Kurultay

17 Haziran 2011 Cuma, 08:00

Derya Sazak /Milliyet

CHP’de olağanüstü kurultay için örgütler düzeyinde nabız yoklanıyor. Henüz imza aşamasına gelinmiş değil, 800 dolayında delegeyle görüşülmüş. Seçimli kurultay için 1200’ü aşkın delegenin yarıdan fazlasının desteği gerekiyor. Tüzükte, kurultaya giden yol hayli zorlaştırılmıştı. İlk imzadan itibaren 15 gün içerisinde gereken çoğunluğa ulaşılması şart. Bu sayı 600’ü aşkın delege demek.
Kılıçdaroğlu, Baykal’dan liderliği devraldığı ve Önder Sav’ı tasfiye ettiği kurultaylarda CHP il başkanlarının desteğini arkasına almıştı. Çünkü örgüt, iktidar istiyordu.
CHP, bu seçimde de “Kaybedenler Kulübü” olmaktan kurtulamadı.
Eski Politbüro 12 Haziran hesaplaşması için düğmeye bastı.
Baykal, ortada bir başarı olmadığını savunuyor. CHP’de “eksen kayması” yaşandığını ve “Yeni CHP”nin laik-Cumhuriyetçi kimliğinden uzaklaştığını söylüyor. Kürt-Alevi açılımı ve “özerklik” söylemi de geleneksel CHP tabanını rahatsız etmiş. Henüz itiraf edilmese de MHP’yi barajın altına düşmekten kurtaran oyların büyük kentlerde CHP’den gitmesi, partideki değişim iddiasının gerçekte tabandaki MHP’lileşmeyle ters düşmesi, 20 kişilik potansiyel sağcı-Ergenekoncu gruptan söz ediliyor olması rahatsızlık yaratmış. İmzacılar, kurultay çağrısı için partiye “yabancılaşan” CHP örgütlerine güveniyorlar. 41 il başkanı ve 250 ilçe başkanı adaylık başvurusu yaptıkları halde listelerde yer bulamadılar. 80 kişilik Parti Meclisi’nin yarısı 12 Haziran sonuçlarından rahatsız. Yeni seçilen 136 üyeli Meclis grubundan muhalif olanlar da katıldığında “seçimli kurultay” çağrısı yapılacağı konuşuluyor kulislerde. Ancak muhalefetin açmazı bu girişime Baykal-Önder Sav ikilisinin öncü olması. Eski Politbüro’nun da seçim kazanma gibi bir düşüncesi yoktu. Onlar da “dar kadroculuk” yapıyorlardı. Parti içi iktidar, ülkeyi yönetme iddiasının önünde geliyordu.
CHP kurultayı toplansa bile Kılıçdaroğlu’nun şansı “eskiler” olacak!
Yeniler arasında bu partiyi gelecekte iktidara taşıyabilecek güçte birisi yok.
Anayasa değişikliği ve Kürt sorunu tartışmalarında CHP’deki “ideolojik” ayrışma daha net gözükecek. Gruptan AKP’ye, MHP’ye savrulan milletvekilleri çıkabilir. BDP’ye de gidenler olabilir.
Seçim kampanyasına yön veren “herkesi yakala” politikası CHP’yi böylesine bir açmaza sürükledi.
CHP, seçimden birinci parti çıksa, yüzde 30’lar çıtası aşılsa, İstanbul’da AKP geriletilse, İzmir, Antalya ve kıyılardaki üstünlük sürdürülebilse Kılıçdaroğlu-Gürsel Tekin yönetiminin yanlışları konuşulmayacaktı. Şimdi eş, dost, akraba tercihlerinden “Dersim kökenli” 20 milletvekiline pek çok eleştiri seslendiriliyor. Gelecek seçimde belediyeleri kaybetme, baraja takılma endişesi dile getiriliyor.
Kemal Bey’in kurultaya gitmesi ve “güven tazelemesi” gerekiyor.
Bunu yapmazsa Meclis’te “Recep Bey” karşısında tutunamaz!