| 
         Başbakan Yardımcısı Arınç, imam hatip liseleriyle ilgili olarak, \'Bu okulların mezunlarından öyle güzide, öylesine çalışkan, başarılı insanlar yetişti ki artık ’cenaze yıkayacak imam mı olacaksın? diye sormuyorlar, ’Tayyip Erdoğan gibi Başbakan mı olacaksın’ diyorlar\' dedi. 
 
Arınç, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Gemlik Anadolu 
İmam Hatip Lisesi Spor Salonu’nun açılışında düzenlenen törende kürsüye geldiği 
sırada, lise öğrencilerinin arka planda kalmasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile 
getirdi. 
 
Küçük bir düzenleme yaparak çocukların bir noktada toplanmasını 
sağladıktan sonra konuşmasına başlayan Arınç, özellikle son günlerde terör 
olayları nedeniyle herkesin üzüntülü olduğunu bildiğini söyledi. Belli bir 
bölgede facia yaşandığını vurgulayan Arınç, teröristlerin o bölgeyle 
yetinmediğini, doğudan batıya, şehir merkezlerinde masum insanlara, çocuklara ve 
anne karnında gün yüzü görmemiş yavrulara da kıyabildiklerini vurguladı. 
 
Arınç, \'Allah, onlarla mücadelede devleti, hükümetimizi, güvenlik 
güçlerimizi başarılı kılsın. İnşallah bu felaket tez zamanda son bulsun, ülkemiz 
huzura, refaha ve mutluluğa ersin\' diye konuştu. 
 
TBMM Başkanı oldağu 2004 yılındaki bir anısını paylaşan Arınç, 
\'İstanbullu bir tekstilci bana geldi ’Ben fakir fukara çocuktum, yetiştim, 
İstanbul’a gittim. Tekstile girdim, başarılı oldum, zengin oldum. Doğubeyazıt’ta 
kendi mahalleme okul yaptırmak istiyorum. Gelirseniz temelini atarsanız, mutlu 
olacağım’ dedi. Geleceğimi söyledim zaten Türkiye’yi dolaşıyordum. Ağrı’dan 
helikopterle Doğubeyazıt’a geçtim\' dedi. 
 
Düzenlenen temel atma töreni sırasında çok dikkat çekici bir olay 
yaşandığını belirten Arınç, sözlerine şöyle devam etti: 
 
\'Tribün hazırlanmış, protokol orada. Doğubeyazıt’ın yoksul anneleri, 
babaları, çocukları yani halk arkada. Herkes konuştu, içime şüphe korku düştü. Bu 
insanlar ne hissederler; ’gelen birbirine konuşuyor, biz halkız bize sırtını 
dönüyor.’ İçime dert oldu. Biz bunlar için okulu yapıyoruz, halk için buraya 
geldik. Bu halka hizmet olsun diye, onların çocukları güzel okulda okusun diye 
buradayız. Onların fikri, zikri, düşüncesi, etnik kökeni, mezhebi beni hiç 
ilgilendirmiyor. Onlar, Türkiye cumhuriyetinin yurttaşları, benim milletim, bin 
yıldan beri kardeş olduğum insanlar. İçime düşen kurt nedeniyle bana sıra 
geldiğinde aldım kürsüyü çevirdim, protokol arkamda kaldı. Ne oldu biliyor 
musunuz? Bin kişiye yakın vardı, hepsi alkışlamaya başladılar.\' 
 
Arınç, devlet olarak halka bakışta bir yanlışlık içinde olunduğunu ifade 
ederek, \'Onları dışlamadan, onlara ikinci sınıf vatandaş olduğunu 
hissettirmeden, onlarla aramızda sanki husumet varmış intibanı vermeden, onların 
elini tutmalıyız, kucaklaşmalıyız. Bunu hissettiğim için yaptım, demek ki doğru 
yapmışız, millet bundan çok memnun oldu\' dedi. 
 
Orada yaşadığı başka bir olayı da paylaşan Arınç, şöyle konuştu: 
 
\'TBMM Başkanı olarak gittiğim yerlerde vilayet ve belediyeyi ziyaret 
ederdim. Doğubeyazıt’ta belediye DTP’li belediye. ’Oraya da gidecek misin?’ diye 
sordular. ’Niye soruyorsunuz, elbette gideceğim, halkın seçtiğine saygı duyarız. 
O buranın, belediyenin başkanıdır, ben de halkım adına belediyeyi ziyaret 
edeceğim’ dedim. Orada iddialaşmışlar, ’gelmeyecek, göreceksiniz, belediyeye 
uğramayacak, bunlar böyledirler, bunlar bizi halktan saymazlar’ gibi... Biz 
gidince 3-4 bin kişi belediye önünde toplandı. Ben de çıktım balkondan halka 
güzel şeyler söyledim. Bu ülkede ayrımcılık yakışmaz. Biz hiç kimseyi ayırt 
etmeden, onlarla birlikteliğimizi yaşayacağız ve göstereceğiz. Vatandaşa öteki 
olduğu intibanı verecek hiçbir harekette bulunmayacağız.\' 
 
-\'Şimdi o dönemden hesap soruluyor ve savcılar soruşturma yapıyor\'- 
 
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’de imam hatip liselerinin, 
ilahiyat fakültelerinin kuruluşunun 60 yıla yaklaştığını belirterek, bu okulların 
bir mecburiyetten kurulduğunu söyledi. 
 
Bazı dönemler çok acı günlerin yaşandığını vurgulayan Arınç, şöyle devam 
etti: 
 
\'Bu okullara kötü gözle bakanlar, geldiler, tehlike olarak gördüler, 
irtica yuvası olarak isimlendirdiler, büyük yanlış ve haksızlık yaptılar. Sırf bu 
okulları kapatmak için meslek liselerinin idamına fetva çıkardılar. Türkiye, 
böyle bir karanlık dönemi yaşadı. Şimdi o dönemden hesap soruluyor ve savcılar 
soruşturma yapıyor. İmam hatip liseleri, özel liseler değil. Milli Eğitim 
Bakanlığımıza bağlı ve denetiminde okullardır. Kitaplarını devlet veriyor, 
öğretmenlerini devlet tayin ediyor, müfredatlarını devlet hazırlıyor. Aynen düz 
liselerde, Anadolu, fen, öğretmen, ticaret turizm meslek, güzel sanatlar ve spor 
liselerinde olduğu imam hatip liseleri de devletimizin milli eğitim politikası 
içinde öğrencilerimizin yetişmesi için öngördüğü okullarımızdır. Ne ikinci ne 
üçüncü ne de beşinci sınıftır. İçinde imam ve hatip kelimesi var ya bir türlü 
affedilememiştir, bir türlü bağışlanamamıştır. Adı değişse ne olur, ayeti kerime 
yok değişebilir. Belki çok da iyi olur. İmam hatip lisesi denmesi 60 yıl önceki 
maziye dayanıyor.\' 
 
-\'Bu okullara kem gözle bakanlar yanıldılar\'- 
 
Arınç, Anadolu insanının çocuklarının en iyi okullarda, en iyi 
öğretmenlerle, en iyi ders kitaplarıyla yetişmesini istediğini dile getirerek, 
\'Akıllı olsun iyi yetişsin, üniversiteye gitsin, memleketine hizmet etsin. Bir 
ölçüde dininden maneviyatından uzak kalmasın. 3-5 dersin okutulmasıyla fazladan, 
çocuklarımız, manevi hayatlarında, milli ve kültürel değerlerinde biraz daha 
fazla iyi yetişsin. Halk bunu istedi. 1950 öncesi ve sonrası bu düşünce kabul 
gördü\' diye konuştu. 
 
1975-1977 yıllarının en fazla imam hatip lisesinin açıldığı dönem olduğunu vurgulayan Arınç, şunları kaydetti: 
 
\'Türkiye’de sayısı yüzlerle ifade edilecek imam hatip liseleri, ilahiyat 
fakülteleri, meslek yüksekokulları ve diğer birimlerimiz, bir kısmı YÖK 
bünyesinde, bir kısmı Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde. Bu okullardan altın bir 
nesil çıktı ortaya. Bu altın nesil, memleketine, milletine bağlı vatanına, 
bayrağına bağlı, inancına saygılı çok güzel, bin yıl bizi ayakta tutan 
medeniyetimize sevdalı bir nesil ortaya çıktı. Sadece imam hatip olarak 
söylemiyorum. Bütün okullarımızın tertemiz yavruları gibi imam hatiplerde 
yetişenler de memleketine bağlı birer güzel unsur olarak ortaya çıkmış oldular. 
Türkiye, için tehlike değildiler, daha da ileriye götürecek azme sahip, inanca 
saygılı güzel nesil oldu. Bu okullara kem gözle bakanlar yanıldılar.\' 
 
-\'Siz cenaze mi yıkayacaksınız?\'- 
 
Arınç, bu dönemde imam hatiplerde eğitim gören çocukların şanslı olduğunu 
dile getirerek, şöyle devam etti: 
 
\'Bu okullar, ilk açıldığında çocuklar hangi okula gittiğini 
söyleyemiyordu. ’İmam hatipte okuyorum’ dediklerinde ’Siz cenaze mi 
yıkayacaksınız?’ diye soruyordu birileri, ’para toplayan imamlardan mı 
olacaksınız? diyorlardı. Bütün bunlar karşısında, bu gencecik yavrular, başları 
dik, alınları açık, ’bu okullarda okuyacağım, daha fazlasını okuyacağım, ülkeme 
anne babama yararlı olacağım’ dediler. Ama toplum içinde kendileriyle alay 
edilen, küçümsenen bir varlık olarak bugünlere kadar geldiler. Çok şükür bu 
okulların mezunlarından öyle güzide, öylesine çalışkan, başarılı insanlar yetişti 
ki, artık ’cenaze yıkayacak imam mı olacaksın? diye sormuyorlar, ’Tayyip Erdoğan 
gibi Başbakan mı olacaksın’ diyorlar.\' 
 
-\'Türkiye’yi ileri götüreceğiz, daha iyi yetişeceğiz\'- 
 
Eğitimin bir yarış olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Arınç, 
\'Liselerden bütün okullara kadar bu bir yarıştır. Daha çok başarılı olacağız, 
Türkiye’yi ileri götüreceğiz, daha iyi yetişeceğiz. Ülkemizi tarihte olduğu gibi 
büyük bir medeniyetin büyük bir devletin eseri olarak ortaya koyacağız\' dedi. 
 
Arınç, bir dönem her şeye müdahale edildiğini vurgulayarak, şunları 
kaydetti: 
 
\'Okullar kapatıldı, kesintisiz zorunlu mecburi eğitime dönüştürüldü. Her 
çocuğumuz 8 yıl aynı sınıfta eğitim görecek hale geldi. Bütün bunlarda bizim tek 
düşüncemiz vardır, fayda zarar düşüncesi. Bu sistem milli eğitim için faydalı mı 
oldu, çocuklarımızın zeka, kabiliyet isteklerine göre çok daha iyi netice verdi 
mi vermedi mi? Ben sonucunu biliyorum da burada söylemeyeceğim. İmam hatip 
liseleri, hangi isimle devam ederse etsin Türkiye’de varlığını muhafaza edecek ve 
on binlerce yeni öğrenciyi Türkiye’nin geleceğine hazırlayacak. En prestijli 
okullarımızdan biri olacak. En itibar gören okullarımızdan biri olacak. 74 milyon 
insan, çocuklarının eğitimi için bu okulları, bir tehlike yanlışlık yeri olarak 
değil Allah’ın izniyle Türk eğitiminin yüz akı olarak görecekler ve bu okullara 
itibar edecekler.\' 
 
Çocuklara çok çalışmalarını öğütleyen Arınç, \'Bizleri, anne ve 
babalarınızı mahcup etmeyin. Sizlerin içinden nice doktorlar, mühendisler, 
iktisatçılar, nice belediye başkanları, savcılar, hakimler, nice başbakanlar, 
nice yüksek yargı başkanları çıkacak. Allah’a inandığım gibi inanıyorum, bunların 
hepsi olacak. Her zaman güçlü olun. Güzel şeyler öğrenin. Yüzümüzü ak edin. 
Sizlerle gurur duyuyorum\' diye konuştu. 
 
Konuşmaların ardından Arınç, programa katılan Vali Şahabettin Harput, 
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve Gemlik Belediye Başkanvekili Refik 
Yılmaz ile birlikte spor salonunun açılışını yaptı. 
 
Arınç, açılıştan önce lisenin öğrenci ve öğretmenleriyle birlikte yemek 
yedi. 
       |