anda aslında 5 yaşındadır. Diyorlar ki isteyen yollar isteyen yollamaz ama öyle bir şey yok. Kamuoyunda tevil yollu denildi ama yasada öyle bir durum yok. Bunun dışında bir diğer sorun ise okul öncesi eğitim. Bütün eğitimciler üzerinde durdukları bir mesele. Çünkü okul öncesi eğitim yoksul ailelerin çocuğuyla varlıkları aileler arasındaki farkı gideriyor. 8 yıllık eğitimin çok başarılı olduğu ifade edilirken bir anda değiştiriliyor. Ve bundan da anlaşılıyor ki bu değişim nedeni imam hatip okullarının ortaokulu da açılabilsin diye. Yani bu inanılacak gibi değil.

Seçmeli ders bakıldığında iyi bir şey gibi görünüyor. AKP bunu getirirken, çocukların kabiliyetlerini keşfedebilmesi için getirdiğini ifade etti. Ancak çocuk 4 yıl okuduktan sonra zaten 10 yaşında ve bu yaşta da pek kabiliyet filan keşfetmiyor. Keza bu 18 yaşında bir genç için de geçerli; çoğu çocuk zaten girdiği bölümlere aile istediği için giriyor. Seçmeli dersler çocukların kendi kabiliyetlerini keşfetmeleri açısından daha yararlı ama daha ileri ki yaşlarda.

>> Seçmeli ders denildiğinde artık hepimizin aklına Kuran-ı Kerim dersi geliyor...
Aslında seçmeli ders olarak yalnızca Kuran-ı Kerim olmayacak; bir din paketinden söz ediliyor. Ancak bir yandan da şöyle bir şey var; sunulan dersler serbest seçmelik ders değil. Birkaç paket düşünülüyor ve din paketi de bunlardan biri.

“SEÇMELİ PAKETLERİ DE BÜYÜK SORUN”


>> Seçmeli ders paketleri derken?
Burada özellikle daha sonra meslek okullarına yönlendirilecek öğrenciler açısından baktığında bu paketlerden birine giriyorsa oradan çıkabilmek çok çok zor. Sosyal bilimler paketini seçiyorsan onda bir sorun yok zaten oradan lise ve üniversiteye gideceksin. Ancak din paketini müzik paketi gibi paketleri seçenler açısından bakıldığında bunları o küçücük yaşta belirli bir alana sevk ediyor ve geniş bir perspektifte düşünemiyor. Bütün bunlarla birlikte din paketini seçenler zaten ailenin isteğiyle seçecekler.
Bir çocuğu annesi babası 11 yaşında imam hatibe yolluyor ve bunun mağduru ileride yine çocuk oluyor. O paketlerden birine girmiş çocuk o yolda istemese de ilerleyecektir. Onun paket olması önemli bir problem.

'AKP DİN MESELESİNİN RANTINI BİLİYOR'


>> Peki İslam peygamberinin hayatı dersi de paket içerisinde mi olacak?
Bir kere şunu söylemeliyim; şimdiye kadar hiçbir kanunda böyle ders ismi konmuş değil. Matematik dersi, fen dersi bu konmaz; ben bunu hiçbir kanunda görmedim. AKP'nin de böyle bir ders koymaya niyeti yoktu aslında. Bunun yaratıcısı MHP oldu. MHP bunu Meclis'te gündeme getirdi ve bu AKP'nin oylarıyla reddedildi. Ancak bundan birkaç gün sonra AKP aynı şeyi bir önerge olarak getirdi ve 'biz yaptık oldu' diyerek kabul etti. Burada aslında “kim daha dindar yarışmasına” şahit olduk. Çünkü bu din meselesi rant getiriyor.

>>Peki, sizce bu paketler ne kadar demokratik? Bir yanda ana dilini isteyen Kürtler, bir yanda Aleviler var. Din paketinin çerçevesi nasıl çizilecek?
Şimdi sözde; 'Aleviler, Süryaniler istiyorsa olur, bakarız' tavrı vardı komisyonda. Ancak biliyoruz ki bu yalnızca sözde kalacak. Biliyoruz ki aleviler çok uzun zamandır zaten din dersine girmek istemiyorlar. Hatta bir baba insan hakları mahkemesine gitti, mahkemeyi kazandı ancak uygulanmıyor. Çünkü hükümet dersin içeriğini değiştirdiğini iddia etti. Oysa biz biliyoruz ki o ders yalnızca Sünniliği öğreten dua ezberleten namaz kıldıran bir ders ve mecburi. Yeni koyacakları dersler mecburi değil isteyen alacak isteyen almayacak.

“AİLELER ÇEVRENİN BASKISINDAN KORKACAK”
>> Ancak az önce de bahsettiğiniz gibi adı seçmeli de olsa, ailenin ve çevrenin baskısı da bu denklemde yer bulacak?
Bu çok önemli bir mesele. Şöyle bir şey var ki daha küçük yerlerde de aileler açısından 'kim daha çok dindar' yarışması olacaktır. Anadolu'da çocuğun seçmeli din paketi almaması çevresinin baskısından korktuğu için çok zor olacak. Mesela imam hatiplerin orta kısımları normal okulların içinde olacak deniliyor. Bir kısım çocuk oraya giderken bir diğeri öbürüne gidiyor. Onlar bir aradalar, kim din dersine giriyor, kim girmiyor, o çocuklar arasında nasıl bir etkileşim olacak? Girenler mi zor durumda kalacak, girmeyenler mi?

O yaşlardaki çocuklar baskı altındadır. Kendi başlarına karar veremezler. Yani birileri sana garip garip bakarsa sende garipsersin. Üstelik o yaşlarda komform etmeye başlarsın. Herkes ne yapıyorsa onu yapmaya çalışırsın. Yani nasıl olacak aynı ortamda; bir kısım dersi alıyor bir kısım almıyor. Üstelik aileler 'vay sen çocuğuna din dersi aldırmıyorsun' diyerek tepki gösterecekler olacak ya da tam tersi. Ciddi bir ayrışmaya da yol açabilecek bir şey.

>> Seçmeli derslerin her halükarda daha iyi olacağını ifade ettiniz ancak,bu dersler çocukların karnesinde baktığımızda 'zorunlu seçmeli ders' olarak görülüyor. Bu nasıl olacak?
Evet bir de böyle bir şey var. şimdi bir çok seçmeli paketten söz ediliyor ama o kadar öğretmeni o kadar sınıfı nereden nasıl bulacaklar. Diyelim ki bir çocuk 'ben bu paketlerin hiçbirini istemiyorum' diyecek. Yada tek bir kişinin seçtiği seçmeli ders yalnızca o öğrenciye verilecek mi? Bunlar çok muallakta sorular. Bu yasa hiçbir şekilde düşünülmemiş ve planlanmamış.

'AKP, her muhalefetten korkuyor'


>> AKP'nin otoriterleşmesinden bahsediyorsunuz. KESK'in demokratik hakkını kullanırken kolluk kuvvetleri tarafından yapılan saldırılar, devam eden siyasi ve askeri operasyonlar. Bu tablodaki siyahın bu kadar artmasını neye bağlıyorsunuz?
“AKP yüzde 50 oyu alıp kendi ifadeleriyle olgunluk evrelerinde muhalefet istemiyor. AKP ve Gülen arasının açılması ve bu tartışmanın devam etmesi, AKP'yi korkutuyor. Bir kutuplaşma söz konusu ve AKP bunu bastırarak yol edeceğini zannediyor. İşçiler mi konuşuyor onu coplatıyor, öğrenciler mi ediyor onlar tutuklanıyor, gazeteci yazı yazıyor işinden atılıyor, ya da Ergenekoncu ilan edilip Silivri'ye gönderiliyor. Meclis'teki muhalefete de tahammül yok. Bunu demokrasiye tahammülsüz olarak algılıyorum ben.

Ayrıca kademeli eğitim sisteminin Komisyon'dan nasıl geçtiğini hepimiz gördük. Muhalef darp edildi, insanların söz hakkı engellendi. Ben bu yasayı Anayasa Mahkemesi'nin usulden bozması lazım diye düşünüyorum. Yasa dediğin tartışılır, konuşulur. üstelik yandaş sendikaları dışındaki bütün eğitim sendikaları, prefosörler, dekanlar eleştirdiği için dinlenmedi. Ortada bir takım insanlar tekmelenirken, arka tarafta maddeler kabul edildi. O yasanın yalnızca 7 maddesi konuşulup geçti, diğerleri kavga dövüş arasında geçti. Akıl almaz bir şeydi. Çok sekter düşünüyorlar. Ortada sivil vesayet var, örneğin yargı tamamen vesayet altındadır. Bütün devlet kurumları vesayet altında.”

Kaynak : NEBAHAT KÜBRA AKALIN/BİRGÜN