4+4+4 çocuklara en büyük kötülük

21 Mart 2012 Çarşamba, 08:21

Kademeli eğitim sistemi olarak kamuoyuna yansıyan, “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” birçok örgüt, akademi ve bilim çevresi tarafından tepki topladı. Kanun teklifinin Mecliste görüşülmeye başlanması halinde eğitim emekçileri greve gideceklerini açıkladılar. Aslında tasarı, 2002’den itibaren AKP hükümetinin eğitim alanında yarattığı tüm olumsuzlukların “kanun teklifi” halinde derlenmiş hali. 10 yılda açılan kuran kursu sayısı 60 bini bulurken, ilkokulların onda biri kapatıldı..AKP ise tüm bu yapılanların altına 4+4+4 ile imzasını atıyor.

İLKOKUL 4 YIL

“12 yıllık zorunlu eğitim” olarak sunulan kanun teklifi ile eğitim 4 yıla düşürülüyor. Teklifte de bu durum aslında açıkça belirtiliyor: “İlköğretim, birinci maddede belirtilen amacı gerçekleştirmek için dört yıl süreli ve zorunlu ilkokul ile, dört yıl süreli ve zorunlu ortaokuldan oluşan bir milli eğitim ve öğretim kurumudur.” Bu iki dört yıl süreli eğitim ise aslında “birinci kademe” ve “ ikinci kademe” olarak ayrılıyor. İlköğretimin 8 yıllık zorunlu ve kesintisiz özelliği ise böylece sona ermiş oluyor.

ÇOCUK GELİNLER NEDEN ARTAR?

Eğitim Sen Eğitim Uzmanı Erkan Aydoğanoğlu’nun hazırladığı “4+4+4 kademeli kesintili eğitim sistemi ne getiriyor” başlıklı sunumda vurgulandığı gibi, öğrenciler ilk kademede “zorunlu eğitim” olarak sürdürdükleri okul hayatı ikinci kademede, “mesleğe yönlendirme” denilerek devam edecek. 14 yaşındaki çocukların, bu yaşta meslek ile ilgili sağlıklı seçimler yapamayacağına dikkat çekilen metinde, çocuk yaşta evliliklerin artacağı ve çocuk işçiliğinin yoğunlaşacağının altı çiziliyor. Türkiye’de evliliklerin yüzde 33’ü, okur yazar olmayanların ise yüzde 47’si çocuk Ülkede erken evlilikler önemli bir sorun. Kız çocuklarının 13, 14, 15 yaşlarında evlendirilme oranı artarken, AKP’nin bu yaşlardan sonra eğitimi zorunlu olmaktan çıkaran teklifi, adeta zorla yaptırılan çocuk evliliklerine onay veriyor. Çocuk işçiliği de aynı şekilde 4 yıl geri alınıyor. 8 yıl değil, sadece 4 yıl okuduktan sonra çocuk işçiliğindeki artış, eğitim alanında destekleniyor.

Diğer bir tartışılan madde ise “İlköğretim ikinci kademe okullarında ortaöğretimi destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur” şeklinde düzenleniyor. Bu madde ile ilgili eleştiriler ise, son derece önemli; “Tüm okulların ikinci kademesine Arapça, fıkıh ve Kuran dersleri konularak temel eğitimde imam hatip uygulamasına geçilmek isteniyor” şeklinde.

Diğer taraftan ise “mesleki eğitim” denilerek patronlar tarafından açılacak meslek okullarıyla sermayeye “ucuz iş gücü” sağlanacak. Uzun vadede seçme sınavlarının kaldırılacağı söylenen bu sistemle, çocukların erken yaşta dershaneye gitmeleri de teşvik ediliyor. (Ankara/EVRENSEL)


--------------------------------------------------------------------------------

EĞİTİMDE NEREDEYİZ?

4’lü kademeli eğitim sistemi düzenlemesi öncesinde de eğitimde durum vahim. Türkiye milli gelir içinde eğitim harcamalarına ayrılan pay itibariyle 171 ülke içinde 132. sırada. 2011-2012 eğitim-öğretim yılında sınıf mevcudu 50’nin üzerinde 2 bin 451 ilköğretim sınıfı, 1555 ortaöğretim sınıfı olmak üzere 4 bin 6 şube bulunuyor. Bu şubelerin 83’ü ilköğretim okulu, 130’u ortaöğretim okulu olmak üzere toplam 213 okulda sınıf mevcutları 50’nin üzerinde. Türkiye’de öğrenciler 10 yaşından itibaren özel dersler almaya başlıyor. Özel ders aldırmak ailenin geliriyle yakından alakalı olduğundan bu durum farklı ekonomik seviyedeki ailelerin çocukları arasında eğitim eşitsizliğini artırıyor. Türkiye’deki aileler çocuklarının eğitimi için ortalama bir OECD ailesine göre gelirleriyle kıyaslandığında iki kat daha fazla para harcıyor. Aileler, gelirlerinin yüzde 1 ile yüzde 1.5’ini eğitim harcamalarına ayırmak zorunda kalıyor.


--------------------------------------------------------------------------------

OKULDAN ÇOK CAMİMİZ VAR

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2003-2011 yılları arasında Türkiye’de kamuya ait ilköğretim okullarının sayısı 35 bin 501’den 31 bin 899’a düştü. Ancak aynı dönemde açılan özel ilköğretim okulu sayısı yüzde 46 arttı. AKP döneminde açılan Kuran kursu sayısı 3 ise katına çıktı. Diyanet İşleri Başkanlığının verilerine göre, 2003 yılında 3 bin 852 olan resmi Kur’an kursu sayısı, 9 binlere ulaştı. Yani artış yüzde 125’lere dayandı. Yaz aylarında açılan Kur’an kursu sayısının ise 60 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Diyanet İşleri Başkanlığının verilerine göre, 2011 yılı itibariyle ülkemizde 81 bin cami bulunuyor. Yani her ilimize bin cami düşüyor. Okul sayısı ise toplamda sadece 53 binde kalıyor.

Kaynak : Evrensel