İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

HABER

Cumhuriyet gazetesinde Gülen cemaati kavgası

Cumhuriyet gazetesinde Gülen cemaati kavgası

14 Nisan 2012 Cumartesi, 09:32

Cumhuriyet gazetesi yazarı, gazetesini Gülen cemaatine bağlı TUSKON'u övmekle eleştirdi

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Sönmez, Gülen cemaatinin kendi medya organlarının dışında kalan gazeteleri ve gazetecileri de \'kafalamaya\' çalıştığını öne sürdü. Sönmez, cemaatin ekonomi alanında örgütlenmesini TUSKON'la yaptığını belirterek, Cumhuriyet'i de TUSCON'a methiyeler düzmekle eleştirdi.

Sönmez, \'Kuşkusuz bunca kokuşmuşluk içinde onuruyla, meslek ahlakına halel getirmeden, kirli mutfaklarda direnerek namusuyla çalışanlar hep oldu ve hâlâ az da olsa vardır. Zaten önemli olan, nerede olduğumuz değil, nasıl durduğumuz değil midir?\' diye sordu.

Sönmez'in köşesinde eleştirdiği haberlerden birisi Cumhuriyet Gazetesi Ekonomi Servisi Müdürü Hasan Eriş'in imzasını taşıyor.

Cumhuriyet Gazetesi Yayın Kurulu Üyesi Hikmet Çetinkaya da onlarca davasına hedef olduğu Gülen cemaatinin kurumsal yüzü olarak bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın kahvaltı davetini kabul ederek hareketin temsilcileriyle uzun bir sohbette bulunmuştu.

Mustafa Sönmez'in \'Medya Mutfağında Kirlenme ve Ekonomi\' başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Medya Mutfağında Kirlenme ve Ekonomi

Medyanın endüstriyel boyuta sıçraması sürecinde ve sonrasında gazetelerin, dergilerin, TV kanallarının en stratejik bölümleri “ekonomi servisleri” oldu, dersek abartmış olur muyuz? Bizde, 1980 öncesinde medya, endüstri boyutunda olmadığı gibi, ekonomi servisi diye adlandırılan bölümler, ekonomi sayfaları da yoktu. Gazetelerde önce 1, derken birkaç sayfanın ekonomiye ayrılması; ekonomi gazetelerinin, haftalık, aylık ekonomi dergilerin yayımlanması, 1980 miladıyla gerçekleşti. 12 Eylül ile el ele icra edilen 24 Ocak kararları sonrasında giren dış sermaye ile büyüyen ekonomide, reklam pazarı da büyüdü. Derken, İMKB’nin kuruluşu, piyasaların oluşması ekonomi gazeteciliğinin eylem alanını iyice genişletti. Sektör dergileri, kariyer dergileri vs. biçiminde ince işbölümlerine gidildi yayıncılıkta.

Kısa sürede, gazetecilik yaparken reklam geliri de sağlamak doğrusunun yerini, reklam geliri için gazetecilik yapmak çarpıklığı aldı. Reklam pazarından daha çok pay almak, şirketlerle, bankalarla iyi ilişkilerden, onların haberlerine yer vermekten geçince, ekonomi gazeteciliği de değere bindi. Dahası, Özal ile birlikte oluşturulan medya-ticaret-siyaset üçgenine birçok sermayedarın balıklama atlaması ile ekonomi servisleri, ekonomi gazetecileri, yorumcuları önem kazandı. 1990 sonrasında çok kanallı düzene geçişle birlikte, yazılı ekonomi basını ve basında ekonomiye, bu kez, televizyonda ekonomi ve ekonomi televizyonculuğu eklendi.

***

Medya endüstrisinin ana gelir kaynağı reklam olunca ve reklama erişim, habere erişimin önüne geçince, objektif habercilik, yorumda özgürlük ve çeşitlilik, öncelikle ekonomi haberciliğinde, hakkın rahmetine uğradı. Gazete üst yönetimleri ekonomi servislerinden şirket ve banka haberlerine yer vermelerini, CEO röportajlarını sıklaştırmalarını, hükümet icraatları ve performanslarını iyi göstermelerini istedi. Banka, şirket yönetim kurulu üyeleri, köşe yazarı yapıldı. Patronlar, bu kırmızı çizgiler içinde kalan gazetecilerle çalışmayı tercih ederken çizgi dışı olanları, anında tasfiye etti. Giderek ekonomi editoryası ile reklam servisleri iç içe çalışmaya başladı. Reklamverenleri birlikte ziyaret edip “çözüm ortaklığı” önerdiler. Bu yeni ağda ekonomi servisleri, medyanın gerçekten de en erken kirletilen, meslek ahlakının hızla yok edildiği bölümler oldu. Mazeret hazırdı; işletme çarkını döndürmek, maaşları ödemek için bunlar yapılmalıydı, hem, herkes aynı şeyi yapıyordu...

Balık baştan kokunca alttakiler de, bal tutanlar olarak parmaklarını yalamaktan, küçük rüşvetler kabul etmekten geri durmadı. Şirket hediyeleri, seyahatler karşılığı haber girmenin, davetlere şirket haberleriyle karşılık vermenin yolu açıldı. Bir dönem, gazetecilikte utanılacak şeyler olarak kabul edilenler, giderek hoş görülmeye, bir “norm”a dönüşmeye başladı. Bu eğilim, adına PR ya da halkla ilişkiler denilen aracı sektörü de büyüttü. Çoğu, eski gazeteci, medyadaki ilişkilerini kullanarak şirketlere “reklamı haberleştirme” servisi verme ve bunun işbirliğini yapan gazeteci ve editörlerle hasılatı kırışma üstüne kurulu iş kurmaya başladı.

Gazete, dergi ya da kanala reklam akışı sürdükçe ekonomi servisinin rüşvetçiliğine “yukarısı” da göz yumdu, hatta pay istediği oldu. Bu rüşvetçiliğe bulaşma, göz yumma, medya çalışanlarının sendikalaşmasının, editoryasının patronaja karşı görece özerkliğini tesis etmesinin de önünü kesen, yukarıdakilerce beslenen bir hastalık.

Medyayı satın alma, sadece şirket ve finansın işi değildir. Bizzat medya patronları öteki sektörlerdeki şirketlerinin imaj haberlerini, ekonomi servislerine yaptırırlar. Servis, holdingiyle adeta özdeşleştirilir. Durumdan vazife çıkarır. “Bizim grubun bankası, bizim firmalar için ne yapabiliriz?” diye yanıp tutuşur. Aynı şekilde rakibe belden aşağıya vurulacaksa tetikçilik, ekonomi servisi elemanlarına yaptırılır. Örneği o kadar çoktur ki…

Bu kadarla da kalmaz tabii ki. Medyadan, özellikle ekonomi servislerinden siyasetin, iktidarların da beklentileri olur. Eleştirilerden rahatsız oldukları an patronların kulağını, patron da ekonomi editörünün, yazarının kulağını çeker.

Al gülüm-ver gülüm düzeni, diğer servislerde yok mudur? Vardır elbette; spor medyası ile spor kulüpleri arasında, sağlık medyası ile özel hastane ve ilaç firmaları arasında, magazin basını ile eğlence endüstrisi arasında da kirli ilişki örnekleri az değildir.

***

Medyayı kullanmada sıraya girenlerin bir diğeri de son zamanlarda The Cemaat ya da kendine taktığı yeni adla Hizmet’tir. Gülen Hareketinin, kendi geniş medya ağıyla yetinmeyip Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı aracılığıyla, sağcı, solcu demeden grup dışındaki gazetecileri boş bırakmadığını biliyoruz. Onlara ödüller vererek, Gülen okullarına, Pensilvanya’ya, dış gezilere davet ederek ‘kafalamaya çalıştıklarını’ bilmeyen kalmadı. Aynı şeyi ekonomi alanında da cemaatin sermaye örgütlenmesi TUSKON yapıyor şimdilerde… Medyayı dış gezilere, Afrikalardan Amerikalara kadar gezdiriyor. Emperyalizm karikatürü yayılmacılığını marifetmiş gibi gösteriyor. Davete katılanlar da dönüşte döşeniyorlar TUSKON’a methiyeleri… Bunlardan ikisi ne yazık ki, Cumhuriyet’in ekonomi sayfalarında da yer aldı son 1 ayda; “Anadolu Kaplanları Kenya’da (12 Mart), Dünya kazan TUSKON kepçe (11 Nisan)… Okurlardan iletiler alıyorum; “Bu gazetenin her gün birinci sayfasında, cemaat marifetli komplolar haberleştirilirken, Silivri’deki Balbay’ın çürütüldüğü gün sayısının çetelesi tutulurken, gazetenin öteki sayfalarında aynı cemaatin şirketlerine ‘güzelleme’ neyin nesidir?” …Kim, ne diyebilir?

***

Kuşkusuz bunca kokuşmuşluk içinde onuruyla, meslek ahlakına halel getirmeden, kirli mutfaklarda direnerek namusuyla çalışanlar hep oldu ve hâlâ az da olsa vardır. Zaten önemli olan, nerede olduğumuz değil, nasıl durduğumuz değil midir? Yazdıklarımdan, yarası olanlar gocunsunlar, hatta gocunmayacak kadar kaşarlanmış da olabilirler..

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız