1994 yılında oğlunu yitiren Barış Annesi Şekernaz Çakal, evladının mezarını istiyor.
İstanbul’da kurulan ilk Barış Anneleri İnsiyatifi’nde yer alan Şekernaz Çakal, yıllardır sürdürdüğü barış mücadelesine bugün YAKAY-DER’de devam ediyor.
Bütün kurumlarda çalıştığını aktaran Şekernaz Ana, her gününü bir kuruma verdiğini ve barış için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğini söylüyor.
Bedlîs’in (Bitlis) Tûx (Tatvan) ilçesine bağlı Düzcealan köyü Çamaltı mezrasından 1992 yılında İstanbul’a göç etmek zorunda kaldıklarını bildiren 7 çocuk annesi Şekernaz Ana, o dönem korucu olma baskısıyla boşaltılan köylerinin yakıldığını ve bir gecede köylerini terk etmek zorunda kalıyor.
Hâlâ çocuğumu arıyorum
1992 senesinde henüz köydeyken bir çocuğunun gerillaya katıldığı haberini alan Şekernaz Ana, hâlâ bu çocuğunu aradığını anlatıyor.
Nezir Çakal’ın (Xerzan) 94 senesinde Amed’de çıkan bir çatışma sonucu hayatını kaybettiğini öğrenen Şekernaz Ana, bu bilgiyi doğrulayan ne başka bir bilgiye ne de oğlunun cenazesine ulaşabilmiş. ‘O gün bugündür oğlumu arıyorum.
Hâlâ ne olduğunu bilmiyorum. Eğer öldüyse de mezarını istiyorum’ diye konuşan Şekernaz Ana, bunun için başvurmadığı kurum kalmadığını anlatıyor.
Yıllardır barış için mücadele veren, bu mücadelesinde yurtdışı da dahil birçok yere giden Şekernaz Ana, bir oğlunun da PKK davasından 35 sene ceza aldığını anlatıyor.
10 yıl tutsak kalan Teymur Çakal, ölüm oruçları sonrasında ameliyat olmak için 3 aylığına çıktığı cezaevine bir daha dönmüyor. Yurtdışında yaşayan bu oğlundan ayrı düştüğünü belirten Şekernaz Ana, kalan çocuklarının da baskılar yüzünden yurtdışına çıktığını ve şu an yanında bir oğluyla bir kızının kaldığını anlatıyor.
Sütümü helal etmem
Şekernaz Ana’nın barış mücadelesi içinde yaşadığı en zor günler ise, oğullarından birinin askerde olduğu dönem olmuş. Bir oğlu gerillada, bir oğlu cezaevinde iken bir oğlunu da askere göndermek zorunda kalan Şekernaz Ana, oğlunun askerde ceza alarak Colemêrg’e (Hakkari) gönderildiğini anlatıyor. Bu dönem en büyük korkusunu ise, Şekernaz Ana’nın oğluna söylediği ağıttan öğreniyoruz. “Kardeşlerine kurşun sıkarsan, sütümü helal etmem sana…”
Gece-gündüz demeden her gününü bir kurumda çalışarak geçiren Şekernaz Ana, başka türlü içinin rahat etmediğini anlatıyor. Barış Anneleri İnsiyatifi’ni oluşturduklarında 8 sene yönetimde yer alan Şekernaz Ana, o günden beri hemen her kurumda çalışmış.
İki yıl da BDP il yönetiminde çalışan Şekernaz Ana, İHD ve TUHAD yönetimlerinde de yer almış. Şu an da YAKAY-DER yönetiminde çalışan Şekernaz Ana, her hafta Cumartesi Anneleri eylemlerinde yerini aldığını anlatıyor.
Erdoğan Allah’ı unutmuş
Barış için diğer annelerle yıllardır mücadele ettiklerini anlatan Şekernaz Ana, “Bunlardan rica ettik olmadı, yalvardık olmadı, ağladık olmadı, tabutu getirip kapılarının önüne koyduk, yine olmadı.
Biz artık ne yapalım?” diye sorarken, “Biz Kürt’üz, Allah bize bu ismi verdi. Kürtlüğümüzü inkar edersek Allah da bunu kabul etmez” sözleriyle isyan ediyor.
Halkların birbirleriyle hiçbir sorunu olmadığını ancak Türk Başbakanı’nın ayrımcılık yaptığını söylüyor. “Erdoğan Allah’ı unutmuş” sözleriyle tepkisini dile getiren Şekernaz Ana, “Madem ki Başbakansın, Türkiye’nin yarısının oyunu aldın, bu annelerin sesini duy artık, bu kanı durdur!” sözleriyle Erdoğan’a sesleniyor. AKP’nin oy uğruna dağıttığı paraların yine halkın cebinden çıktığını belirten Şekernaz Ana, “Bize ne kadar çile çektirdiği, baskı yaptığı ortadadır.
Parayla, sadakayla topladığı oylar da O’nun olsun. Yeter ki bu kan dursun” sözleriyle savaşın bitmesi dileğini ifade ediyor.
Savaşın getirdiği yıkımı kimsenin yaşamaması ve diğer annelerin ağlamaması için mücadele ettiğini belirten Şekernaz Ana, “Bizim çocuklarımız insan değil mi? Biz anne değil miyiz?” diye sorarken, “Onlar bizim çocuklarımızdır, dağdan taştan gelmediler. Onların bir annesi, bir babası var. Onlar özgürlük savaşçılarıdır” sözleriyle de çocuklarına “terörist” denmesini kabul etmediklerini belirtiyor.
Çocuğunu kaybetmiş bir anne olarak kendisini diğer annelerden ayrı tutmayan Şekernaz Ana, “Biz çocuklarımızı bu savaş için mi dünyaya getirdik?” diye sorarken, “Ben bilseydim böyle bir savaş olacak, çocuklarım ölecek, evlenmezdim. Çocuk dünyaya getirmezdim” derken, “Madem bu savaş devam edecek… Evlenmeyin!” sözleriyle gençlere sesleniyor. Yıllardır sürdürülen mücadelenin ardından en büyük dileğinin bu ülkede barış geldiğini görmek olduğunu söyleyen Şekernaz Ana o gün şöyle seslenmek istediğini söylüyor tüm annelere; “Anneler sevinin, barış oldu! Artık çocuklarımız ölmeyecek!”
Başa Dön Önceki Sonraki Yazdır Yorum Yaz
|