CHP Bursa İl Kadın Kolları 8.Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutladı

09 Mart 2011 Çarşamba, 18:54

CHP Bursa İl Kadın Kollarının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için Akarsu restoranda düzenlediği toplantıda Başkan Yüksel Şekerciler bir konuşma yaptı:

Sayın Konuklar,

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1977 yılında 8 Mart’ın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmasını kabul etmiştir. Kadınlara eşit hakların verilmesinin dünya barışını güçlendireceği ve kadınların kendilerini geliştirmelerine olanak vereceği düşüncesi bu kabulde önemli rol oynamıştır.

Dünya Kadınlar Günü 1984 yılından itibaren ülkemizde kutlanmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak , ailenin ve toplumun temelini oluşturan; emeğin, sevginin, saygının ve hoşgörünün sembolü olan kadınlarımızın "8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü" kutluyor, bu anlamlı günde tüm dünya kadınlarına sevgilerimizi yolluyoruz .


Mustafa Kemal’in önderliğinde, Türkiye Cumhuriyetinin kadınlara en büyük armağanı kadını erkeği eşit bir toplumdur.

Türk Medeni Kanunu da Türk kadınının gelişiminin önündeki engellerin önemli bir bölümünü ortadan kaldırmıştır.

Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmış, İş Kanununun 1936’da yürürlüğe girmesiyle kadınların çalışma hayatına düzenleme getirilmiştir .

Cumhuriyetimizin kazandırdığı yasal düzenlemelerle ; kadının yaşam hakkının, güvenliğinin, onurunun, özgürlüğünün ihlali olan şiddete karşı koruma sağlanmıştır.

Dünya Kadınlar Günü , ülkemizdeki kadın hakları konusunun değerlendirilmesi için önemli bir fırsattır .

Değerli konuklar ; bir ülkede hukukun üstünlüğü yoksa , gerçek demokrasi yoksa , insan hakları da yoktur , kadının özgürce yaşam hakkı da yoktur .

Kadına nasıl davranıldığı , insana verilen önem ve değerin ölçüsü olduğu kadar , demokrasinin ulaştığı düzeyin de göstergesidir .

AKP İktidarının iş başına gelmesiyle birlikte Türkiye’de kaygı verici gelişmelerle karşı karşıya kalınmıştır . Toplum sadece ekonomik ve politik yaşamda değil, sosyal ve kültürel alanda da kazanılan haklarda geriye gidiş başlamıştır .

Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye yönelik saptamaları bunu doğrulamaktadır :
• Kadın haklarında kaydedilen gelişmeler yetersizdir.
• Kadınların eğitim düzeyleri düşüktür.
• Cinsiyet temelinde ayrımcılık devam etmektedir.
• Avrupa Sosyal Şartının ilgili maddeleri Türkiye Cumhuriyeti’nce henüz onaylanmamıştır.

Kadın cinayetleri konusunda hükümetin yetersizliğini duyarsızlığını hepimiz biliyor , görüyoruz . Bu iktidar döneminde kadınları ikinci sınıf gören bir zihniyet ülkemizde egemen olmaya başlamıştır . Kadınların hak ve özgürlükleri konusunda geri gidişten hepimiz derin kaygı duymaktayız.

Kadınların karşılaştığı fiziki saldırılar ve tecavüzler artarken , nasıl çözümleneceği konusuna eğilmek yerine ; üniversite gibi üst düzey kurumlarda toplumu yönlendiren adının başında profesör unvanı bulunan kişilerin kadını hedef gösteren sözleri kaygı vericidir . Kadının nasıl giyinmesi nasıl davranması gerektiği üzerine , kadına giydirilen "namus" kavramı üzerinden üretilen baskı , özünde insan hak ve özgürlüklerine tümüyle aykırıdır . Kadını "dekolte"siyle tecavüzcüye işaret eden son açıklama üzerine anlaşılmıştır ki ; ilahiyat alanında da dini çarpıtmadan yorumlayan aydın yetiştirilmesi zorunludur .

Türkiye’de her gün ortalama 5 kadın hayatlarındaki erkekler tarafından herkesin gözleri önünde katlediliyor. AKP iktidarında son yedi yılda yüzde 1400’lük artış gösteren kadın cinayetleri artık bir felaket boyutuna ulaşmıştır.

Mahkemelerin, kolluk güçlerinin, yasaların koruyamadığı için öldürülen kadınların çoğunun ortak özelliği , şiddet gördükleri eşlerinden ya da sevgililerinden ayrılmak istemeleri ya da ayrılmış olmalarıdır.

Kadınları katleden erkeklere uygulanan “haksız tahrik indirimi”, ülke nüfusu dikkate alındığında 5000 civarında olması gereken sığınma evinin sayısının 50’yi bile bulmaması ve çıkarılan koruma amaçlı yasaların neredeyse hiç uygulanamaması bu acı tablonun başlıca sorumlularıdır .
Kadınlara karşı uygulanan şiddetin dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suç olduğunu biliyoruz. Ülkemizde de şiddet gören, tehdit edilen kadınlar karakol, adliye, jandarma kapılarından ‘aile meselesi’ denilerek geri gönderilmekte , yasal hakları yeterince kullandırılmamaktadır .
Şiddet tehlikesi altında yaşayan kadınların acilen başvuracağı bir yardım merkezi yoktur . Can güvenliği nedeniyle kent değiştirmek istese ; o zaman da barınma ve geçinme sorunları karşısına çıkmakta, çocuklarının eğitime devam etmesi ayrı bir sorun olmaktadır .

Kısacası AKP iktidarında en temel hak olan yaşam hakkı elinden alınan kadınlara kaderine razı olmak kalmaktadır .
Türkiye’de kadın hakları sorunu , kadınların çözmesi gereken sorun gibi algılanıp , biz kadınların hemcinslerimizin başına gelenlere karşı kendi aramızda toplaşarak yansıttığımız tepkilerle çözülemez. Sorun kadın sorunu değil kadına bakış açısı sorunudur .

Sorunun kaynağı ve parçası olan erkek egemen anlayışın , sonuçta karar vericilerin de erkek olması nedeniyle kadını giderek daralan bir çember içinde kıskaca alan bir kısır döngüsü söz konusudur .

Bu kötü gidişe son vermek için, kadınlarımızı kadın haklarının kazanılması ve geliştirilmesinde öncü rol oynayan Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında örgütlenerek haklarımız için mücadele etmeye, Türk Kadının gücünü göstermeye davet ediyoruz.

Laiklik, demokrasi, hukuk devleti,kadının insan hakları Cumhuriyet Halk Partisinin ortak paydasıdır .Çağdaş uygarlık hedefine ulaşmak için Atatürk Devrimleri yol haritamızdır .

Kadın bedeni üzerinden tanımlanan "namus" kavramına değil, kadın olmanın onuruna odaklandığımızda; insanı öne çıkaran bir kültürü oluşturmak için ilk adımı da atmış olacağız.

Türk Kadınının toplumda hak ettiği yeri alması , gelişmiş ülkelerin kadınlarıyla aynı hak ve özgürlüklere ulaşıp bunları özgürce kullanabilmesi dileğiyle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun .
Saygılarımla .

8 Mart 2011

Yüksel ŞEKERCİLER
CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı

Kaynak : Bursa Bağımsız