|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.
|
|
|
|
|
HABER |
|
Önder Sav önce özeleştiri yapmalı
26 Şubat 2012 Pazar, 09:16
|
|
Satır arası...Bugün tüm gözler CHP'nin tüzük değişikliği yapacağı olağanüstü kurultayda olacak. Kurultaya saatler kala CHP'nin akil adamlarından eski Genel Başkan Altan Öymen'in kapısını çaldım. Kariyeri gazetecilikle siyaset arasında gidip gelen Öymen, bugün Radikal Gazetesi'nde köşe yazıyor ve CNN Türk televizyonunda program yapıyor. Parlamentoya ilk kez 1977'de Ankara milletvekili olarak giren Öymen, CHP'nin 99 seçimlerinde parlamento dışında kalması ve dönemin genel başkanı Deniz Baykal'ın istifa etmesinin ardından yapılan olağanüstü kurultayda genel başkan seçildi. Öymen o dönemi şöyle anlatıyor: 'Bunu beklemiyordum ve hazır bir ekibim de yoktu. Ama farklı kanatları ve bana karşı yarışanları da ekibe kattım ve beraber iyi şeyler yaptık'. Öymen, tıpkı bugünkü gibi tüzük değişikliğini tartıştıkları bir süreçte gittikleri kurultayda kaybedince genel başkanlık koltuğunu Deniz Baykal'a devretti. İşte tüm bu tecrübelerinden dolayı, Altan Öymen CHP'nin tarihi kadar kimyasını da çok iyi bilen bir isim. Öymen'in CHP'de yaşananlara ilişkin yaptığı yorum ve eleştirilerin bugün kurultaya katılanlara önemli mesajlar verdiği görüşündeyim. CHP onur üyesi olan Altan Öymen bugün Ankara'da kurultayı izliyor olacak.
CHP'nin bugünkü durumunu kapağı açılmış düdüklü tencereye benzeten eski Genel Başkan Altan Öymen'in, Önder Sav'ın kurultay öncesi yaptığı açıklamalara ilişkin yorumu şöyle: 'Şu anda demokratikleşmenin savunucusu gibi bir görüntü veriyor. Fakat pek çok antidemokratik gelişme onun genel sekreterliği döneminde oldu. Baykal'ın isteğiyle yapıldı belki ama o da uygulayıcısı oldu. Kendisi için de bir özeleştiri yapsa, daha inandırıcı olacak'
Şenay YILDIZ/ senay.yildiz@aksam.com.tr
CHP'nin bugün başlayan olağanüstü kurultayları öncesinde eski Genel Başkan Altan Öymen AKŞAM'ın sorularını yanıtladı:
- CHP'de sürekli bir kargaşa hali var sanki. Nereye sürükleniyor CHP?
Şimdi aslında CHP iki kurultay yapıyor. Biri imza ile istenmiş bir kurultay öteki de genel merkezin yaptığı. CHP genel olarak sık kurultay yapan bir partidir. Öteki partilerin hiçbirinde böyle şeyler olmadığı için göze çarpıyor. Oysa siyasi partilerin kendi içinde de olmalı demokrasi.
DÜDÜKLÜ TENCERE
- Ama böyle de çok dağınık görüntü vermiyor mu CHP?
CHP'de de aslında demokrasinin çok az uygulandığı zamanlar oldu. Şimdi belki onun da sonucu olarak parti içi politikalar çok hareketlendi, ortaya çıkmaya başladı. Yani düdüklü tencere gibi şey. Kapağını hep kapalı tutarsanız, bir süre sonra zorlar ve fırsatı bulduğu zaman kapak açılır ve biraz fazla ses çıkar. Ama demokrasi içinde bunlara alışılması gerektiği kanısındayım.
- Bu mesele sadece tüzük meselesi değil tabii...
Ortada bugünkü partiyi daha iyi hale getirmek isteyenler, 'Kılıçdaroğlu değişsin' diyenler ya da 'Kılıçdaroğlu kalsın ama parti meclisi değişsin' diyenler de var. Ama bu öyle birden bire olabilecek bir şey değil. Tüm bunlar için tüzüğün daha müsait hale gelmesini istiyorlar. Geçmişte de tüzük değişiklikleri gündeme geldi ama hep daha anti demokratik değişimler yapıldı. Tabii muhalefetin asıl amacı ne olursa olsun, tüzüğün birçok açıdan değişmesi lazım.
- Siz nasıl bir tüzük istiyorsunuz?
Mesela parti içi eğitimin bir zorunluluk haline gelmesi önemli. Böylece parti politikaları belirginleşir, bir konuda parti politikasının ne olduğunu ve ne söyleneceğini herkes daha iyi öğrenir. Ama parti içi demokrasi de güçlenmeli. Bir de kadın kotası çok önemli. CHP'nin mevcut tüzüğünde parti genel merkezinde yönetime seçilecek olanlar için yüzde 25 kadın kotası uygulanıyor. İl yönetim kurullarında da aynı şey var ama delege seçimlerinde bu uygulanmaz. Bu nedenle kurultay delegelerinin çoğu erkektir. Milletvekili adaylıklarında uygulanmaz, sadece yönetim kurulu üyeliklerinde uygulanır. Kadın kotası her seçim için konulmalı. İskandinav ülkelerinde de kadınlar İkinci Dünya Savaşı sonrasında konulan bu kotalarla ilerlediler siyasette. Bizde de buna ihtiyaç var. Çünkü kadınlar bu yarışa çok geç başladı. Bizde kadınların oy hakkını elde etmeleri Fransa'dan öncedir ama tatbikatta pek başarılı olamamışız. Şimdi genel merkezin tüzük tasarısında bunun yapıldığı açıklandı. Ayrıca kadın kotasının yüzde 33'e çıkarıldığı bildirildi. Bu kurultaydan da geçerse çok büyük bir değişim olur.
n CHP'de ön plana çıkmış isimler neden sürekli birbirleriyle uğraşıyorlar?
Bizde biraz partilerde 'sessiz olun` diye alışılmış bir durum var. Bir de Adalet ve Kalkınma Partisi örneği. Bir kişi var orada. Tek adam her şeyi yönetiyor. Ne denirse, çıt çıkmadan yerine getiriliyor. Bu demokrasilerde normal değil. Çünkü meclis çoğunluğunun görevlerinden bir tanesi hükümeti denetlemek. Hükümetin meclis tarafından denetlenmesi bir kenara, meclisin hükümet tarafından, yani başbakan tarafından denetlenmesi gibi bir durum var bugün Türkiye'de. Çünkü bütün o milletvekillerinin adaylıkları genel başkanın kararına bağlı. O onaylarsa oluyor, onaylamazsa olmuyor. Bu sadece Adalet ve Kalkınma Partisi'nde değil; mecliste temsil edilen partilerin diğer bölümünde de var. Kılıçdaroğlu geldikten sonra CHP bunlardan biraz daha farklı bir yola girdi. Artık önseçim yolu açılıyor. Şimdi umuyorum bu önseçimle beraber daha demokratik bir yapıya kavuşacak parti.
- CHP ideolojik açıdan sanki daha devletçi-otoriter bir partiye dönüşüyor...
İdeolojik tartışma içinde hepsi zaten. Parti içindeki ideolojik tartışma nasıl olur? Bir genel başkan konuşup da herkes 'baş üstüne' falan demez. CHP Baykal döneminde bu ideolojik tartışmadan yoksundu.
BAYKAL İLE LİDER PARTİSİYDİ
- Baykal CHP'si tam bir lider partisiydi yani?
Öyleydi. Tabii lider partisinin pratik açıdan olumlu tarafları da olabilir. Ama genel olarak çok sağlıklı bir şey değildir. Çünkü lider de yanlış yapabilir. Sadece etrafındaki iki-üç kişi ile olmaz. CHP bir arayış halinde şimdi. Mesela Kürt meselesinde eskisinden daha değişik bir çizgiye geldiler. Diğer konularda, mesela sosyal meselelerde yine özeleştiri yapıyorlar. CHP'nin geçmişi ile ilgili kısmen bir şeyler söylemeye başladılar. Ama CHP'nin tarihi açısından sadece eleştirilecek tarafları yok, olumlu tarafları da çok var. CHP mütemadiyen çağdaşlaşma çizgisinde giden bir partidir. Şimdi de yeni bir arayış içerisinde.
- Bu tüzük süreci Önder Sav ve ekibinin gerçekten bertaraf edilip edilmediğini anlamamızı sağlayacak mı?
Önder Sav, partiye geçmişte önemli hizmetler yapmış bir arkadaşımız. Ama biliyorsunuz en son yazılı bir açıklama yaptı ve açıktan polemiğe girdi. İlginçtir, şu anda demokratikleşme konusunun öncüsü gibi ya da onun savunucusu gibi bir görüntü veriyor. Fakat benim antidemokratik gördüğüm birçok mesele onun genel sekreterliği döneminde oldu. Tamam, Baykal'ın isteği ile belki oldu pek çok anti demokratik şey ama, o da itiraz etmedi, hatta uygulayıcısı oldu. Elbette ki tüzüğün ve partinin demokratikleşmesi lazım ama tüm bunları söylemeden önce kendisi için de bir özeleştiri yapsa bunları söylemeden önce, daha inandırıcı olacak.
- Ne demeli Önder Sav?
'Biz de yanlış yaptık' demeli. Yani eski yönetimin insanları şimdi partinin demokratikleşmesini isterken, bunun biraz da kendi kabahatleri olduğunu belirtmeli. Gene istemeliler tabii partinin demokratikleşmesini ama bunu belirtmeliler.
CHP bölünmez
- Bugün CHP başarılı mı sizce?
Kılıçdaroğlu geleli aşağı yukarı iki sene oldu. Bir referandum, bir de seçim süreci yaşadı bu iki yılda. 2002 seçimlerinde CHP yüzde 19,39 oy almıştı. Bir önceki seçimde barajın altında kalmış, Baykal istifa etmişti. 2007'de bu oran yüzde 20,9'a çıktı. Fakat o zaman DSP ile ittifak yaptı CHP. Son seçimde ise ittifaksız olarak yüzde 25,9 oy aldı. Belki daha fazla beklenirdi ama yine de beş puan artırdı. Bu yüzde 5'i küçümsememek lazım. 'AKP'nin oy artışı kaç puan?' diye bakılırsa o da yüzde 47 küsurdan yüzde 49 küsura çıktı. Yani iki puan civarında.
KARİZMATİK HALK ADAMI
- Gerçi iktidarın yıpranma payı da var...
Olabilir. Ama bazen iktidar, iktidar imkanlarını kullanmaktan dolayı avantajlı da olabilir. Ayrıca, diğer etkenlerin de rolü olabilir. Ben CHP daha fazla alamazdı demiyorum ama artışa da 'kaybetti' diye bakmamak lazım.
- *Kılıçdaroğlu'nu başarılı buluyor musunuz?
Kılıçdaroğlu'nu başarısız bulmuyorum. Başarısının azlığı çokluğu tartışılabilir. Ama partiye önemli bir ivme kazandırdığı muhakkak. Bir de çok çalıştı. Türkiye'nin her tarafına gitti gidiyor ve gittiği yerde çok iyi etki bırakıyor. Yani bir halk adamı olarak, karizmatik bir tip olduğu belli.
- Kılıçdaroğlu'na alternatif çıkar mı sizce?
Şimdiye kadar pek çıkmadı. Ama CHP hep çoğulcu bir partiydi, parti içinden çeşitli adaylar çıkabilir. Yani Kılıçdaroğlu'ndan daha iyi olabileceği anlaşılan birisi varsa o da aday olabilir. Seçilir ya da seçilmez ama bu mekanizma hep işler.
- CHP bölünebilir mi peki bu süreçte?
Ben buna pek ihtimal vermiyorum. CHP Türkiye'nin en köklü partisi. Bunun Türkiye'de siyasete de bir faydası olacağını sanmıyorum.
Mantalite de değişmeli
- CHP ile ilgili tartışılan şeylerden bir tanesi de neden bir türlü iktidarı yakalayamadığı meselesi. Neden?
CHP için söylenen hiç seçim kazanamadı ifadeleri... bir şehir efsanesi. Çünkü 1950'yi esas alalım. 1950'de seçim yapıldı. DP geldi. 50'den itibaren on sene DP'nin iktidar dönemidir. Sonra İsmet Paşa'nın koalisyon hükümetleri var, 1965'e kadar. 73 ve 77-80 arasında da Ecevit'in hükümetleri var. Sonra 12 Eylül oluyor. O zamana kadarki partilerin tümü kapatılıyor 1992'ye kadar... Yeni partiler kuruluyor. CHP'nin devamı sayılan partilerden SHP, DYP ile birlikteki koalisyon hükümetiyle dört yıl iktidarda. 1991'den 1995'e kadar... Yani CHP veya diğer sol partiler iktidarı bir türlü yakalayamamış değil. Ayrıca, diğer sol partiler sayılırsa, 1999-2002 arasında da Ecevit'in DSP'sinin koalisyon hükümeti iktidardaydı.
- Siz tüm sol süreci anlatıyorsunuz...
Tabii ama mukayese ederek bakalım. Muhafazakar partilere bakalım, DP, AP, ANAP... Ayrı ayrı partiler ama hepsini muhafazakar parti sayarsan, onlar da toplam 25 sene iktidarda. Sol partiler de 10 senenin üstünde. Yani öyle hiç iktidara gelmemiş diye bir şey yok. Ayrıca, o saydığım eski iktidar partilerinin hiçbiri artık Meclis'te değil. CHP ise ana muhalefet partisi. Elbette bütün partiler iktidarı hedefler. Ama bu her zaman gerçekleşmez. Ancak bunun için her zaman hazırlanmak gerekir.
ÖLÜM SESSİZLİĞİ İSTENMEZ
- CHP'de birbirlerini yemekten iktidara yürümeye vakit bulabiliyorlar mı dersiniz?
Bir partide disiplin de lazımdır ama demokrasi de lazımdır. Ne bir mezarlık sessizliği olması tercihtir, ne de çok curcuna olması istenilen bir şeydir.
- Şu an çok curcuna kısmındaymışız gibi görünüyor...
Ama bunun nedeni daha önceki anti demokratik tedbirlerin baskısının -bir ölçüde de olsa- ortadan kalkmasıdır.
- Deniz Baykal dönemi asıl şimdi mi ayıklanacak partiden?
Daha önceki yapının değişmesi lazım. O yapı böyle aşama aşama değişecek. Sadece tüzük değişikliği ile olmaz. Tüzük değişikliği lazımdır, eksiği varsa tamamlanması da lazımdır. İleride belki tamamının yeniden ele alınması gerekebilir. Fakat aynı zamanda parti içindeki mantalitelerin de değişmesi lazım.
- Nedir kastınız mantalite değişikliğiyle?
Mesela genel başkanın karşısına aday çıkınca, bazı siyasi girişimler yapılınca bunları da demokrasinin bir gereği olarak kabul etmek lazım. Buna tahammül göstermek lazım. Zaten genel politikada tahammülsüzlük giderek artıyor. Yani bir iktidar partisi var, her eleştiriye kızıyor. Partilerin kendi içinde de biraz tahammül olması lazım. Bir de Türkiye'de iktidarı eleştirmek kolay bir şey değil, riskli bir şey. Bu siyasetçiler için de böyle, basın içinde böyle, düşünürler için de böyle. Ama özellikle gazetecilerin eleştirme isteği hep var. Eleştirme imkanı riskli olduğu için ya bugünlerde olduğu gibi meslektaşlarını eleştiriyorlar ya da kolaya kaçıp, sadece muhalefet partilerine yükleniyorlar. 'Bu CHP zaten adam olmaz, seçim de kazanmaz' diyorlar ve öyle bir yargı da yerleşiyor. Askeri yönetim zamanları da böyledir. Askeri yönetimi eleştiremeyince, gazeteler arası polemikler çok olurdu. Bir de eğer kalmışsa, muhalifler eleştirilirdi. Şimdi benzeri bir dönemdeyiz.
- Burada eleştirilen MHP değil ama hep CHP...
MHP'nin içinden de ses çıkmıyor da ondan. Onun içinde hiçbir şey oluyor mu, demokratik tartışma olduğunu işittiniz mi?
- Son zamanlarda pek ses seda yok.
|
|
Kaynak : AKŞAM |
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
| | | | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|