Şu hayatta, bir tek gün, güzel, normal ve aklı başında bir şeye denk gelmez mi insan?
Gelmez!
Gelemez!
Şu kepazeliğe bakın ki,
11 yaşındaki kız çocuğu, imam nikahlı eşinden (!) 8 aylık hamile!!!
Şayet hala umudu kesmediyse bizden...
Allah ıslah etsin!
***
Kahır içerisinde okuduğum haberin detayları şöyle:
Bolu’da, E. D. adında, 25 yaşında bir adam yaşarmış.
Günlerden bir gün, bu adamın bir arkadaşı,
“Gidip Patnos’dan bir kız almış!”
(E. D. nin yaşadığı köydeki insanlar durumu aynen böyle ifade ediyor.)
Artık nasıl bir referans durumu hasıl olduysa...
“Arkadaşının izinden giden E. D. de Patnos’tan bir kız almış!”
Bu arada,
“Almış” kelimesinin kastı aşan bir ifade olduğu düşünülmesin sakın!
Bizatihi alışveriş halidir bahse konu edilen.
O çocukların (Muhtemelen) babalarının eline üç-beş kuruş sayıyorsun!
Onlar da, (Evde çok var nasıl olsa.) sıradakini ya da seçtiği birini, illa ki imam nikahı kıyılaraktan şereflendirilmeleri (!) şartıyla, taaaa bilmem nereden küçük kız satın almaya gelen eş (!) adayına veriyor!!!
(Heyhat... İhbarımdır. Yazar bu noktada ’Sattı” diyemiyor. Eli gitmiyor ve alenen çeviriyor!!!)
***
Bu çocuk ticaretinin taraflarında utanma var mı?
Yok!
İnsaf var mı?
Yok!
Ya insanlık?
Onun ruhu çoktan şad olduğu için eser yok!
O vakit,
Oyun çağındaki minnacık kızlarını, ücreti karşılığında veren babalara seslenmeli:
E. D. (Adı üzerinde) bir kendini bilmez el oğludur.
Zalimdir, kalpsizdir, ucuzcudur ve daha bir sürü utanç vesilesi hazin haldir ondaki ruha çöreklenen...
Bakar ki, arkadaşı gidip almış sudan ucuz bir çocuk!
Üç-beş kuruş denkleştirdiği gibi, şu hayatta güzel olan ne varsa vazgeçer ve gelir senin kapına... (Diğer adı da, baba ocağıdır o mel-un kapının, ya neyse!)
Pekii ya sen?..
Ve envai çeşit türevin, nasıl göz yumabiliyorsunuz böyle zalim bir ticarete?...
Minnacık kızlarınızı hiç utanma sıkılma bilmeden nasıl gelin (!) ediyorsunuz?
O çocukların karşılığında verilen parayı alırken, cebe indirirken ve harcarken...
Bir nebzecik olsun titremiyor mu yüreğiniz?
Utanç basmıyor mu işgalci bedenlerinize?
....???
Belli ki basmıyor.
Zaten basmadığı içindir ki, 11 yaşındaki küçücük haliyle 8 aylık hamile olan o kız çocuğu rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığında, imam nikahlı eş, (Kifayetsiz) doktorların, “Hastanede kalmalı!”
Uyarısına rağmen, çocuğu çektiği gibi çıkarabiliyor oradan!
İnisiyatif onda zira...
Basmış parasını, almış!
Hem de bizatihi babasından!!!
***
Daha geçen gün yazdığım,
“Türkiye’de çocuk olmak!” Başlıklı yazıda yer alan tüm haksızlıkları unutun...
O yazıya konu olanlar bile şu hakikatin yanında güzelleme kalmıştır!
Zira, beterin beteriymiş Türkiye’de çocuk olmak!
On yaşında satılıp, 11 yaşında 8 aylık hamile olmakmış!!!
Yazarın notu: On yaşında iki kız çocuğu annesi olarak, bir yazı ancak bu kadar utançla ve ona aynı oranda eşlik eden bir öfkeyle yazılabilirdi. O da oldu!
|