Ölüm hep bize mi düşer usta?

17 Mart 2012 Cumartesi, 08:29

Esenyurt’taki iş katliamında yaşamını yitiren yoksul emekçilerin cenazeleri gözyaşları içinde bir bir uğurlanırken, aynı ilçede bir işçi cinayeti daha oldu. Başakşehir’de yapımı devam eden bir inşaatta çalışan Harun Yılmaz isimli işçi, kafasının üzerine kalas düşmesi sonucu yaşamını yitirdi.



Bu ‘kader’ hep bizi mi vuracak böyle?

Çalışma Bakanı Faruk Çelik Esenyurt’ta 11 işçinin hayatını kaybettiği olayla ilgili, “Esenyurt’taki işçilerin ölümü kaza değil, ama kader” dedi. Çalışma Bakanı Plan Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin olayla ilgili sorularını yanıtlarken CHP’li Mevlüt Aslanoğlu’nun “İşçilerin kaderi bu muydu?” sorusu üzerine Bakan Çelik, “Olay kaza değil. Önlem alınsa yaşanmazdı. Ama kader mi kader...” yanıtını verdi.

Yangında yaşamını yitiren işçiler tek tek memleketlerinde toprağa veriliyor. Yangında yaşamını yitiren Abdurrahman Demir (42), memleketi Tokat’ta son yolculuğuna uğurlandı. Devlet Hastanesi morgundan alınan Demir’in cenazesi, kış şartlarının etkisiyle yaklaşık 2 saatlik yolculuğun ardından ilçeye bağlı Gökal beldesinde toprağa verildi. Yangında hayatını kaybeden Çetin Coşkun’un (42) cenazesi, memleketi Sêwaz’ta defnedildi.

Kimse suçu kabul etmiyor

Öte yandan, yangına ilişkin tutuklanan 6 kişi Metris Cezaevi’ne gönderildi. Büyükçekmece Nöbetçi 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce ifadeleri alınan şüphelilerden Kayı İnşaat Şantiye Şefi mimar Erdal Gümüş, inşaat alanının belli bir bölümünden sorumlu olduğunu, belirterek suçlamaları reddetti.

İş güvenliği koordinatörü Cem Yıllar ise denetimleri zamanında yaptığını ifade ederek, “Tespit ve uyarılarımı patronlarım Mehmet ve Abdullah Altun’a bildirdim. Ancak gerekli tedbirleri almadılar. Görevim, sadece iş güvenliğiyle ilgili denetimi yapmak ve eksiklikleri firma yetkililerine bildirmektir. Eksiklikleri giderme görev ve yetkim yoktur. Bu konudaki sorumluluk tamamen Kaldem firması yetkililerine aittir” dedi.

Kimse dikkate almadı

Yıllar, devamla “Çadırlarda acil çıkış kapısı olmadığı, elektrik tesisatının düzgün olmadığı, tesisata gereğinden fazla elektrik yükü bindiği, ranza başlarına elektrik sobası bağlandığı hususlarını belirledim. Bu eksiklikleri patronlarıma bildirdim, ancak giderilmedi. İşçilerin kaldığı çadır sayısı başta 5’ti, sonradan 3’e indirildi. Bu çadırların her birine yangın söndürme tüpü konulmasını istedim, ancak sadece 2 tane yangın söndürme tüpü alındı. Görevimi en iyi şekilde yerine getirdim. Çalışma sahasındaki eksiklikler hususunda dahi uyarılarım Kaldem firması yetkililerince dikkate alınmamıştır.”

Tesisat uygun değildi

Yanan çadırlara elektrik tesisatlarını döşeyen elektrik teknikeri Şaban Bakırcı ise “Bu tesisatları döşerken ısınmada kullanılacağını bilmiyordum. Elektrik tesisatlarını aydınlatma ve priz tesisatı olarak döşedim. Ekim ayında sobalar için tesisat kurulmuştu, bunları ben yapmadım. Elektrik tesisatını yaparken Mehmet Altun’un talimatına göre iş yaptım. Kusurum yoktur” dedi.



Bir inşaat cinayeti daha

Esenyurt’taki çadır faciasının üzerinden bir hafta geçmeden yeni bir iş cinayeti daha meydana geldi. Başakşehir ilçesinde yapımı devam eden bir inşaatta çalışan Harun Yılmaz isimli işçi, kafasının üzerine kalas düşmesi sonucu yaşamını yitirdi. Başakşehir İlçesi’nde inşaatı devam eden “Bir evleri” adlı sitede çalışan Harun Yılmaz (38) adlı işçinin, inşaat sahasında kafasına kalas düştüğü belirtildi. Mûş’un Milazgîr ilçe nüfusuna kayıtlı Yılmaz, yaralı olarak kaldırıldığı Esenyurt Devlet Hastahanesi’nden İstanbul Hospital Hastanesi’ne sevk edildi. Yılmaz’ın tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı kaydedildi.


SGK hâlâ incelemede

Esenyurt)taki çadırlarda çıkan yangında ölen 2 işçinin sigortasının yangından 1,5 saat sonra yapıldığı bilgisi Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından doğrulandığı halde, “Müfettişler inceliyor. İşveren nezdinde gerekli işlemleri yapacağız” denilmesinin dışında bir işlem yapılmış değil.

Kaynak : Özgür Gündem