İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Fransa, şeffaflık ve vatandaşa saygı

Fransa, şeffaflık ve vatandaşa saygı

10 Ocak 2015 Cumartesi, 11:16

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

Fransa’da, Charlie Hebdo dergisine saldırı sonrasında, teröristlere karşı büyük bir operasyon başlatıldı. Bütün dünya bu operasyonu canlı olarak televizyonlardan seyretti. Şeffaflık demokrasinin gereği. Demokrasi ise birçok durumda sonuca ulaşmayı kolaylaştırıyor. Bir kere, halkın güvenini kazanıyorsunuz; kimse “İşin içinde bir iş var” diye düşünmüyor; “provokasyon” şüphesine kapılmıyor. Ayrıca kamuoyu bilgi sahibi olduğu için polise yardım edebiliyor. Neticede bütün millet seferberlik halinde, tek bir amaca kilitleniyor.

Türkiye’de durum çok farklı. Her konuda yayın yasağı var. Yayın yasağı yetmiyor, Twitter ve YouTube engelleriyle sis perdesi yoğunlaştırılıyor. Anayasa Mahkemesi, hukukun gereğini yerine getirince de “düşman” konumuna itiliyor. Bütün bu tartışmalar yüzünden, meselenin özünü bırakıp, teferruata dalıyoruz; ortak bir noktada buluşacağımıza kavgaya tutuşuyoruz.

Yayın yasağı olan konuları şöyle bir sıralayalım:

- Uludere’de, kaçakçılık yapan sivil vatandaşlarımızı, F-16 uçakları, “PKK sınırdan sızıyor; içlerinde ‘Bahoz Erdal’ kod adlı PKK komutanı Fehman Hüseyin de var” duyumu yüzünden bombaladı. Yayın yasağı gelince, bu istihbaratı askere kimin verdiği anlaşılamadı. Sorumlular, hasıraltı edildi. * Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 52 kişi (Erdoğan’ın söylemiyle 52 Sünni vatandaşımız) hayatını kaybetti. 146 vatandaş yaralandı. Buna da yayın yasağı getirildi.

- 2012 KPSS sorularının çalınmasına ilişkin haber de yayın yasağının konusu oldu.

- 17 ve 25 Aralık yolsuzluk dosyaları… Bunların da içeriği hakkında bilgi edinilmesi önlendi.

- Dışişleri Bakanlığı’ndaki güvenlik zirvesinden ses kayıtları sızdırıldı. Şimdi Cumhurbaşkanı ya da Başbakan çıkıp, bu sızdırma olayından dolayı “paralel çeteyi” suçluyor. Soruşturma hangi safhada, iddialar gerçeği mi yansıtıyor, bilenemiyor. Çünkü yayın yasağı var. Ya sızdırmayı odadaki 4 kişiden biri yaptıysa?

- Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ile Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu’nun şehit olduğu Bingöl saldırısına yayın yasağı geldi. Önce “Failler yakalanıp cezalandırıldı” diye 4 kişinin adı ortaya atıldı. Sonra onların ilgisi olmadığı anlaşıldı. Meclis’e bu konuda verilen araştırma önergesi reddedildi. Tıpkı Uludere önergesinin reddedildiği gibi. Bu saldırı bir provokasyon muydu yoksa arkasında PKK mı vardı? Karanlıkta kaldı.

- Cizre’de olaylar birbirini takip ediyor. Polis kurşunuyla 14 yaşında bir çocuk hayatını kaybetti. Burada da yayın yasağı uygulanıyor.

***

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, yatıştırıcı, kucaklayıcı ve güven verici bir konuşma yaptı: “Her vatandaşımıza bu ülkenin bir parçası olduğunu hissettirmeliyiz… Fransa’nın her tarafında anma törenleri tertip ediliyor. Bizim görevimiz, vatandaşların bu törene özgürce erişimini ve güvenli katılımlarını sağlamaktır” dedi.

Görüldüğü gibi, özgürlükler güvenliğe feda edilmiyor. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri polis gazıyla engellenmiyor. Hemen bir “iç düşman” belirleyip, yandaşlar organize edilerek, ülkede kutuplaşma yaratılmıyor.

Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemine özeniyor; “Hiç değilse Fransa’daki gibi yarı başkanlık sistemi uygulansın” diyor. Niçin olmasın? Ama önce Erdoğan demokrat, hukukun üstünlüğüne saygılı, herkesi kucaklayan bir lider nasıl olur, onu öğrenmeli.

Fransa’daki gelişmeleri televizyondan izlerken, bizim siyasetimizdeki yetersizlikleri ve zaafları çok daha yakından görüp fark etme imkânını buldum. Ve ne yalan söyleyeyim, derin bir yeise kapıldım.

Hep aynı senaryo: Provokasyon

Müslümanlar’ın birçok ülkede, sayısız mağduriyet yaşadığı inkâr edilemez bir gerçek. Bu durum, en müşahhas bir şekilde Filistinliler’in maruz kaldıkları haksızlıklarla ortaya çıkıyor. Irak’ta, Amerikan işgaliyle yüz binlerce Müslüman’ın hayatını kaybettiği, ardından yaşanan istikrarsızlığın sıkıntıların ve ıstırabın sürmesine yol açtığı da unutulmamalı. Myanmar’da, hükümetin müsamahasıyla, Budistler’in, Müslüman kasabalarına saldırıp, iş yerlerini tahrip ettikleri, insanları katlettikleri biliniyor. Ama her olayı, daha somut bir şekilde ifade edeyim, her cinayeti, bu mağduriyetlerle izah etmek ve “provokasyon” iddiasıyla nitelemek doğru değil. Mesela, Fransa’da Charlie Hebdo saldırısı, İslâmafobi’yi körüklemek için gerçekleştirilen bir tertip şeklinde takdim edilemez. Ama bunu yapanlar var. Demiyorlar ki: “Maalesef aramızdan çıkan bazı fanatikler insan öldürmeyi, cihadın gereği sayıyor. Bunları telin ediyoruz.” Bir komplo teorisi yaratmaya çalışıyorlar.

İki müşahhas örnek vereceğim:

Akit: “Adrese teslim provokasyon… Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, önce kutsal değerleri hedef alınarak ‘tahrik’ edildi. Müslümanlar kendilerine yönelik bu ırkçı saldırıları ve zulümleri protesto etmek için gösteriler düzenleyince de Fransa’da 12 kişinin öldüğü provokasyon kokan bir saldırı yaşandı.”

Vahdet: “Bu işte bir gâvurluk var… Yüzü maskeli iki kişi Paris’in göbeğinde dergi binasını basıp 12 kişiyi öldürdü. Ellerini kollarını sallaya sallaya kaçtı. Hedef çok manidardı. Dergi 2 yıl önce Peygamber Efendimiz’le ilgili karikatürler yayınlamış ve büyük tepki çekmişti. Saldırının Avrupa’da İslâm düşmanlığının arttığı bir dönemde gerçekleşmesi dikkatlerden kaçmadı.”

Twitter’da da benzer yorumlara rastlıyoruz. Charlie Hebdo karikatüristlerinden bahsederken, kışkırtıcı yayınların bu sonu hazırladığını söylüyorlar ya da Müslümanlar’ı zor duruma düşürmek için harekete geçen küresel güçleri ve tabii ki İsrail’i suçluyorlar. Oysa yaşanan mağduriyetlerden çıkarılacak ders,
“Başkalarına haksızlık yapmamak, bizden farklı düşünenleri mağdur etmemek” şeklinde olmalıydı. Müslüman her fert, mağduriyetten öfke, zulüm ve katliam devşirmek yerine barış, hoşgörü, diyalog sonucunu çıkarabilseydi, İslâm’a çok daha hayırlı hizmetler yapmış olurdu.

Hep aynı senaryoyu yazmayı bırakın!!! “Provokasyon” mazeretine sığınmayın. Lütfen biraz özeleştiri.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız