Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel Başbakan Erdoğan'ın 'Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz' şeklindeki açıklamasının Alevi camiada hoş karşılanmadığını belirtti: 'Neye göre dindar bir kere? Bu ülkenin başbakanı, herhangi bir dine dayalı eğitim yaptıramaz. İşi gücü bıraktılar, bu ülkede Alevileri asimile etmek için uğraşıyorlar. Ben gidişatı çok tehlikeli buluyorum. Bu ister istemez insanları bölen, ayrıştıran bir şey'
Satır arası...
Geçen hafta ve bu haftaya damgasını vuran tartışma kuşkusuz Başbakan Erdoğan'ın yaptığı 'dindar nesil' tartışmaları oldu. Bu tartışmaların Alevi camiada nasıl algılandığını Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel'e sordum. Alevilik meselesinin özellikle Sivas katliamının ardından iyice örgütlendiği belirtilen bir de Avrupa ayağı var. Bu konuyu ise 14 ülkede toplam 280 Alevi kültür merkezi ve cemevinin bağlı bulunduğu Avrupa Alevi Birlikleri Konfederas-yonu'nun genel sekreteri ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu' nun ikinci başkanı olan Ali Ertan Toprak ile konuştuk. Şahkulu Sultan Dergahı'ndaki cemden izlenimlerimi de bugün sizlerle paylaşıyorum.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel AKŞAM'a şu değerlendirmeleri yaptı:
- Aleviliği İslam içinde mi görüyorsunuz, dışında mı?
İslam'ın içinde Alevilik diye bir şey bulamazsınız ama Aleviliğin içinde İslam ile ilgili çok şey bulabilirsiniz. Eğer Taliban'ı, İBDA-C'yi bir kenara bırakıp, gerçek İslam'ı konuşacaksak, Alevilik elbette ki İslam'a dahildir.
- Siz örgüt olarak din derslerinin tümüyle kaldırılmasını ve Diyanet'in lağvedilmesini istiyorsunuz, değil mi?
Evet.
- Aleviliği İslam içerisinde tanımlıyorsanız, neden din dersine karşısınız?
Birincisi, kendi anlayışlarındaki bir İslam'ı 'İslam' diye sunuyorlar. Biz buna 'Sünnilik' diyoruz. Hanefi Mezhebi'nin öğretilerini dayatıyorlar. Aleviler buna oldum olası karşı. Biz binlerce yıldır camiye gitmiyoruz, bu yeni değil ki! Biz kimsenin inanç merkezini ayıplamıyoruz, çirkin sözler söylemiyoruz, hakir görmüyoruz ama bizim cemevimiz, ibadet yerimizle dalga geçiyorlar. Biz ilkesel olarak zorunlu din dersine karşıyız. Din derslerine Alevilik eklediler, onu da yanlış koydular.
- Neden?
Alevilik dersi adı altında verilen bilgilere baktığınız zaman hepsi Sünnilikle ilgili şeyler. Mesela Alevilerde Ramazan Orucu diye bir şey yok. Bizde hiçbir oruç davulla zurnayla karşılanıp, davulla zurnayla gönderilmez. Biz Muharrem'de matem orucu tutarız. Matemdir, düğün dernek kutlanır gibi yapılmaz. Bugün Diyanet devlet içerisinde devlet haline gelmiş. 8 bakanlığın bütçesinden çok bütçeye sahip. Sürekli yatay geçişlerle başka bakanlıklara, birimlere memur veriyorlar. Ve tekrar 'Açık var' diye yeniden personel alıyorlar. Bu devlet din devleti değil! Devletin dini olmaz, vatandaşın olur. Ama şu an devletin resmen bir dini var. Devlet Sünniliğin yürürlükte olması için elinden geleni yapıyor, büyük bütçeler ayırıyor. Diyanet de buna ortak olmuş vaziyette.
SİYASETE ALET EDİLMEMELİ
- Başbakan Erdoğan'ın 'Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz' şeklindeki açıklaması Alevi camiada nasıl yankılandı?
Hoş karşılanmadı. Neye göre dindar bir kere? Bu ülkenin başbakanı herhangi bir dine dayalı eğitim yaptıramaz! Ama bugüne dek yapılanlar, miting meydanlarında söylenenler ortada. Başbakan Çorum'da Ebu Suud Efendi'yi övdü. Biliyor musunuz Suud Efendi kim? Osmanlı'da 'Alevilerin katli vaciptir' diye fetva veren kişi. Aleviler bunu nasıl içine sindirsin? Eskiden biraz gizli yapıyorlardı, şimdi alenen yapıyorlar. Alevi köylerine cami yapıyorlar. İşi gücü bıraktılar, bu ülkede Alevileri asimile etmek için uğraşıyorlar. Ben gidişatı çok tehlikeli buluyorum. Bu ister istemez insanları bölen, ayrıştıran bir şey. Şu anda Diyanet aracılığı ile Milli Eğitim ve camiler iç içe girmiş durumda. Bu, çok tehlikeli. Sadece Sünnilik değil, hangi din olursa olsun bu şekilde kullanılmamalı, siyasete alet edilmemeli. Aleviliği de siyasallaştırdıkları için bu mesele çözülmüyor.
- Ama aynı zamanda cemevine gelen bir Diyanet İşleri Başkanı, muharrem orucu iftarına gelen bir hükümet var, değil mi?
Siyasete alet ederseniz, bilmeden gidersiniz, böyle yaparsanız tabii. Birçok yere geldiler mesela Maraş'taki yemekte ben de vardım. Diyanet İşleri Başkan yardımcıları, müftü geldi. Hoş geldiler sefa geldiler. Ama bu oruç Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da katledilmesi üzerine tutulur Alevilerde. Bu da böyle eğlence gibi yapılmaz. Ramazana benzeterek bir muharrem orucu yapmak doğru değil. Bunu da asimilasyonun bir parçası olarak değerlendiriyorum. Kendi Aleviliklerini yaratmak istiyorlar.
- Ne kastediyorsunuz?
Başından beri 'Camiye gidecek, ramazanı tutacaksınız, beş vakit namaz kılacaksınız ama adınız Alevi olsun, hiç mahsuru yok' anlayışı ile yaklaşıyorlar. Bu doğru değil.
Cemevlerinde Seyit Rıza resimleri asılırsa tarihimizle barışırız
Alevilik özellikle 70'lerdeki göçlerden sonra sadece Türkiye'ye özgü bir olgu olmaktan çıktı. Bunun bir de hatırı sayılır boyutta bir Avrupa ayağı var. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu'nun genel sekreteri olan Toprak, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'nun da ikinci başkanı. Toprak Alevilerin Avrupa'daki durumunu anlattı:
- Almanya'da Alevilerin durumu nasıl?
Alevilik Almanya'daki 16 eyaletin 8'inde resmen kabul edildi. İlkokul ve Ortaokullarda Alevilik dersi veriyoruz. Yani Alevilik anayasal düzeyde tanınmış durumda. Önümüzdeki yıl da Köln Üniversitesi'nde Alevilik kürsüsü, hatta enstitüsü açılacak. Şu an federal ve eyalet hükümetleri ve ilgili üniversitelerle Alevilik kürsüsü görüşmelerini yürütüyoruz
DİNİ CEMAAT OLARAK TANINDI
- Ne olarak tanındı Alevilik Almanya'da?
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) 'kendine özgü bir dini cemaat' olarak tanındı Almanya'da.
- Avrupa'daki Alevi kitle ne kadar?
Avrupa'da 1 milyona yakın Alevinin yaşadığını tahmin ediyoruz. Bunun 600-800 bin arasının Almanya'da yaşadığını tahmin ediyoruz.
- Cemevlerindeki Atatürk resimleri meselesi Dersim tartışmaları sonrası yeniden alevlendi. Sizin Avrupa'daki cemevlerinizde Atatürk resmi var mı?
Olan da var olmayan da var. İlk kurulduklarında çok tartışma oldu ama biz bunları artık geride bıraktık. Niye, camide kilisede asılmıyor da cemevinde asılıyor? Biz tercihi cemevlerimize, kültür merkezlerine bırakıyoruz ama sorulduğu zaman şunu diyoruz: Burası bir ibadethane ise o zaman siyasetçilerin ya da devlet adamlarının resimlerinin asılması doğru değil. O kültürün, inancın önderlerinin resimleri asılması lazım.
- Ama devlet yaptırmıyor. Aleviler kendileri seçti bunu yıllarca, değil mi?
Aleviler birçok tarihsel İslami şahsiyeti ve kavramı Ortodoks İslami coğrafyada hayatta kalabilmek için nasıl bir kalkan olarak benimsediler ise, Atatürk'ü de Cumhuriyet kurulduktan sonra bir kalkan olarak kullanıyorlar.
KALKAN OLARAK KULLANIYORLAR
- Nasıl bir kalkan?
Mesela Hz. Ali'yi ideal insan olarak inançlarının baş tacı yapmışlar. Böylelikle hem kendi inançlarının özünden ödün vermezken, diğer taraftan Ortodoks İslam'ın saldırılarına karşı Hz. Ali onlara kalkan olmuştur. Benzer şekilde Cumhuriyet'in kurucusunu sahiplenmiş ama Atatürk'e, Cumhuriyet'e ve CHP'ye olan aşkları tek yanlı kalmıştır. Cumhuriyet ne bekledikleri eşitlik ne de güvenliklerini sağlamıştır. Ama süreç içerisinde tek tipçi devletin gazabından kurtulmak için onun kurucusunu sahiplenerek, kendilerine kalkan yapmıştır. Ve Atatürk'ü aynı Hz. Ali gibi ideal bir insan olarak görmeye çalışmıştır.
- Dersim tartışmaları sonrası Avrupa'daki Alevilerin Atatürk algısı nasıl etkilendi?
Bugünkü Atatürk algısı ile bundan birkaç yıl önceki Atatürk algısı Aleviler içerisinde aynı değil. Geçmişte Dersim üzerinde yapılan tartışmalar esnasında Aleviler hep kendi aralarında Atatürk'ü korumaya çalışırlardı '38'de hastaydı, haberi yoktu' diye. Ama tarihi gerçeklik ve belgeler Atatürk'ün sadece orada yapılanlardan haberdar olmakla kalmayıp, bizzat başında olduğunu gösteriyor. Bu da tabii özellikle genç kuşaklar tarafından sorgulanıyor. Özellikle genç Aleviler tepkilerini koyuyorlar Alevi kültür merkezlerinde. Bana göre cemevlerinde Atatürk resimleri yerini Seyit Rıza resimlerine bıraktığı gün biz tarihimizle barışmış olacağız.
İbadet ettiğimiz yerde Atatürk fotoğrafı yok
Şahkulu Sultan Dergahı dedesi Veli Akkol 'Buraya sadece Aleviler gelmiyor. Sünniler de geliyor. Kuran-ı Kerim bizim rehberimizdir' diyor. Akkol'a Atatürk'ün fotoğrafını sorunca şöyle diyor: 'Atatürk bizim için çok önemli ama ibadet yerimizde onun fotoğrafı yok'
Karacaahmet'te izlediğim cemin ardından farklılıklar var mı diye merak ettiğim için bir başka ünlü dergah Şahkulu Sultan'a gidiyoruz. Burada izleyeceğimiz pazar günü yapılan bir cem. Ayakkabılarımızı çıkararak Şahkulu Sultan'ın beyaz boyalı cemevine girip, pembe halının üzerine oturuyoruz. İçeride yaklaşık 50 kişi var. Cem salonunda bebekler, çocuklar ve içlerinde lokma bulunan poşetler de var. Karacaahmet'tekinin aksine, burada Atatürk'ün fotoğrafı yok, sadece Hz. Ali'nin fotoğrafı var. Duvarda 12 imamların isimleri yazılı. Dede postunda oturan Veli Akkol tören sırasında mikrofon kullanıyor. Veli dedenin yaptığı birlik duasının ardından mikrofondan gelen 'Kerbela aklıma düşer', 'İmam Hüseyin'in kaderi bendedir' biçimindeki cümlelerin topluluğu hıçkırarak, ağlamaya götürdüğünü izliyoruz. Sonlara doğru Akkol'un dua verdiği lokmalar dağıtılıyor. Lokma olarak bize de bir portakal uzatılıyor. Sadece izleyici olduğumuzu belirterek, geri çevirmiyoruz. Cem bitince birbirlerini kucaklayıp, tebrik ediyorlar. Sonrasında, vefat eden bir kişi için verilen 40 yemeğinde etli bulgur pilavı ve yemek yeniliyor.
SÜNNİLER DE GELİYOR
Cem sonrası odasında konuştuğum Alevi Dedesi Veli Akkol, 'Buraya sadece Aleviler gelmiyor. Sünniler de geliyor. Kuran-ı Kerim bizim rehberimizdir. Türkçeye çevirirsek namaz Allah'a dua etmektir. Allaha dua etmenin şekli olmaz' diyor. Kendisine Atatürk'ün fotoğrafını sorduğum zaman 'Bakın burada var. Atatürk bizim için çok önemli ama ibadet yerimizde onun fotoğrafı yok' yanıtını veriyor.
YARIN:
- Dersim özrünün ardından alevlenen Atatürk ve Aleviler
arasındaki ilişkilerin tartışılmasına CHP Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün nasıl bakıyor?
- Alevilerin anayasadan beklentileri neler?
|