|
Kentsel dönüşüm projelerine vatandaşların destek vermesini isteyen Başbakan Erdoğan “Tüm milletime sesleniyorum, bizim işimizi kolaylaştırın. Biz sizleri sokakta bırakmayız” dedi. Erdoğan, insan merkezli şehirler inşa edeceklerini de söyledi
ANKARA - Partisinin genel merkezinde düzenlenen Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumu’nda konuşan Başbakan Erdoğan, ustalık dönemine girerken çok önemli bir adım attıklarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı kurduklarını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
YETKİSİNİ ALDIK: Şimdi gideceğiz, gerekirse evleri yıkacağız. Bunun yetkisini aldık mı, aldık. Yasal düzenlemelerini buna göre, kentsel değişim ve dönüşümle beraber yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Onun için diyoruz ki, tüm milletime sesleniyorum, bizim işimizi kolaylaştırın. Biz sizleri sokakta bırakmayız. Ama işimizi kolaylaştırın. Çünkü biz sizin yavrularınızın ayaklarının toprağa, çime değeceği parklar yapabilelim. Yoksa apartmanın dairesinin içine tıkamışsın, başka hiçbir imkanı yok.
BU HAYAT DEĞİL: Bu hayat o yavrularımız için hayat değil. Biz çocukluğumuzu yaşadık ama şu andaki kuşaklar çocukluğunu büyük ölçüde yaşayamıyor. Biz yeri geldi baştan başa çamur olduk, toprağın içinde yoğrulduk. Çünkü topraktan geldik, toprağa gideceğiz. Ama şimdiki nesiller bunu yaşayabiliyor mu? Büyük şehirlerde böyle bir imkan yok. İnşallah çocuklarımıza biz o beton yığınları içerisine mahkum olmuş şehirler değil, işte o arzuladığımız parkları olan, parklarla donatılmış çevreleri olan şehirler emanet edeceğiz.
HUZURLU ŞEHİRLER: Biz çocuklarımıza huzurlu şehirler emanet edeceğiz. Güvenli şehirler, yeşille bezenmiş şehirler, insana dost iller emanet edeceğiz. Aile huzurunun, aile saadetinin sokağa kadar taştığı şehirler inşa edeceğiz. Aile huzuruyla birlikte kardeşlik hukukunun egemen olduğu şehirleri imar edeceğiz. Burada belediyelerimize, belediye başkanlarımıza, büyük sorumluluk düşüyor. AK Parti’li her bir belediye başkanı arkadaşımız öncelikle böyle bir ufka, böyle bir vizyona, misyona kesinlikle sahip olmalıdır.”
AİLE İÇİN: Bugüne kadar her ne yaptıysak aile için yaptık. “Ne yaptıysak aile saadeti, ailenin huzuru, refahı, ailenin güçlendirilmesi ve yaşatılması için yaptık. Bundan sonra da önce insan, önce aile diyecek, her adımımızda önce aileyi gözeteceğiz... Şehirlerin ailelere değil, ailelerin şehirlere hükmettiği yaşam alanları oluşturmada bu sempozyum inanıyorum ki yol gösterici olacaktır.
NÜFUS ARTMALI: Türkiye nüfusu 75 milyona ulaştı. Daha da artmasını istiyoruz. Ne diyoruz; en az üç kişi... Üç çocuk sahibi olacağız. Bütün çocuklarımıza bunu hep tavsiye edeceğiz. En az üç çocuk. Bunu başarmamız lazım. Hiç korkmayın, kim ne derse desin, her doğacak olan, her doğan rızkıyla beraber geliyor. Diğerleri sadece muhasebat tutanaklarında kendilerini aldatırlar. Bazıları çok oynadı onların üzerinde ama kendilerini yine de kurtaramadılar.
İNSAN MERKEZLİ: Bizim miras olarak devraldığımız medeniyetimiz, şehrin insanı değil, insanın şehri şekillendirdiği bir medeniyettir. Ne zaman ki kendi medeniyetimize, kendi tarihimize, kendi mimari anlayışımıza sırt çevrilmiştir işte o zaman hem şehirler bozulmuş hem de şehirde yaşayan insanlar yıpranmaya başlamıştır.
‘İşçisin sen işçi kal dediler’
Başbakan Erdoğan İŞKUR’un 2000 İş ve Meslek Danışmanı Atama Töreni’nde yaptığı konuşmada da Cumhurbaşkanı Gül’ün onayında olan 4+4+4 yasasını da değerlendirdi. Erdoğan, “Cuma günü Meclis’te çıkarılan yasayla statüko kaybetmiş, değişim kazanmıştır. Türkiye 1940’lara dönmekten kurtulmuş, yönünü çok daha güçlü bir şekilde 2023 yıllarına dönmüştür” dedi. Erdoğan şöyle devam etti: “Ayrıca adaletsiz bir durum yaşanıyor. Öğrenci meslek lisesinde okuyor, kendisini geliştiriyor, üniversite sınavına giriyor, düz lisedeki öğrenciden daha fazla soru yapıyor ama katsayı engeline takılıyor. Çocuğa aslında söylenen aynen şu ’sen tornacısın tornacı kal. Sen torna tesviye okudun, seni kaymakam, vali, avukat yapmayız’. Aynı sınava giriyorlar. Ama puan hesaplanırken orada bir uçurum oluşuyor. Neresinden bakarsanız bakın bu adaletsizliktir, eşitsizliktir... İşte biz katsayı meselesini de tüm engellemelere rağmen iade-i itibar olarak düşünerek bu mücadeleyi verdik. Bu adaletsizliğe son verdik.”
|
