Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan 4+4+4 kademeli eğitim yasası ile kamu emekçileri tarafından tepkiyle karşılanan sendika yasasını onayladı ve Resmi Gazete’de yayınlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.
AÇIKLAMA AKŞAM GELDİ
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden akşam saatlerinde yapılan açıklamada, “6287 sayılı ‘İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’, 6289 sayılı ‘Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’, 6290 sayılı ‘Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’, 6291 sayılı ‘Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Anayasanın 89 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir” denildi.
4+4+4 NE GETİRİYOR?
Kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan, TBMM’de komisyon ve Genel Kurul’daki görüşmeleri gergin bir ortamda geçen, atışmaların yanı sıra zaman zaman kavgalara yol açan kanun uyarınca zorunlu ilköğretim çağı, 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsayacak. Zorunlu eğitim çağı, çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlayıp, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda sona erecek.
İlköğretim bundan böyle “4 yıllık zorunlu ilkokul ile 4 yıllık zorunlu ortaokul”dan meydana gelecek. 8 yıllık okullarda, kesintisiz eğitim yapılan ilköğretim kurumları, artık ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar şeklinde kurulacak. Ancak ortaokullar, şartlar elverdiğinde ilkokul ya da liselerle birlikte de kurulabilecek.
İlköğretimin, özel idare bütçelerinden yıllık gelirin en az yüzde 20'si oranında elde edilecek gelirleri; ortaöğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanması için de kullanılacak.
İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nda yapılan bu değişiklikler, Milli Eğitim Kanunu’nda gerçekleştirildi.
ORTAOKUL VE LİSEDE 'KUR’AN-I KERİM' VE 'HZ PEYGAMBERİMİZİN HAYATI' SEÇMELİ OKUTULACAK
Kanunda ilköğretim kurumları tanımlanırken, ''imam-hatip ortaokulları'' tanımına da yer verildi. İlköğretim kurumları tanımı içine 4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul ve farklı programlar arasında tercihe olanak sağlayan ortaokullar ile imam-hatip ortaokulları alındı.
Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında; lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulacak. Ortaokul ve liselerde, Kur'an-ı Kerim ve ''Hz. Peygamberimizin hayatı'', isteğe bağlı, seçmeli ders olarak okutulacak. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri, Bakanlıkça belirlenecek.
YAYGIN LİSE DE OLABİLECEK
Kanunda “ortaöğretim” ise ilköğretime dayalı olmak üzere, 4 yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarını kapsayacak şekilde düzenlendi. Bu okulları bitirenlere, ortaöğretim diploması verilecek.
ZORUNLU LİSE GELECEK ÖĞRETİM YILINDAN İTİBAREN
Zorunlu ortaöğretim, 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanacak. Bakanlar Kurulu, uygulamayı gerek gördüğünde bir eğitim-öğretim yılı erteleyebilecek.
Kanun üniversiteye girişteki katsayı uygulamasına ilişkin düzenlemeler de içerdi. Buna göre, yükseköğretim kurumlarına giriş ve yerleştirme işlemleri, imkan, fırsat eşitliğini sağlayacak önlemleri almak kaydıyla, YÖK tarafından belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak. Kanunla yükseköğretime getirilen düzenlemeler şöyle:
“-Üniversiteye esasları YÖK tarafından belirlenen merkezi sınavlarla girilecek.
-Puan hesaplamasında adayların ortaöğretim başarıları dikkate alınacak.
-Ortaöğretim bitirme başarı notları en küçüğü 250, en büyüğü 500 olmak üzere ortaöğretim başarı puanına dönüştürülecek. Ortaöğretim başarı puanının yüzde 12'si, yerleştirme puanı hesaplanırken merkezi sınavdan alınan puana eklenecek.
-YÖK lise birincileri için kontenjanlar ayırabilecek.
-Meslek liseleri mezunları bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya bunlara en yakın olan mesleki ve teknik önlisans yükseköğretim programlarına sınavsız olarak yerleştirilebilecek.
ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ, RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ...
Kanun Rize Üniversitesi'nin adını ''Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'', Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi'nin adını ''Abdullah Gül Üniversitesi'', Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adını ''Bülent Ecevit Üniversitesi'', Konya Üniversitesinin adını da ''Necmettin Erbakan Üniversitesi'' şeklinde değiştirdi.
FATİH PROJESİ KAMU İHALE KANUNU'NA TABİ OLMAYACAK
“FATİH” projesi de kanunda düzenlendi. Buna göre, Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi Geliştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 2015 yılı sonuna kadar yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işleri Kamu İhale Kanunu'na tabi olmayacak. Alımlara ilişkin usul ve esaslar, iki bakanlığın müşterek hazırlayacağı yönetmelikle düzenlenecek.
SAHTE SENDİKA YASASINA DA ONAY
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanıyan 6289 sayılı “Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u onayladı.
Kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanıdığı ileri sürülen ancak sendikalar tarafından toplu görüşmelerin bile gerisinde, imza yetkisini yandaş sendika başkanına devreden 'sahte sendika yasası' olarak tanımlanan Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi.
Anayasa değişikliğine paralel olarak hazırlanan Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda değişiklik yapan kanun, memurlar ile diğer kamu görevlilerine tanınan toplu sözleşme hakkının kullanılmasını düzenliyor. Toplu sözleşme yapılma usulü, tarafları, kapsamı, toplu sözleşmeden yararlanacakları, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılmasını, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun oluşumu ve çalışma esaslarını belirliyor.
Kanun, sendika kurucusu olabilmek için en az 2 yıldan beri kamu görevlisi olarak çalışma şartını, sendika kurucularının kuruluş işlemleri için valiliklere nüfus cüzdanı örneği ve ikametgah belgesi verme zorunluluğunu kaldırıyor.
Konfederasyon kurucuları ise ilk genel kurula kadar sevk ve idare edeceklerin kimlikleri yerine sadece isimlerini bildirebilecekler.
Sendika şubelerinin Genel Kurullarının delegelerle yapılabilmesi için 500 değil, bin üyesi olması gerekecek.
3 yılda bir toplanan olağan genel kurullar, 4 yılı aşmamak üzere tüzüklerde belirtilen sürede yapılacak.
Genel Kurula katılacaklara, iki genel kurul toplantısı arasındaki döneme ilişkin faaliyet ve hesap raporu, denetleme kurulu veya denetçi raporu, gelecek döneme ilişkin bütçe önerisi, elektronik ortamda da gönderilebilecek, internet sitesinde ilan edilecek.
Şubelerde, bir denetçi yerine en çok 5 denetçi olabilecek.
Amaçlarına uyan uluslararası kuruluşlara üye olabilen sendika ve konfederasyonlar, bundan sonra tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere uluslararası kuruluş kurabilecek.
TOPLU SÖZLEŞME KAPSAMI
Toplu sözleşme; kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevzuat hükümleri dikkate alınarak, kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları, diğer mali ve sosyal hakları kapsayacak.
Toplu sözleşme hükümleri, sözleşmenin yapıldığı tarihi takip eden 2 mali yıl için geçerli olacak.
Toplu sözleşme görüşmelerine, kamu idaresi adına Kamu İşveren Heyeti, kamu görevlileri adına ise Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti katılacak. Kamu İşveren Heyeti; Devlet Personel Başkanlığı’nın bağlı olduğu Bakanın başkanlığında, İçişleri Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı temsilcilerinden oluşacak.
Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti 15 üyeden oluşacak. En fazla üyeye sahip sendika temsilcisinin görüşmelere katılmaması halinde, en fazla üyeye sahip ikinci sırada bulunan sendika, heyete dahil edilecek.
TOPLU SÖZLEŞME
Toplu sözleşme görüşmeleri, son rakamı tek olan yıllarda yapılacak. Kamu görevlilerinin geneline yönelik toplu sözleşme teklifleri, Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti’nin konfederasyon temsilcisi üyeleri; her bir hizmet koluna ilişkin toplu sözleşme teklifleri ise heyetin ilgili sendika temsilcisi üyesi tarafından hazırlanacak ve görüşmelerin başlama tarihinden en az 1 hafta önce Kamu İşveren Heyeti'ne sunulmak üzere Devlet Personel Başkanlığı’na verilecek.
Toplu sözleşme görüşmelerine Ağustos ayının ilk işgünü başlanacak. Süreç, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararının alınması da dahil olmak üzere en geç Ağustos ayının son işgünü tamamlanacak
SENDİKALAR NE DEMİŞTİ?
Tasarının yasalaşmasına engel olmak için son olarak Çalışma Bakanı'nın makamını işgal eylemi gerçekleştiren Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), yasa tasarısının özüne de ruhuna da yasakçı bir mantığın hakim olduğunu ifade etmişti:
\'Tasarı ile toplu görüşmeden bile daha geri bir düzenleme getirilmek istenmektedir. İşkollarına özgü sorunlar üzerinden örgütlenerek üyelerinin hak ve çıkarlarını korumak gibi öncelikli bir görevi olan sendikaların toplu sözleşme hakkı göstermelik düzeyde tutulmaktadır. Yine binlerce belediyede onbinlerce kamu çalışanının yararlandığı toplu sözleşmeler konulan birçok yasaklayıcı hükümle ve “Sosyal Denge Sözleşmesi” adıyla yapılamaz hale getirilmeye çalışılmaktadır. Grev hakkımızın yasal teminat altına alınmasına ilişkin hiçbir düzenleme getirilmemekte, örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller korunmakta, Sendikalar Heyetinde yandaş konfederasyonun, Hakem Kurulunda hükümetin atadıklarının çoğunlukta olması garanti altına alınarak adına “toplu sözleşme” yasası denilen bir düzenleme yapılarak kamu emekçileri kandırılmaya çalışılmaktadır. Tasarının temel konulardaki yaklaşımının özgür bir toplu pazarlık düzeniyle hiçbir ilgisi olmayıp, özgürlükleri tamamen kısıtlamayı hedefleyen yasa tasarısının özüne de ruhuna da tamamen yasakçı mantık hâkimdir. AİHM kararları, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa yok sayılarak “Toplu Sözleşmede imza yetkisi tek başına yandaş sendikanın başkanına verilmiştir”. Meclis’ten geçirilmeye çalışılan bu tasarıyla getirilmeye çalışılan toplu sözleşme düzeninin dünyanın hiçbir yerinde örneği yoktur. \'
'RAHŞAN AFFI'NDAN SONRA EN BÜYÜK SALIVERME
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Rahşan Affı”ndan sonraki en büyük salıverilmeyi doğuracak kanunu da onayladı. “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi.
15 BİN HÜKÜMLÜ SALIVERİLECEK
Denetimli serbestlikle cezaevinden erken tahliye yolu açıldı. Yasa açık cezaevlerindeki 15 bin hükümlünün son bir yıllık cezalarını cezaevi dışında çekebilme olanağını sağlıyor.
Açık cezaevinde en az 6 aydır kalan “iyi halli” hükümlülere infaz hâkimlerinin kararıyla erken şartlı tahliye yolu açıldı.
'TERÖR SUÇU'NDAN MAHKUM OLANLAR YARARLANAMAYACAK
Bütün partilerin ortak önergesiyle yapılan son dakika değişikliğiyle, 6 yaşına kadar çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine 2 yıl kalan kadın hükümlüler ile ağır hastalık, sakatlık ya da kocama nedeniyle yaşamlarını yalnız sürdüremeyen hükümlülerden koşullu salıverilmesine 3 yıl kalanların da erken tahliyeden yararlanabilmeleri sağlandı. Yasadan yararlanacak hükümlüler durumlarını Adli Tıp Kurumu’nun onaylayacağı bir raporla belgelendirecekler. Denetimli serbestlikten, ağırlaştırılmış müebbet cezası alanlar ile örgüt ve terör suçundan mahkûm olanlar ise yararlanamayacak.
ÜCRETSİZ ÇALIŞTIRILACAKLAR
Denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilecekler kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılacak. Bu kapsamda tahliye olanlara zorunlu olarak eğitim programlarına katılma, belli çevre sınırları dışına çıkmama ya da belirlenen yerlere gitmeme, konuttan ya da belirlenen bir çevreden ayrılmama, yurtdışına çıkmama, belirlenen bir stada gitmeme, belirli zamanlarda karakola giderek imza atmak, tedavi programlarına katılma, eğitime devam etme gibi önlemler de uygulanacak.
Muhalefet devlette çalışacak mahkumlara ücret de verilmesi için önerge vermiş ancak öneri AKP tarafından kabul edilmemişti.
AF OTOMATİĞE BAĞLANDI
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise, uygulamanın cezaevlerini boşaltma amaçlı olduğu iddialarını reddederek, “Bu, Türkiye’de alternatif ceza infaz yöntemlerini geliştirmek için attığımız bir adımdır. Bugün için 15 bin kişiyi kapsıyor, ancak bu sonraki yıllarda da devam edecek kalıcı bir uygulamadır, her yıl 13-14 bin kişi tahliye olacak” dedi.
|